27 Şubat 2011 | Pazar

Sir Alex mutluson

Futbolu giderek dem tutan Fenerbahçe için ligin sonuna demirleyen Kasımpaşa,'paşa çayı' kıvamındaydı. Ama asıl güçlük de işte buradaydı. Zira Fenerbahçe, önemsiz gördüğü her maçta zorlanıyor, konsantre olmakta güçlük çekiyor, motivasyon kaybına uğrayıp, puan yitiriyordu.
Bu nedenle F.Bahçe'nin önündeki en büyük engel, 'çantada keklik' olarak gördüğü bu tür maçlardı.
Nitekim karşılaşma Fenerbahçe için hiç de kolay geçmedi. 9 kişiyle kendi sahasında kapanan, orta sahada sert oynayan, kanatları neredeyse üçer adamla tıkayan Kasımpaşa,' Yemeyelim de gerisi kolay' taktiğiyle sahaya yayılmıştı. (Sahaya derken, sadece kendi sahasına!) Fenerbahçe, son haftalarda alışıldığı üzere maça fırtına gibi başladı. Gökhan, sağ kulvarı harmanlayıp, duruyor, Dia soldan kamikaze dalışları yapıyor, kaleyi gören vuruyordu.
Kasımpaşa iyi direniyor gibi görünse de orta sahadaki sertliği, Fenerbahçe'ye o çok sevdiği ölü topları sunuyordu. 30 dakika dolduğunda Fenerbahçe'nin 6 korner ve 7 serbest vuruş kazanması, golün yine ölü toptan geleceğinin habercisi gibiydi.
Nitekim 32. dakikada Alex, serbest atışta ayak parmakları ile topa koordinatları girdi, meşin yuvarlak sol köşeden hedefini buldu. 1-0...

Cümbür cemaat
Eğer Alex, Kanuni'nin zamanında yaşasaydı, Muhteşem Süleyman'ın kale surlarını aşmak için o devasa topları döktürmesine gerek kalmazdı!..
Aynı Alex eğer bu performansıyla İngiltere'de futbol oynuyor olsaydı, adı çoktan 'Sir Alex Mutluson' olmuştu!..
Alex öyle bir dakikada takımını öne geçirdi ki birkaç dakika daha geç kalsa takımı devreyi mağlup kapatabilirdi. Zira Fenerbahçe cümbür cemaat yüklendikçe, Emre, Selçuk ve Niang'ın kaptırdığı toplar, defansın az adamla yakalanmasına yol açıyordu.
Nitekim böyle bir pozisynda Yobo kafayla yapacağı hamleyi geciktirip, topa elle müdahale edince, Kasımpaşa'ya penaltı piyangosu vurmuş oldu. O dakikaya kadar kalesine top gelmeyen ve 'Acaba kenardan elektrikli soba istesem ayıp olur mu?' diye düşünen Volkan, Valera'nın 43'üncü dakikadaki penaltı vuruşunu köşeden çelip, buzul çağına girmek üzere olan Kadıköy'ün buzlarını çözdü...
İlk yarıda Emre'nin sinirleri yine gitar teli gibi gerilmiş, akortsuz sesler çıkarıp duruyordu. Bir hakemle, bir Sancak'la takışıp durdu.
Acaba bu çocuk maça çıkarken, suyuna gizlice müsekkin mi damlatmalı, yeşil çay mı içirmeli, Cem Yılmaz mı seyrettirmeli, bir şey yapılmalı ama ne? Bu keskin sirkeye küp değil, zırh dayanmaz!..

Made in Senegal
55. dakikada "Made in Senegal" golü geldi. Niang araya harika uzattı, Dia yan ağların içini bulmakta zorlanmadı. 2-0...
63'te Volkan, Azar Karadaş'ın kafa vuruşunu harika bir refleksle çizgiden çıkarmasa, suni teneffüs için sadece bir 'nefes' arayan Kasımpaşa'ya körük olacaktı.
79'da Keller'in boş kaleye vuramadığı top ise Fenerbahçe defansında' anlık dalgınlık' sendromunun bir türlü aşılamadığının göstergesiydi.
Velhasıl dün akşam Saracoğlu'nda Alex attı, Volkan tuttu, Niang uyuttu, Topuz soğuttu, Dia tozuttu, tabela maç fazlasıyla Fener'i yine liderlik koltuğuna oturttu!..

Fener 7 bitirdi

Fenerbahçe galibiyet serisini sürdürüp, 7'de 7 yaptı. Eminim, benim bu satırları yazdığım şu dakikada pek çok gazetenin spor servisi manşet için "Fener 7 bitirdi" başlığını hazırlıyordur!
Kasımpaşa'ya ise söyleyecek fazla bir şey yok. Eldeki malzeme bu. Hele Ersen Martin gibi büyük maçların adamı da kadroda olmayınca, takımın işi tamamen mucizelere kaldı.
Kasımpaşa'nın şimdilik en büyük silahı; cart pembe renkli, bol logolu, şeritli, damalı forması. Rakibin bu formaya bakıp, kafası karışmaz, başı dönmezse, Kasımpaşa'nın işi zor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor