Tutuklamalar kamu vicdanını yaralıyor!
ŞİKE operasyonu için düğmeye basıldığı günden beri bu olayı "Temiz futbol" için bir fırsat olarak gördüğümü ve desteklediğimi bu köşeyi okuyan herkes çok iyi biliyor.
Dolayısıyla operasyonun özüne hiç bir itirazım yok aksine desteğim var. Ancak yine ilk günden beri "Çete suçu kapsamına girenler hariç" insanların neden tutuklandıklarını da anlamakta zorluk çekiyorum.
Dünyanın başka bir ülkesinde şikeye hapis cezası verilip verilmediğinden haberim yok. Bu konuyu araştırıyorum ve hukukçu dostlarımdan yardım alıyorum.
Sonuçlarını ayrıca kamuoyuyla paylaşacağım.
Ancak benim bildiğim sportif suça sportif ceza verilir. Daha doğrusu verilmelidir.
Kabul, bu yasa çıkarken hiçbirimiz odaklanmadık. Tartışmadık...
Kimse de fikrimizi sormadı. Sonucunda sporun dinamiklerini çok iyi bilenlerin katkıları olmadan bir yasa hazırlandı ve ceremesini futbolumuz çekiyor.
İNSANCA BİR HAYKIRIŞTIR
Bu sözlerim asla ve asla şikenin örtbas edilmesi, görmezden gelinmesi anlamına gelmiyor... Ağzımızdan çıkan gerçekleri eğip, büküp çarpıtmaya çalışacak olanlar varsa onları şimdiden Allah'a havale ediyorum. Bu suçluları kurtarmak için yazılan bir af yazısı değil, insanların işledikleri suç kadar cezalandırmalarını dileyen bir yüreğin insanca haykırışıdır.
Şike yapan küme düşer... Varsa şampiyonlukları alınır… Kupaları alınır… Şike yapan futbolcunun futbol yaşamı biter... Şike yapan yönetici bir daha her hangi bir spor tesisinin yanından geçemez...
Bir kulübe üye olamaz...
Olmamalıdır...
Abartıyorum mümkünse bir maçı televizyondan izlemesi bile yasaklanmalıdır...
Bunların hepsine varım ama sportif suç işleyen insanların hapis yatması benim vicdanıma sığmıyor bir türlü.
Sportif suçun cezası sportif olur, hapis olmaz.
O nedenle başta Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, İlhan ekşioğlu, Cemil Turan, Serdar Adalı, Tayfur Havutçu, Ahmet Ateş, Ümit Karan olmak üzere gerçekten futbol adamı olur tutuklananlara üzülüyorum. Eğer bir şikeye karıştılarsa (Bazıları için inanılmaz utanç verici teknik takip kayıtları var ve ben de böyle bir işe karıştıkları için o bazılarını ayıplıyorum) cezaları yukarıda saydığım gibi olsa daha iyi olmaz mı?
KİMSEYİ ELEŞTİRMİYORUM
Bakın yargısız infaz sözüne katılmıyorum, onları tutuklayan savcıları, hakimleri de eleştirmiyorum.
Çünkü onlar önlerindeki yasaya göre hareket ediyorlar. Burada asıl sorun yasada.
Çıkarken hiç birimizin dikkate bile almadığımız yasada.
İnsanların hayatları kaydı... Fahri olarak yaptıkları görevler nedeniyle ağır hapis cezalarıyla karşı karşıyalar.
Misal adam Norveç'te 85 kişiyi canice katletmiş ve muhtemelen 20 yıl cezayla yargılanacak. Aziz Yıldırım için istenen ceza 87 yıl!
Durum bu kadar çelişkili. Bu kadar dünya hukukundan uzak.
Yahu düne kadar bu ülkede teşvik primi verip bunu gururla söyleyenlere kimse bir şey yapmadı. Şimdi ise neredeyse asacağız insanları.
Peki bizim ortamız yok mu?
Ya serbest kabul ediyoruz ya da asıp, kesiyoruz.
Ne şikeyi, teşviki serbest bırakalım, ne de yapanları kanlı katillermiş gibi içeriye tıkalım.
HEP ADALET PEŞİNDEYİM
Ortasını bulmayı deneyelim. Bir kez olsun hep birlikte bunu yapalım.
Allah aşkına herkes elini vicdanına koysun ve birileri bir şey yapsın. Bizlerin oylarıyla seçilen vekillerimiz işe bir el atsınlar.
Bizim iddia ettiğimiz gibi yasadan doğan yanlışlıklar varsa düzeltsinler.
Çünkü bu böyle gitmez. İnsanlara yazık.
Ailelerine yazık.
Beni okuyan bilir, adalet peşindeyim, hakkaniyetli yarış ve temiz futbol isterim.
Bu nedenle işin başındaki tutuklamalara bile bir anlamda sıcak baktım.
Hani deliller toplanana kadar üç-beş gün tutarsın insanları içeride v.s.
İyi de artık toplanan toplanmış, kimsenin kaçacağı yok, öyleyse niye bu insanlar hala mahpus damlarında dert çekiyorlar?
Kim kaçacak Aziz Yıldırım mı? Serdal Adalı mı? Tayfur Havutç u mu? Şekip Mosturoğlu mu?
Kaçsalar nereye kaçacaklar?
İçlerinden bazıları futbol hukuku anlamında kamu vicdanında zaten mahkum oldular. Adli yargıda hüküm de giyseler, beraat da etseler bu gerçek zaten değişmez ve işin en önemli yanı budur.
Bundan sonra bir daha asla futbolu kirletemezler. Dolayısıyla operasyon şimdiden amacına ulaşmış durumda.
Federasyonda cesaretle gerekli cezaları verirse olay biter.
FUTBOL HUKUKU ZAMANI
Daha ne olsun?
Dediğim gibi deliller toplanmış, kimsenin bir şeyi karartacak hali de kalmamış, o zaman artık işin futbol hukuku boyutuyla ele almanın zamanı gelmiş olmuyor mu?
Bu insanları hala tutuklu yargılamak doğru mu?
Hemen belirteyim, bu tutuklamalar konusunda savcılarımız ya da hakimlerimizi asla eleştirmiyorum, bu sözlerim onlara değil. Asıl sorun yasada. Yasa onların da ellerini kollarını bağlıyor. Dolayısıyla köklü bir değişiklik lazım.
Yanlış anlamaya müsait bu kadar insanın olduğu bir ortamda bir kez daha altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum: Kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın...
Şike asla gözardı edilmesin. En küçük telefon konuşmasının hesabı sorulsun, faturası kesilsin, şike yapanın sportif anlamda hayatı söndürülsün.
Bir daha ayağında top sektirmesine bile izin verilmesin… Mahalle maçlarında bile oynaması yakalansın.
Sportif anlamda en ağır yaptırımlar uygulansın.
Bunlara hiç bir itirazım yok ama sportif suç nedeniyle insanların günler, haftalar belki de aylarca tutuklu kalmaları benim vicdanımı yaralıyor.
Ailelerini düşünüyorum... Çocuklarının gözyaşlarını görüyorum...
Yazamayacağım acıları öğreniyorum.
Üzülüyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

