Trabzonlular Federasyonu tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, "A Milli Takım kalecisi, Trabzonspor kaptanı Uğurcan Çakır'a son oynanan Beşiktaş - Trabzonspor maçı öncesi, müsabaka esnasında ve karşılaşma sonrasında edilen küfürleri şiddetle kınıyoruz. Üslup kişinin aynasıdır. Kötü söz sahibine aittir.
Maçın oynandığı cumartesi akşamı spor ahlakına yakışmayan hareketlere imza atanların, bu organize kötülüğün mimarlarının sloganı, 'Şerefiyle oyna, hakkıyla kazan' asla olamaz. Saha içinde savunmasız bir futbol emekçisine 90 dakika edilen küfürlere ses çıkartmayanlar ne kadar haklı olabilir? Efendilik bu mudur? Beşiktaşlılık duruşu buna mı denir?
İçişleri Bakanlığı'ndan ve Türkiye Futbol Federasyonu'ndan; A Milli Takım kalecisine edilen bu küfürlerin arkasındaki mihrakları, kişileri araştırmasını; organize edenlerin ortaya çıkarmasını ve gerekli cezaların da ivedilikle verilmesini talep ediyoruz.
Aynı stadyumda geçen yıl da aynı şeyler yaşanmış; Uğurcan Çakır'a yine aynı küfürler edilmişti. Tepki gösterilmezse bu gelecek sene de devam edecektir.
Bir sözümüz de Trabzonspor'u yönetenlere. Trabzonspor başkanından ve yönetiminden Uğurcan Çakır'a yapılan bu olaya en şiddetli şekilde tepki vermelerini beklerdik. Buna karşı ses çıkartmayan, bunu engellemeye çalışmayan Beşiktaş başkanına hem maç esnasında hem de maçtan sonra gerekli tavır ve tepki gösterilmeliydi.
Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş'ten, kendi takımının kalecisine yapılan çirkin tezahüratlar karşısında bir tepki göstermesini beklerdik. Trabzonspor'un, Beşiktaş'a attığı gole sevinemeyen Güneş'in, küfürlü tezahürat yapan bir taraftar grubuna hoş görünme çabasını anlamakta zorlanıyoruz. Güneş'in, Trabzon'da oynanan Bodrumspor ve Sivasspor maçlarındaki gol sevinçlerini İstanbul'da sergilememesinin makul bir açıklaması olamaz.
Trabzonspor'un yönetiminde bulunanlar ve teknik ekip, kulübümüze yönelik saha içinde ve dışında yapılan haksızlıklar ve çirkin girişimlere karşı kararlı bir duruş sergilemek zorundadır. Trabzonspor, sadece rakipleriyle değil, kendisine yönelik her türlü adaletsizlikle de mücadele etmeyi bilir; dahası, bu mücadeleyi kulübün şanlı mazisi ve taraftarına olan sorumluluğu gereği bir mecburiyet olarak kabul eder" denildi.
