Turgay Demir

Turgay Demir

24 Temmuz 2011 | Pazar

Açıklayın toplumu rahatlatın

Taraftar sahaya indi ve Fenerbahçe-Shakhtar Donetsk maçı yarıda kaldı. Acaba Fenerbahçeli bazı yöneticiler bu manzara da payları olup olmadığını kendi vicdanlarında sorguluyorlar mı?
Bunu gerçekten merak ediyorum.
Ortada bunca şaibeli konuşma kaydı varken susup bekleyebilirlerdi?
Camiaya sağduyu çağrıları yapabilirlerdi...
Bunların hiçbirini yapmadılar.
Aksine... Sanki ortada onlarca ses kaydı, rakiplerin hocaları, futbolcuları ya da başkanlarıyla yapılan görüşmeler yokmuş ve her şey çok normalmiş de Fenerbahçe'ye birileri tarafından çok büyük bir haksızlık yapılıyormuş gibi bir hava yaratıldı.
Her fırsatta taraftar adeta "şarj" edildi.
Adli yargıdaki masumiyet karinesinin arkasına sığınıp, temiz futbola gölge düşüren onlarca görüşmeyi sanki başkaları yapmış gibi davranıldı.
Bu görüşmelerde adı geçenleri kahramanlaştırmak için çaba harcandı. "Bir hatamız varsa cezamızı çekeriz, biz de temiz futbol istiyoruz!" diyemediler.
Yapılan her açıklama kin ve öfke doluydu. Zaten canı yanan, takımının durumuna üzülen ve "Bize bir haksızlık yapılmış olmalı" limanına sığınmaya çalışan insanlara gaz verildi.
Hem bir kısım medyanın, hem de gerçekleri laf kalabalığıyla örtmek isteyen herkesin payı vardır Saracoğlu'nda yaşanan rezalette.
Ve ey Türk futbolunu yönetmeye talip olan federasyon başkanı ve de yöneticiler. Sorumluluk pastasının birkaç diliminin de size ait olabileceğini hiç düşündünüz mü.
İlk günden itibaren hata üstüne hata yaptınız. Sızan belgelerle kamu vicdanı tatmin olmaya başlamışken durduk yere "Belge yok şüphe var, lig aynen tescil edilecek" demeye başladınız.
Yetmedi, "Kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz" gibi ancak çocukların söyleyebileceği komik açıklamalar yaptınız.
Kusura bakmayın ama attığınız her adımda yeni bir saçmalığa imza attınız. En acemi günlerinizde kucağınızda bulduğunuz bombayı etkisiz hale getirmek yerine pimini çektiniz.

Sürekli kafa karıştırdınız
İnsanları gereksiz beklentileri soktunuz, oysa devletin savcısıyla, emniyetiyle yaptığınız görüşmelerde olayın ne kadar vahim olduğunu anlamıştınız.
Buna rağmen hiçbir şey yapmadınız. Sürekli kafa karıştırdınız. Yok efendim marka değeriymiş, vay efendim yayıncı kuruluş zarar edermiş, yok futbol ekonomisiymiş gibi safsatalarla asıl meseleyi saptırdınız.
İnsanların,"Biz ne yaparsak yapalım kimse bize bir şey yapamaz!" şeklinde düşünmelerine neden oldunuz.
Olaya fair-play ve spor ahlakı açısından bakmak yerine dekoder hesabı yapmaya kalktınız.
Koca bir ligin kaderinin bir takımın kaderine bağlı olduğu izlenimi yarattınız.

Yazık ettiniz futbolumuza

Bu nasıl bir ligse, hem çok büyük marka değeri var, hem de tüm dengeleri bir takımın kaderine bağlı! Yazık ettiniz Türk futboluna yazık. İşte eseriniz... Özel maçta yaşananlar ortada.
Oynanan Süper Kupa maçı ya da Fenerbahçe-
Trabzon
lig mücadelesi olsa, neler yaşanırdı varın siz hesap edin.
En kötüsü belirsizliktir ey futbolu yönetenler. En kötüsü korkmaktır. Alırsın kitabı eline, ne yazıyorsa aynen uygularsın ve bunu da derhal yaparsın.
Ondan sonra herkes bakar kendi başının çaresine.
Sizin kararsızlığınız, ürkekliğiniz, insanları "Biraz daha bastırırsak bunlar hiçbir şey yapamayacak.
Her şeyin üstünü örtecekler" şeklinde umutlandırdı. Yazıklar olsun. Temiz futbol isteyen herkesin aynı saflarda buluşacağı bir ortam yaratmak yerine, "Delil yok, şüphe var, ligi aynen tescil ediyoruz, Avrupa'ya gidenler değişmeyecek" türünden sorumsuz açıklamalarla herkesi darmadağın ettiniz.
Ortak akıl arama şansımızı ortadan kaldırdınız.
Fanatikler sağduyulu insanların hizasına gelmeye başlamışken, siz fanatikleri haklı çıkaran açıklamalarınızla sağduyulu insanların da eksenlerini kaydırdınız.
Sayenizde iş öyle bir noktaya geldi ki temiz futbol isteyen Fenerbahçe düşmanı, her şeyin görmezden gelinmesini isteyenler ise kahramanoldular.

Medya ayağı çok farklı
Hadi kalkın bakalım şimdi bu yıkıntıların altından. "Kalkın da görelim dirayetinizi diyeceğim" ama sizin bir şey yababileceğinize ihtimal vermiyorum artık.
Bana göre bu noktadan sonra iş yine devletin savcılarına düşüyor. Sizlerin dağıttıklarınızı yine savcılarımız toparlayabilir.
O nedenle eğer bu davadaki operasyonlar bittiyse, ellerindeki tüm delilleri bir an önce kamuoyuyla paylaşmalı ve en azından sağduyulu insanları gerçeklerle yüzleştirmelidirler. Çünkü insanlar böyle durumlarda kendi lehlerine konuşanlara inanmaya meyillidirler.
Ancak sağlam deliler görürlerse büyük çoğunluk daha gerçekçi davranır ve "Şeriatın kestiği parmak acımaz" demeye başlar.
Eğer davanın seyri anlamında bir sıkıntı yoksa bence gizlilik kararı kaldırılmalı ve kamuoyu bu konuda sonuna kadar aydınlatılmalıdır.
Aksi halde, bu gizem sürdükçe provakasyonların sayısı da, şiddeti de artabilir.
Çünkü huzurlu bir ortamda, tüm delilerin incelenmesinden sonra neler olacağını çok iyi bilen bazıları suyu bulandırmak, kafa karıştırmak ve elmalarla armutları aynı sepete doldurmak istiyorlar.
Amaçları yüzeyi genişletip basıncı azaltmaktır.
İşte bu nedenle tüm belgelerin açıklanmasında ciddi anlamda kamusal fayda vardır.
Bu nedenle fırsatçılara fırsat vermemek için hukuk bir kez daha taşın altına elini koymalı ve mümkünse milyonlarca insanı ilgilendiren bu davadaki gizliliği kaldırmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor