Ozan Zeybek

Ozan Zeybek

30 Eylül 2020 | Çarşamba

Taht kavgası

Süper Lig ve Avrupa'da iki maçı da net skor ve oyun üstünlüğü ile tamamlayan Galatasaray maçın favorisi görünüyordu. On günde dördüncü maçına çıkıyordu üstelik. Yeni transferler uyum sağlamış, geçen sene verimli olamayan bazı oyuncular da sanki yeni transfer gibi katkı sağlayan cinstendi. Taraftarı da bu durumdan gayet memnun ve beklenti çok yüksekti.
Hem Avrupa'da hem Türkiye'de bu sezon ilk kez dişine göre değil, aynı sıklette bir takımla oynuyordu Galatasaray. Maç çok dengeli başladı.
Bir çok kişi Fenerbahçe'nin savunma ağırlıklı ve oyunu bozma üzerine kurgu yapacağını düşünüyordu. Müsabaka başladıktan kısa bir süre sonra oyun planının bu olmadığı anlaşıldı. Sahada dersine çok iyi çalışmış bir Fener vardı.
Alan ve adam markajını çok iyi yaptılar.
Saha parselasyonunda rakipten daha iyiydiler. Topu kapan oyuncu direkt hücumu düşündü. Savunma ve orta saha kurgusunun oturduğunu gördüm.
Akan oyunda pozisyon bulamama kronik hastalık gibi devam ediyor.
'Yeni transferler işe yaramaz' demem mümkün değil. Hepsinde farklı özelikler ve iyi sinyaller var. Hücumu,kanatlardan besleme olayına çözüm bulduğu takdirde skor eksiğini de tamamlar diye düşünüyorum. Ferdi'den 90 dakika verim almaya kalkmak, oyuncuya da zarar verebilir. Deniz Türüç'e bel bağlamayacağımı haftalardır söylüyorum. Top ona gelince takımın temposu da düşüyor. Gustavo ve Ozan mükemmel oynadılar. Emre, Belhanda ve Feghouli'yi etkisiz hale getirdiler.
Üstüne bir de Sosa'nın oyun aklı eklenince, orta sahada taviz vermediler.
Bir çok kişi bana Arda'yı soruyor.
Yorumum kısa ve net. 'Kötü değildi' diyorum. Beklenti büyük olunca, algı da ona göre farklı oluyor.
Caner ve Gökhan bildiğimiz gibi, işlerini gayet iyi yapıyorlar. Takım oyununda ne kadar önemli yer aldıkları ortada. Beşiktaşlılar kafasını taşa vuruyorlardır şimdi. Fener'in stoperlerini, özellikle Lemos'unu beğendim. Darısı Trabzon'un da başına. Elinden topu kaçırdı diye Altay'ı eleştirmeyeceğim.
Artık noktayı koymaları lazım. Fener'in kaleciye ihtiyacı yok. 90 dakika güven veren bir duruş sergiledi.
Sonradan yorum yapmak kolay ama gidişatı izlediğimde; Diagne, Falcao'ya göre daha yıpratıcı olurdu diyebiliyorum.
Son maçlarda adından çok söz ettiren Taylan ise kilit altında kaldı sanki.
Bu lafım ağır olmasın ama Fenerli oyuncular daha kurnaz hareket ettiler.
Maçı izlerken içimden, Gustavo Galatasaray'da olsa kesin şampiyon olur dedim. Fener için de Visca'yı düşündüm. Neyse, 'keşkelerle veya mesela' ile bu işler yürümüyor.
Bu kadar anlatmışken şundan da bahsetmek istiyorum. Özellikle de ; Galatasaraylılar : 'Fenerbahçe oyunu kilitledi, oyunu bozma üzerine kurgulandı' derken, Fenerlilerin ise:
'Elimizden kaçırdık' demelerine karşı, tarafsızca ;Deniz Türüç 'ün oyundan çıkarken koşarak kenara geldiğini ve dakikanın da 78 olduğunu belirtmek istiyorum.
Yani deplasmanda olmalarına rağmen kazanma arzularına değinmek istedim.
Buna karşı görüş olarak ise, 'Galatasaray çok yorgundu bu trafikte' diyebilirsiniz.
Oyuncuları hem konuştuk hem de değerlendirdik. Henüz sezon başı ama çoğunun kapasitesi belli. İddialı konuşmayı severim.
Sezon sonu tekrar bu konuyu deşeriz.
Lakin ben, bu iki takımın finali de beraber yapacaklarını düşünüyorum.
Birinci ve ikinci sıranın rezervasyonunu yaptırmışlar sanki.
Bundan sonrası hocalarda bitiyor.
Ne veriyorsan onu alıyorsun gibi bir şey... Amma, unutmayalım ki; bir tahtta iki kral olmaz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor