09 Şubat 2010 | Salı

Düdüğünü almalı

Bilica ve Emre atılmak için çırpındı. Gençerler, Emre bağırırken kaçtı gitti. Bu iki oyuncu Diyarbakır'da olsa Yıldırım kıyametleri koparırdı

Şu sakatlıklar 6 ayda söktürülen yapay sahada olsa Erman hoca yer yerinden oynatırdı. Şimdi 'Maraton' diye sayfaları var ama bu konuda gıkı çıkmıyor

Bizim hakemler ve yorumcular da bir garip. 'Bariz gol şansı var mı' diye tartışıyorlar. FIFA'nın kesin talimatı var. Arkadan bileğe atılan tekme doğrudan kırmızı kart


_Belki pozisyon sayısı olarak değil ama zevkli ve çekişmeli karşılaşmalar izledik. Fenerbahçe- Diyarbakır maçının analiziyle başlayalım. Son haftalarda futbolu beğeni toplayan Fenerbahçe, sıkıntılı günler geçiren Diyarbakır'a diş geçiremedi.
Fenerbahçe-Diyarbakır maçı seyirci açısından fevkalade güzel bir maçtı. Heyecanlıydı. Ama futbol kalitesi yüksek değildi. Çünkü o kötü sahada futbol kalitesinin yüksek olmasına imkan yok. Futbol Federasyonu'nun o sahada futbol oynanmasına izin vermesine hayret ediyorum. Her hafta birileri o sahada sakatlanıyor.

_Bu hafta da Özer ve Lugano sakatlandı.
İnanılır gibi değil ve Türkiye'nin bütün statları böyle... Bu sene biraz kış oldu, Trabzon'un sahası felaket, Kayseri'nin sahası felaket... Fenerbahçe'nin sahası felaket. Şu sakatlıklar Ankara'da 6 ayda söktürülen yapay sahada olsaydı, yer yerinden oynatırdı başta Erman hocam... Şimdi Erman hocamın gıkı çıkmıyor bakıyorum. Hürriyet'te 'Maraton' diye sayfaları var ama kötü zeminlerin sebep olduğu sakatlıklarla ilgili tek satır yazı yazmadı. 'Bu sahaların hali ne, bu sahalarda insanlar sakatlanıyor' diye tek bir yazısı yok. Geçen sezon kıyametleri koparıyordu; FIFA tescilli suni çimli sahaya!.. Korsan gibi İlhan Cavcav o suni çimleri söküp götürürken kimsenin gıkı çıkmadı... İşte buyurun Ankara'nın sahasının hali de meydanda... Fenerbahçe'nin sahası felaket... Türkiye'nin en iyi futbolcuları saha zemini yüzünden sakatlanıyorlar. O sahada iyi futbol oynanmaz. Ama buna rağmen iki takım oyuncuları da büyük bir mücadele örneği gösterdi. Evvela Diyarbakırspor'u alkışlamak istiyorum. Fenerbahçe 20'den fazla şut atmış. Bu Fenerbahçe'nin pozisyon zenginliğini gösterir. Fenerbahçe 20'den fazla şut atarken, bunların yarısı Diyarbakırlı oyunculara çarparak geri döndü. Bu istatistiğe bakınca 'Diyarbakır kendi 18'ine yığılıp, gözü kara bir savunma yaptı' zannediyorsun. Hayır öyle değil.

CRUYFF'UN TAKIMI GİBİYDİ
Diyarbakır 1970'lerde Cruyff'un Hollanda'sının oynadığı toplu futbolu oynadı. Toplu savunma, toplu hücum... Fenerbahçe saldırdığı zaman kendi 18'inin üzerindeydi ama kontrataklardaki çıkışlarda Fenerbahçe'yi darmadağın ettiler. Hele Özer Hurmacı'nın sakatlanıp çıkmasından sonra oyuna Güiza'yı alınca, orta sahayı iyice boşaltınca Daum, perişan ettiler Fenerbahçe'yi... Diyarbakır'ın golü bağıra çağıra geldi. O olmasa başkası olacaktı. Kalabalık bir savunma yapan Diyarbakır'ın, aynı kalabalıkla hücum etmesi çok önemli. Bunu yaparken kasap savunması yapmadılar. Efendi savunma yaptılar.

_Fenerbahçeli oyuncular, Diyarbakır'a göre daha sert ve agresifti.
Özellikle Bilica ve Emre atılmak için çırpındı. Bu iki oyuncu Diyarbakır'da olsaydı, aynı futbollarıyla, 10 kere atıldıkları gibi, Aziz Yıldırım kıyametleri koparırdı. Adnan Polat'ın isyanını, çarpı 10, Emre ve Bilica için Aziz Yıldırım yapardı. Ama Fenerbahçeliler yaptığı zaman kimseden ses seda yok. Hakemlere inanamadım. Koray Gençerler nasıl hakemlik yapabiliyor, nasıl düdük çalabiliyor, bundan sonra nasıl çalacak, bundan sonra kendisine hakaret eden bir futbolcuya nasıl kart gösterecek, nasıl oyundan atacak, merak ediyorum. Çok şaşıyorum. Lütfen beni arasın desin ki 'Hıncal ağabey haksızsın.' Emre suratına bas bas bağırırken kaçtı gitti yanından. Resmen kaçtı. Kart göstermemek için. İkinci yarıda mecbur kaldı sarı kart göstermeye; Emre suratına bağırdı, çıkardı eldiveninin birini yere attı, olmadı çıkardı öbür eldiveni de yere attı. İkinci sarı, kırmızı yok. Şimdi ben bundan sonra Koray Gerçerler'in gösterdiği bütün kartları yakından takip edeceğim. Neden edeceğim: Bilica yüzünden... Bilica Sivas'ta oynarken hakikaten zavallıydı, durmadan sarı kart, kırmızı kart görüp, atılıyordu. Fenerbahçe'ye geldi dokunulmazlık kazandı adam!.. Türkiye'de hakemler de yorumcular da bir garip... Bebbe'nin yerde kaldığı pozisyonla ilgili 'Bariz gol şansı var mı, yok mu?' diye tartışıyorlar! Hangi bariz gol pozisyonu!.. Arkadan bileğe atılan tekme doğrudan kırmızı kart. Açın kitabı okuyun.

VAN BASTEN BÖYLE BİTTİ
Sorun FIFA'ya... FIFA'nın hakem kuruluna sorun. 'Arkadan bileğe tekme atmanın cezası nedir' diye sorun. İsterse taç çizgisinin orada tekme atsın, isterse rakip kalenin önünde atsın. Arkadan bileğe tekme atmanın cezası her yerde kırmız karttır. FIFA, 'Arkadan tekme attığın zaman, adam tedbirini alamaz. Görmüyor. Futbol hayatı sona erebilir' diyor. Van Basten'in futbol hayatı böyle bitti. Adam istediği kadar kasap olsun sana önden sallıyorsa tekmeyi, önden dalıyorsa bileklerine sen kendini şuraya buraya atar kurtarırsın. Ama arkadan bir hamle yapıldığı zaman ne olduğunu bilmene imkan yok. Onun için FIFA diyor ki 'Arkadan tekme ve dalışların cezası kırmızı karttır.' Bilica'nın yaptığı hareket arkadan. Adamın futbol hayatını bitirebilir, saha da kötüyse. Hâlâ 'Bariz gol pozisyonu var mıydı, Lugano neredeydi?' diye tartışılıyor; bunları geçiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor