Neler lazım neler!
Fenerbahçe son maçlarındaki galibiyet filmini tersine çevirdi, Alanya'da ilk yarıda işi bitirdi, ikinci yarıda "sakınarak" maçın bitmesini bekledi. Mourinho için mesele sadece maçı kazanmak. Futbolu seslendirmek gibi bir derdi yok. Atılan goller yaratıcılık değil Alanya savunmasının hatalarının eseri. Düşünün koca ikinci yarı bütün dönen toplar Alanyaspor futbolcularının bindirme sebebi oldu. Stoperlerin bu kadar kolay sakatlanmasının bir sorgusu yapılmalı ama savunmadaki ağırlığın en dikkat çekici adamı Skriniar. Nasılsa kalitenin özne olmadığı ülkelerde fizik; kimyadan ve yaratıcılıktan değerli.
İrfan Can Kahveci'nin yedek kaldığı bir takımda sanırsınız ki orta alan mücadele ve sihir yuvası. Talisca'yı attığı golün dışında göremedik, henüz hazır olmadığı apaçık ortada. En-Nesyri'nin yokluğunun bu denli hissedileceğini hiç tahmin etmemiştim. Sonuç olarak 3 puan bisikletine binenler kötü futbolun iskeletini selelerine alıp gündüz gözüyle sahayı terk etti.
Fenerbahçe'nin harika bir lig fikstürü var. 6 puanlık farkın kapanması için liderliği puan cetvelinden önce kalbinde araması gerekiyor. Çünkü şampiyonluk anahtarı denizin dibinde. Fenerbahçe'nin her şartta kazanıyor olmasının takımın "güçlü yanını" temsil ettiğini görmezlikten gelmeyelim ama kötü oyunun getirdiği risklerin ne çok puan kaybına sebep olduğunu da inkar etmeyelim.
Haftanın meselesi, Adana Demirspor'un Galatasaray karşısında sahadan çekilmesi. Futbolun sanat yerine geçtiği ülkelerde hayati bir durum olmadıkça maçlar tamamlanıyorsa, bizde takımların sahadan çekilme şartlarını da sorgulamak gerekir, takımı sahadan çeken yöneticileri de! O yüzden öncelikle kulüplere sportmen yöneticiler lazım. Sahaların içinde emek hırsızlığı yapmayan yürekli futbolcular ve adaletin ne anlama geldiğini bilen haysiyetli hakemler lazım. VAR hakeminin yerli ya da yabancı olmasının hükmü yok, böyle hakemleri bu meslekten defetmek lazım. Ama sadece Galatasaray üzerinden adalet gösterisi de yapmamak lazım.
Bu "kara final" bir gecede icat edilmedi, futbolun marka değeri de Adana Demirspor'un sahadan çekilmesiyle düşmedi. Bizdeki bahis baronları, yönetici kılığına sokulan kara para kasaları, tetikçi troller nerde var? Herkesin aynaya bakması ve vicdanını sorgulaması lazım. Hepimiz biliyoruz ki büyüklerin iki dünyası var. Birincisi her türlü haksızlığı yapmak için bahane aradıkları ve küçük takımları ezdikleri dünya. İkincisi yaptıklarını saklayıp kendilerini akladıkları dünya! O yüzden bu sistemi yerle bir edecek yürekli insanlar lazım. İşledikleri suça bulaşmamak için insanları haksız yere suçlayanların el üstünde taşındığı bir ülkede, insanları dolandıran kabadayıların dokunulmaz olduğu bir sistemde haksızlıklara karşı durmanın onuruna sahip olmak lazım. Neler lazım neler!
Hafızamız güçlüdür. Bizler bir düdükle el değiştiren şampiyonlukları da gördük, tekmeyle açılan kapıları da. Düello ederken bile on adım atmadan geri dönen kalleşleri de gördük, toplanmış haraçların şampiyonluk araçlarına konulduğunu da! Düğmeyle ilik! Şoför de hakemdi üstelik.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.