28 Mayıs 2021 | Cuma

Kalpteki kir!

Dünya ara futbolun virüsüdür.
Futbolda ayakları yere basmayanlar hava basmayı sever, kendileriyle özel bağlantılı menajerlerin ağzının içine düşenler de para basmayı sever.
Harcanan çuvalla para transferde kazıklanmaktan ve kompleksleri dışa vurmaktan başka halta yaramaz.
Birçoklarının içler acısı hallerini yıllardır görüyoruz.
Biz de diyoruz ki; "bundan böyle parayla değil insani değerlerle yönetilsin kulüpler." Unutulmasın ki kulüpler tarihlerini parayla yazmadı.

***
Altınordu bir tane bile yabancı futbolcu oynatmadan nereden nereye geldi.
Ama pırıl pırıl gençleriyle bütün kulüplerin ipliğini pazara çıkaran Altınordu'nun Süper Lig'e çıkması uygun görülmedi.
Final maçının 81 inci dakikasında Altay ceza alanı içinde Altınordulu futbolcunun Altaylı oyuncu tarafından belinden tutulup yere indirilmesine bakın gerçeği görürsünüz.
Hüseyin Eroğlu gibi değerli bir teknik adamın bu topraklarda ne zaman hükmü olmuş ki.
Önemli değil, Altınordu yürekli yapılanmasının şampiyonudur ve ülkemizde futbolun ruhuna hizmet eden tek kulüptür.

***
Fenerbahçe'ye bakın koca sezon bir tane bile genç futbolcu oynatacak cesarete sahip olamamış.
Peki ne kazanmış? Hiçbir şey.
Neler kaybetmiş? Çok şey.
O kadar yabancı futbolcu arasından Szalai ve Valencia tırnak içinde diğerleri kakalama istasyonundan Fenerbahçe trenine bindirilmiş.
Kim kazanmış? Futbolcular ve onların uydusu olan menajerler.
Kim kaybetmiş? Fenerbahçe!

***
Futbolumuz kaç yıldır yabancı saldırısıyla karşı karşıya.
Birbirine parayla teyellenmiş düzeni bozmaya da kimsenin cesareti yok.
Yerli gençlerimize güven duyulduğu yılların maçlarını izlerken görüyoruz ki mazinin büyülü bir sıcaklığı varmış.
Şimdiki zamanın gerçeğinde köklü bir ağaç ve yarısına kadar saplanmış bir balta duruyor.
Ağaç Türk futbolunu simgeliyor, balta yabancı bataklığını.
Baltanın sapında kulüp başkanlarının ve teknik direktörlerin parmak izleri var.
Ağaçtaki büyük yara gençlerimizin geleceğini işaret ediyor.

***
Futbol bilincinin olmadığı bir ülkede, rakip takımdaki eski futbolcusunun kendilerine gol atmasına küfürler yağdırılırken, kirli düşüncelerin her çeşidine sahip çıkılırken adalet ve asalet kimin umurunda sanıyorsunuz?
Hayat şartları sadece futbolcuların lehine zenginleşirken, kendisinde eksilenlerin farkına varmayan "renk körü" taraftarlıkla hangi hakla davanın neferliğinden söz edilebilir?
Rakibinin bileğine bastıktan sonra pis pis sırıtan züppe futbolcuların sırtı sıvazlanırken, istedikleri kadar gol yemediği için kendisine uzatılan eli sıkmayı reddeden kaleciler omuzlarda taşınırken hangi insanlık hangi zarafet?

***
İnkar ettikleriyle beslenenlere bütün yıl seslenmiş olmanın yararı yok, çünkü bu mevsim transferlere ve hafızaları sıfırlama çalışmalarına adanmıştır.
Bir şeyler gitti mi gider, geri dönmesi imkansızdır artık.
Elimizden o güzelim yılların nostaljisine sığınmaktan başka bir şey gelmez.
Paranın konuştuğu yerde gerçekler susarken, medyadaki yağ kazanları yeni sezon için restore edilirken, "biraz da adalete ve insanlığa yatırım yapılması gerekir" desek ne yazar!
İnsanın insana ihaneti için bulunmuş bir virüstür para!
Kalpteki kir cepte birikir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor