Spor yazarları Corendon Alanyaspor-Beşiktaş maçını değerlendirdi

TURGAY DEMİR - FUTBOLUN PRENSİ

Ligin en çok pas yapan takımı olan Beşiktaş'ın etkisiz alandaki, al gülüm-ver gülüm türünden top yapması rakibi ne kadar yoruyor bilmem ama bir izleyici olarak beni fazlasıyla yoruyor. Doğru zamanda, doğru yere koşan oyuncularınız varsa, hızlı şekilde paslaşır, rakibin aklını alırsınız. Şenol Güneş'in ilk sezonundaki Beşiktaş'ı hatırlayanlar ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaktır. Bugünkü Beşiktaş öyle değil, ağır aksak paslaşıyorlar. Kontratakları bile set oyununa çevirip rakip savunmanın yerleşmesi için bekliyorlar adeta.

Rafa Silva dışında hiç kimse yeteri kadar hareketli değil genellikle oldukları yere meşin yuvarlağın gelmesini bekliyorlar. Alanyaspor ligin korkulu rüya gören takımlarından. Alacağı bir puan dahi çok önemli olduğu için tedirgin oynadılar. Özellikle attıkları golden sonra topu tamamen rakibe bırakıp geriye yaslandılar. Evet Beşiktaş yavaş paslaşıyordu ama sahada Rafa Silva diye bir adam vardı. Nitekim soldan gelen ortada olması gereken yere koşuyu yaptı ve tabelayı eşitledi.

Maç boyu ensesinde iki kişi varken bir an boşluk buldu ve golü attı Rafa… Bu adam bir başka güzel, bildiğin prens, futbol prensi… Yeni sezonda sağı-solu, önü, ardı daha kaliteli oyuncularla takviye edilirse ligin altını üstüne getirir, gol-gole katkı sayısında rakipsiz olur. Beşiktaş üçüncülük iddiasını güçlü bir şekilde koruyor.

Bu önemli ama daha önemlisi Semih ve Mustafa başta gençlerin süre almaları. Mustafa güçlü bir yapıya sahip, bu potansiyeli değerlendirmek şart. Biraz kendini geliştirirse çok iyi bir forvet olur. Semih zaten iyi forvet, yetenekli, çabuk, dün yine pozisyonlara girdi, bir de gol attı. Golün sayılıp sayılmaması çok önemli değil, Semih o pozisyonda golü yapması, gelecek için çok daha önemlidir. Velhasılkelam, bu çocuklar daha çok süre alırsa kazanan Beşiktaş olur diyorum ben.

SİNAN VARDAR - KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM!

Eğri oturalım, doğru konuşalım... İster "maç seçiyorlar" deyin, ister "bu kadro yetersiz"... Kimse kimseyi kandırmasın. Eğer bu takımın iskeleti korunursa, Beşiktaş gelecek sezon da çok büyük bir hayal kırıklığı yaşar! Dün Beşiktaş, hem Avrupa kupalarına katılım hem de prestij adına son derece kritik bir maça çıktı. Rakip, düşme hattının hemen üzerindeki Alanyaspor. Bir yanda "üçüncülük hedefi", diğer yanda "ligde kalma savaşı"...

Yani sahada canını dişine takan bir rakip ve ne yazık ki buna karşılık veremeyen bir Beşiktaş vardı. Oyuncular mı yetersiz, motivasyon mu eksik? Beşiktaş uzun bir aradan sonra savunmada ideal tandemine kavuştu. Ancak orta sahada Gedson'un ailevi nedenlerle yokluğu, Amir ve Joao Mario'yu baş başa bıraktı. Oyun olarak üstün olmasak da dirençli bir yapı beklerdim ama ne yazık ki bu da olmadı. Bu kadar önemli bir maçta bu kadar isteksiz, tutkusuz, ruhsuz oynayamaz!

Unutmayalım; aynı dakikalarda üçüncülük yarışındaki rakibin, transfer yasağına rağmen ligde fırtına gibi esen Samsunspor, kendi maçında öne geçmişti. Kaç yıl oldu, hâlâ aynı filmi izliyoruz! Yıllardır birbirinden kötü Beşiktaş kadrolarına tanıklık ediyoruz. Ne yazık ki yıllar önce yapılan hatalı kadro planlamaları, hâlâ kulübün yakasını bırakmadı. Gelen teknik adamlar değiştirmeye çalışıyor ama o enkaz öyle kolay kalkmıyor! Yeni sezon yaklaşırken, artık radikal bir değişim zamanı gelmiştir.

Bugünden tezi yok, kollar sıvanmalı. Bu kötü kadronun yükünden kurtulup, Beşiktaş formasına layık, mücadele eden, terinin son damlasına kadar savaşan, kaliteli ama karakterli futbolcularla yepyeni bir takım kurulmalı. Taraftara açık, net mesajlar verilmeli. "Yeniden yapılanma" süreci planlı, şeffaf ve kararlı bir şekilde yürütülmeli. Beşiktaşlılar her şeyin farkında. Bu forma kimseye miras değil, hak edene verilmeli!