FABRİKA AYARLARINA DÖNÜŞ
Fenerbahçe açısından Göztepe, Çaykur Rizespor ve Kasımpaşa maçlarının ikinci yarıları ile Alanya maçının ilk kırk beş dakikası ve Anderlecht karşılaşmasının tamamı güçlü -akıllı oyun, taktik disiplin ve yükselen fizik kalitesi açısından olumlu görüntü verdi. Sarı-Lacivertli takım oyun anlamında gelişirken, bazı oyuncuların form grafiğinde de ciddi bir yükseliş göze çarpmaya başladı. En-Nesyri, Dzeko, Fred, Szymanski ve Kostiç tavan yaptı. Her şeyden önemlisi Fenerbahçe kazanma alışkanlığını oturttu. Bu seri, takıma ve camiaya özgüven aşıladı. Ciddi sakatlık problemlerine rağmen oyun ve oyuncu anlamında alternatifler üretmesi Mourinho'nun da mücadeleyi tam anlamıyla sahiplendiğini ortaya koydu. Fenerbahçe'nin güçlü ve akıllı oynayarak seri yakalaması, rakiplerini tedirgin ettiği gibi taraftarı da devreye soktu. Kadıköy eski günlerine dönüş sinyali veren bir birliktelik ruhuna büründü. Aslında buraya kadar anlattığım her şey F.Bahçe'nin genlerinde var. Ama sarı-lacivertli takım son yıllarda bunu dosta, düşmana bölük pörçük hatırlatabildi. Şimdi zurnanın zırt dediği yere geldik. Anderlecht rövanşı ve Galatasaray derbisi Fenerbahçe'nin bu sezonki rotasını belirleyecek. Kendi adıma Avrupa yolunun açık olduğunu düşünüyorum. Derbi elbette üç ihtimallidir. Ama geride olmasına rağmen psikolojik üstünlük sarı- Lacivertlilere geçti. Fenerbahçe gerçekten fabrika ayarlarına dönebildi mi? Önümüzdeki bir hafta bu resmi netleştirecek.
NEUCHATEL, TOTTENHAM VE AZ ALKMAAR MAÇI
1988 yılının Kasım ayıydı. Öğrenciyim… O zamanlar Avrupa maçı demek milli mücadele demek. Şimdi olduğu gibi camialar birbirlerinin kuyusunu kazmıyor. Renk, kulüp vs. önemli değil. Önce "yabancılara karşı başarılı olalım" düşüncesinde, gayet doğal bir yaklaşım hâkim. Her takımdan beş, altı kişilik arkadaş grubu, 3-0 'ın rövanşında Galatasaray- Neuchatel Xamax karşılaşmasına gitmeyi planlıyoruz. İsviçrelilerin ilk maçtaki kibirli tavrı bizi kenetlemiş. Üç gollü dezavantaja rağmen herkes tura inanıyor. Gel gör ki maça gidemedik. Karşılaşma gündüz 13.30'da. Televizyon da yayınlamıyor. Radyoda Levent ağabey 'in (Özçelik) unutulmaz anlatımıyla 5 gollü zaferin coşkusunu paylaşmıştık. O günlerden bu zamana çok şey değişti. Bakın gelişti demiyorum. Değişti. Takımlarımız çok daha güçlü ve büyük bütçeli. Öyle bir gelişim var da, insani anlamda pek geliştiğimiz söylenemez. Neyse… Gelelim bugüne. Galatasaray 36 yıl öncesine göre her anlamda daha güçlü. Birkaç hafta önce Tottenham'a 3 gol atıp, sahayı dar eden takım, Alkmaar'a mı atamayacak? Rize galibiyeti de moral oldu. Güçlü seyirci desteğiyle ilk on beş dakikada atılacak gol inisiyatifi sarıkırmızılı takıma geçirir. Burada önemli olan gol atmaya çalışırken, kontrolü kaybetmemek. Takım savunmasında açık vermemek. 1-0 giden maçta, son on dakikada bile üç farka ulaşılabilir. Yani seyirci de desteği hiç kesmemeli. Turun anahtarı akıllı oyun! Kontrolsüz ve çılgınca hücum etmek yerine, enerjimizi dengeli kullanmamız gerekir. Velhasıl her kim ki, "tur imkânsız" diyorsa abartıyor. Avantaj AZ'de ama şanslar % 50-50.Hangi ara bu kadar teslimiyetçi olduk?
DERBİ'NİN HAKEMİ
ugünlerde herkes G.Saray-F.Bahçe derbisinin hakemini konuşuyor. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Hakem yerli mi, yoksa yabancı mı olacak? Yerli olursa kim görev yapacak? Yabancı VAR bu defa kariyerli bir isim olacak mı? İki takım arasındaki bitmeyen kavga ve yüksek gerilim bu maçta düdük çalacak hakemin işini maalesef iyice zorlaştırdı. Ben sizinle duyum ile tahmin arası bir öngörü paylaşayım. TFF cephesinde önceleri elit yabancı hakem yönünde ağırlık kazanan görüş, yerliye döndü. Yine de hala git, gel var. Yerliler içinde Halil Umut Meler ve Atilla Karaoğlan isimleri ön plana çıkarken, Mehmet Türkmen de alternatif olarak tutuluyor. Bir ara Kadir Sağlam'ın adı da geçmiş. Son maçta iyi iş çıkartmasına rağmen Cihan Aydın denklemde yok. VAR'da bu güne kadar gelenlerin üstünde kariyerli bir isim görev yapacak. Hatta daha önce ismi maçı yönetmek için geçen elit hakemlerden birini, kabul etmesi halinde VAR odasında görebiliriz. Söylentilerden rahatsız olan TFF'nin derbi maç özelinde VAR odasından da görüntü verebileceği konuşuluyor. Kendi adıma Halil Umut Meler'i favori, Atilla Karaoğlan'ı plase görüyorum. Bu kadar zor bir atmosferde genç hakem riskine girmek akıllıca olmaz. Kaldı ki oyuncular da, tribün atmosferi de hakemin işini kolaylaştırmayacak. "Son anda yabancıya dönme ihtimali var mı ?"diye soruyorlar. Yabancı elit hakemin de Lig'i, Avrupa'sı, lafın kısası yoğun mesaisi var. Gel dediğimizde gelip, git dediğimizde gidecek hali yok ki. Özetle, Benim düşüncem Türk hakem ve kariyerli yabancı VAR ile bu konu çözülecek. Elbette hakemin işi çok zor olacak! Umarım şans da yanında olur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.