Turgay Demir

Sevgili Ünal başkan fırsatçılık yapma

Aslında masum bir ifade gibi görünüyor; bizim adımızı bu tür işlere karıştırmayan geçmiş yöneticilerimize teşekkür ediyoruz..!
Derinlemesine bakarsanız, ağır bir gönderme var; siz sizden sonra gelecek olan Fenerbahçeli yöneticilere kötü bir miras bırakıyorsunuz? Anlayana sivrisinek saz, anlamayana..
Ünal Aysal daha sonra direkt olarak federasyon ve Fenerbahçe'ye yüklenmese bu sözleri de gümbürtüye gidecekti. Oysa alkışlanan ve Fenerbahçe'nin resmi sitesinden kutlanan ilk sözleri de gönderme doluydu. Peki bu bir fırsatçılık mı?
Bana göre öyle. Sessiz sakin beklemeyi bilmeliydi Aysal. O geçmiş yöneticilerinin, bugün benzer davalardan yargılanmamış ya da hüküm giymemiş olmaları, sadece o yıllarda böyle bir yasa olmaması ve bu derece teknik takip yapılamamasıyla ilgili bir durumda olabilir.
Hem daha yolun başındayız...

Hiçbirinin sesi çıkmıyor...
Bir de bakmışsınız 8-0'lık tarihi (!) Ankaragücü zaferi, Eskişehir'de kaleciyi döverek elinden alınan topla gelen şampiyonluk, Vahap Beyaz'ın uydurduğu penaltı v.s incelenmeye başlar. "Teşvik primi yasaldır ve ben verdim" diyen bazı eski Galatasaraylı yöneticiler manşetlere taşınır, Malatyalı futbolcuların "Galatasaray bize teşvik olarak araba gönderdi" şeklindeki hatırlamaları hatırlanır v.s.
O zaman görürüm ben; kim, kime ne kadar temiz bir isim bırakmış!
Dolayısıyla Ünal başkan yakından yaşamadığı konularla ilgili konuşmasın. O dönemin yöneticileri hepsi hayatta çok şükür. Bak hiç sesleri çıkmıyor. Eğer bir şey söylemek gerekirse onlar söyler zaten! İyisi mi Ünal başkan sussun ve asla bıyık altından kimseye gülmesin. Ne demişler; gülme komşuna, gelir başına. Hatırlatması benden.

Temizliğe devam
Federasyonun ilk yaptığı açıklama ilk büyük yanlışıydı.
Ligi aynen tescil ediyoruz, diyerek tarihi bir hata yaptılar. O gün uyardık, dedik ki federasyon küme düştü… Önce bozuldular ama sonra bizim haklı olduğumuz anladılar.
Bunca teknik takip raporuna rağmen ligin aynen devam edemeyeceğini gördüler...
Her neyse sounda gerçekleri kabullenip ligi olduğu gibi tescil etmekten sonunda vazgeçtiler. Şimdi yine sancılı bir süreç var.
Kulüplerin hesapları, kitapları, oyuncuların sezon başı çalışmaları hep karma karışık oldu. Takvim sarktı ve belki daha da sarkacak.
Olsun temizlik her şeye rağmen güzeldir.
Temizliğe devam...

Çarşı ve Trabzon farkı!
F.BAHÇE taraftarı kulübe destek amacıyla Fenerium'a akın etmekle ne kadar doğru yaptıysa, ortaya çıkan bunca ses kaydına rağmen hâlâ, "Niye bizden başlanıyor? Geçmiş yıllarda olanlar unutuldu?" diyerek o derece yanlış yapıyor. Fenerbahçeli'ye yakışan "Şampiyonluğa hile karıştıysa istemiyoruz" demektir. Bunu hâlâ diyememeleri üzücü. Bu açıdan Çarşı ve Trabzon taraftar dernekleri bir kez daha farklarını ortaya koydular. Onları kutluyorum.

Sporyazarlari.com
EY sporyazarları.com'u yönetenler bu sözlerim size. Ne demek yargısız İnfaz. Siz kimsiniz yahu? Sitenizin girişinde medya ve bazı spor yazarlarının yargısız infaz yaptığını söylüyorsunuz. Bir de utanmadan kınıyorsunuz. Kim verdi bu hakkı size? Şımarıklığa bakar mısınız?
Cüretkarlığa bakar mısınız?
Bugünden itibaren sakın bir daha benim yazılarımı kullanmayın. Aksi halde sizi dava edeceğim. Başka uyarı yok haberiniz olsun...

Utanın eyyamcılar!
BU şike operasyonunun başından beri destekliyorum biliyorsunuz. Çünkü Türk futbolunun kirli olduğunu yıllardır her platformda anlatmaya çalıştım. Bazı handavallar, bazı eyyamcılar ve maalesef bazı sözde gazeteciler yıllarca klişe laflarla çıktılar karşımıza... Yok efendim bir kulüp başkanı kendi oyuncusuna şu maça asılmayın der miymiş? Vay efendim futbolcu sahaya çıktı mı babasını tanımazmış!
Mış da mış mış...
Peki şimdi ne oldu eyyamcılar!? Okuyor musunuz teknik takip raporlarını. Demek ki hepsi oluyormuş. Demek ki uyanık olan biz, uyuyan ya da uyuma numarası yapan sizlermişsiniz. Yıllardır mızrağın çuvala sığdırılması için katkı verdiğiniz için utanmalısınız. Tabi utanacak yüzünüz varsa.


Bizi de dinleyin
MUHTEŞEM bir operasyonla Türk futbolunu temizlemek için düğmeye basan polisimize, savcılarımıza hem teşekkür ediyor hem de bir ricada bulunuyorum.
Lütfen biz gazetecileri de dinlesinler. Aramızda gazetecilik sınırlarını zorlayan, kulüplerden maaş alan v.s varsa onları da ortaya çıkarsınlar. Madem temizlik diyoruz, tam olsun hiç değilse.

Ekşi'deki Bobocular!
EKŞİ sözlükteki Bobocular kızacak ama Bobo konusunda da haklı çıktık.
Beşiktaş'ın santrforu olmadığı nihayet anlaşıldı.
Peki Bebe nasıl? O çok daha farklı. Bakmayın siz isimleri arasındaki benzerliğe, Bebe ile Bobo arasında dağlar kadar fark var. Tamam çocuklar üzülmeyin, hepiniz her şeyi bilmek zorunda değilsiniz ki? Futboldan da anlamayıverin ne olur? Ekşitmeyin yüzünüzü. Bak kıyamam ben o Boboculara!

Faik avukattan ağır suçlama!
AZİZ Yıldırım'ın Beşiktaşlı avukatı Faik Işık, maçlara giden ve hatta yöneticilerle maç yapan hakim ve savcılar olduğunu belirterek garip suçlamalar yapmış: "Her maça, 50 ya da 100 bilet isteyen hakim ve savcılar, bu sistemin dışında mıdırlar?" diye soran avukat bey, Neşe Düzel'in "Bu davanın savcısından mı söz ediyorsunuz siz?" şeklindeki sorusu üzerine de şöyle demiş:
Bu maçlara giden bütün hakim ve savcıların fotoğraflarını tespit eder, getirebilirim ben size."
Neşe hanım tekrar sormuş; "Bu davanın savcısı da onların arasında mı?"
Avukat bey cevap vermiş: "Yok mu?"yu o cevaplasın. Şimdi bir soru da benden:
Faik bey, diyelim ki Fenerbahçe savcılar ve hakimlere bilet verdi ve maça geldiler. Ne var bunda? Yoksa siz o biletlerin bugünleri düşünerek mi dağıtıldığını söylemek istiyorsunuz? Açık konuşun ki, devletin hakimini, savcısını zan altında bırakmayın...

BİZ SANA BAYILMIŞTIK!
Gündem o kadar yoğun ki, kendini beğenmiş Alman'a cevap verecek fırsat olmadı. Avrupa medyasına konuşan Schuster bizi sevmediğini söylemiş. Biz ona bayılmıştık sanki. Dik kafa. Türkiye'deki futbolu beğenmemek başka, ekmek yediğin yere hakaret etmek başka. Sen de 1960'ların duyguları (!) dahi yok! Dik kafa...