15 Şubat 2011 | Salı

Fener geldi aşka

Yürekten oynamak için ne çok sebep vardı. Hem Mevlit Kandili'ydi, hem Sevgililer Günü... Yani ister Allah aşkına oyna, ister forma aşkına... Allah katında da, taraftar katında da kabul görürdü...
Şükrü Saraçoğlu'ndaki maç, romantik bir havada başladı. Sarı-lacivertli futbolcular ellerindeki gülleri taraftara verdi. Seyirci ise bitmez tükenmez bir ilan-ı aşk ile tribünleri "Fenerbahçem benim, biricik sevgilim, söyle senden başka kimim var benim"le inletti. Fener seyircisiyle aşk tazelerken, tribünlerin yüreğine pompaladığı enerjiyle ilk dakikalardan itibaren oyunu Kayseri alanına yıktı.
Aylardır söylüyorum, Fenerbahçe ilk dakikalarda boğup, bunaltmazsa rakibine direnç kazandırıyor.
İlk 15 dakikada gol bulan Fenerbahçe ise bir başka oynuyor.
Bu kez maça müthiş bir presle başladı. Özellikle Selçuk, Özer, Mehmet Topuz üçlüsünün top kapma sevdasına Alex de ayak uydurunca, ortaya ısıran, tırmalayan bir Fener orta sahası çıktı.
Nitekim 3'üncü dakikadaki Niang golü de bu pres sayesinde geldi.
Fenerbahçe'nin eski kalecisi Volkan, "babacanlık" yapıp, topu Özer'e teslim etti. Özer, Mehmet Topuz'u gördü, onun şık pasında Niang ayağının ucuyla fileleri gördü: 1-0...

En iyi ara transfer Alex
Gününde, arzulu, hazır bir Mehmet Topuz, bir takımı tek başına galibiyete taşıyacak güç ve yeteneğe sahip. Bu maçta bunu bir kez daha gördük. "Emre'nin yokluğunda dirençli ve yaratıcı Kayserispor orta sahası karşısında Fenerbahçe ne yapacak?" diye kaygılananlar, Fenerbahçe'nin "taş gibi" orta sahasını görüp, rahatladı. Top, sanki görünmez bir iple Mehmet Topuz'a bağlıydı. Top nerede, Topuz oradaydı.
Özer, bu sezon en verimli maçlarından birini oynadı. Selçuk, zor günlerin en büyük güvencesi olduğunu kanıtladı.

Bana göre Fenerbahçe'nin en iyi ara transferi Alex'ti. Yönetim bu futbolcuya tam zamanında imza attırarak, Brezilyalı'nın kafasındaki kara bulutları uzaklara üfledi.
Alex'in kendini yeniden Fenerbahçe'ye ait hissetmesi, kendine güven ve hırs olarak kaptana geri dönmüştü. Gökhan Gönül'ü yine hayranlıkla izledim. Orta sahanın düştüğü, oyunun kilitlendiği dakikalarda driplinglerle su gibi akıp, arkadaşlarına pozisyon hazırlıyor. Sağ tarafı hallaç pamuğu gibi atıp, rakibin gardını düşürüyor. Tam zamanında girdiği kademelerle rakibin gol pozisyonlarını daha doğmadan öldürüyor. Her tehlikeye göğsünü siper ediyor. Volkan'ın her çıkışında kale çizgisinde nöbette. Onu izledikçe insanın Fenerbahçe'ye teknik direktör olası geliyor...
Senegalliler ise akınlarda çocuklar gibi şendi. Niang sağdan, Dia soldan bastırdıkça, Kayseri'nin üzerinde pastırma çemeni gibi koku ve iz bırakıyorlardı. Özellikle Dia sol tarafta kara tren gibi inatçı seferler düzenlerken, Niang'ın resmi tedarikçisi gibiydi. Dia'nın tek problemi, iyi oyununu 90 dakikaya yayamaması. Oyunu, şeker nöbeti gibi... Bir geliyor, bir gidiyor...
Dia değil, mübarek Diabet!..

Amrabat yıprattı
Kayserispor'un en etkili ismi ise Faslı Amrabat'tı. Karşısındaki Santos'a zaman zaman zor anlar yaşatıp, sinirlendirmeyi de başardı.
Ancak Gökhan Gönül, Lugano ve Yobo üçlüsü, iyi kademeye girip, Amrabat ile Zalayeta arasındaki iletişim hattını kesince, Kayserispor neredeyse pozisyon bulamadı.
Bu arada Fenerbahçe adına son maçlardaki en olumlu gelişme, rakiplerine gol pozisyonu vermemesi. Bunda savaşmaya başlayan orta sahanın, defans yükünü paylaşmasının büyük rolü var. Yarım sezonu heba etti ama Fenerbahçe nihayet "takım savunmasının" ne demek olduğunu öğrendi.
Fenerbahçe'nin orta saha direncinin azalmaya yüz tuttuğu dakikalarda ise Lugano'nun Fenerbahçe adına rahatlatıcı golü geldi.
Alex ve Lugano bu kez 60. dakika için randevulaşmıştı. Rutin tekrarlandı. Alex kornerden falsolu kesti, Lugano yükselip, kafayı yapıştırınca skor oldu 2-0...
Bu arada Lugano'nun tüm santrforlara örnek olması gereken harika bir kafa vuruş tekniği var. Ortalanan top ne kadar ölü olursa olsun, "belden" vurduğu için kafa şutları sürat kazanıp, kalecileri çaresiz bırakıyor.

Tek taş Beşiktaş!
Farkın artmasını engelleyen ise ikinci yarıda güçten düşen Niang'ın kontrataklarda son derece ağır kalmasıydı.
Dün geceki Kayserispor karşılaşması Fenerbahçe için en zorlu dönemeçlerden biriydi. Sarı-lacivertli ekip, ikinci yarıda üst üste dördüncü galibiyetini alıp, işi Kayseri'ye bağladı!..
14 Şubat romantiği Fenerbahçe'nin düşlerinde şimdi Beşiktaş'ı "tek taş" yapıp, taraftarına hediye etmek var...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor