Beşıktaş bir dejavu yaşıyordu. Süper Lig'de ezeli rakiplerinden ve zirveden yine iyice uzaklaşmıştı. Avrupa'da işler iyi gitmiyordu. İlk 24'ün dışındaydı. Yönetimde idari ve teknik kaoslar ayyuka çıkmıştı. Taraftar desteğini çekmiş, protestolar başlamıştı. Önce yönetim değişti. Yeni Başkan Adalı ve heyeti idari işleri çözdü. Sonra teknik direktör problemi halledildi. Solskjaer ve tecrübeli ekibi çıkabileceği en zorlu ilk maçına çıktı. İspanya ve Avrupa Ligi'nin en istim üzerinde olan nağmalup takımı A. Bilbao'ya sahayı dar etti. Özlenen Beşiktaş'ı izlettirirken, hem futbolseverler hem de siyah-beyazlı taraftarlar şaşkınlık içerisindeydi.
İNANMADIĞI İŞE BAŞLAMIYOR
Teknık Direktör Solskjaer bu karşılaşmanın önemini çok iyi biliyordu. Çünkü bu maçta oynayacakları futbol ve alacakları skor takıma ivme kazandıracaktı. Daha imzaya gelmeden dersini iyi çalıştı. Yardımcısı Erling Moe ile program ve planlarını yaptı. UEFA maç analistliğinin yanı sıra M. United'da forvet koçluğu yapması onun en önemli artısıydı. İnanmadığı işlere imza atmadı. Norveç Milli Takımı'nı "hazır değilim" diye kabul etmemişti. Dibe vurmuş takımları seçip parlatması Solskjaer'in tipik özelliklerinden biridir. İyi malzemelerle iyi yemek yapmak insanın iyi bir şef olduğunu göstermez, marifet eldeki olanlarla masaya şaheser ürünler sunmaktır
SOLSKJAER'iN A. BiLBAO HAMLELERi
Gedson Fernandes-Milot Rashica, Al Musrati-Ernst Muçi ve Ciro İmmobile-Rafa Silva ikili oyun ve pas trafiği l Bu ikili isimlere Artur Masuaku ve Svensson yardımı l Ciro İmmobile ve Rafa Silva'nın adam kovalaması ve savunmaya yardımları l Agresif defans ve hücum pres tercihleri l Enerji ve kondisyonu yerinde kullanma l Doğru yerde, doğru zamanda vuruş l Total futbol ve yardımlaşma
İSLER DEGİSTİ
Ole Gunnar Solskjaer'in gelişi ve A. Bilbao maçı Türkiye'de işlerin değişeceğinin bir göstergesidir. Taşlar yerinde oynamıştır ve kartlar yeniden karılmıştır. Avrupa'da umutlarını devam ettiren Kartal gözünü zirveye dikmiş ve aradaki önce 14 sonra 20 puanı eritmenin çabası içinde olacaktır