Yeter artık Q7!

Ligin ikinci yarıları böyledir, kağıt üzerinde kolay görünen maçlar bile zor olur.
Çünkü artık hataların telafisi yok, herkes neyi var, neyi yoksa ortaya koymaya çalışır. Şampiyonluğun güçlü adayı Beşiktaş karşısında Antalyaspor'un yaptığı da budur.
Samuel Eto'o gibi bir yıldızın yokluğuna rağmen beklenenden çok daha iyi oynadılar. Bunda hem Hamza hocanın dokunuşlarının payı olabilir, hem de rakibin Beşiktaş olmasının.
Anadolu takımında oynayan futbolcuların bu maçları vitrin olarak görüp daha iyi motive oldukları kesin. Bir başka faktör ise maçın ilk dakikasında net gollük pozisyonun yanlış ofsayt bayrağı ile kesilmesi ve Beşiktaş'ın net golünün verilmemesidir.
23. dakikada beraberliği yakalamasına hakem izin vermiş olsa maçın zorluk derecesi epey bir azalırdı.
Anderson Talisca'nın sayılan iki golü dışında ilk attığı golde çok temizdi. O pozisyonda faul olduğunu söyleyen hakeme şunu sormak gerek; aynı pozisyonu savunma oyuncusu yapsa penaltı verebilecek misin!?

Hakemliği bilmiyor
Antalyaspor'un da bir penaltısını vermeyen Halis Özkahya ismi ile hakem kelimesi yan yana kesinlikle iyi durmuyor. Net!
Şenol Güneş yeni transfer Vida'yı Gary Medel'le birlikte göbeğe koydu. Keşke Vida-Mitrovic yapsaydı, daha uyumlu olabilirlerdi. Bu takdirde Medel'i orta sahada kullanmak da mümkün olabilirdi. Beşiktaş devre arasında iyi çalıştı, orta sahada Gary Medel'i kullandığında temposu artacak pas trafiği trafiği de beklenen düzeye gelecektir.
Ancaaaaak!.. Beşiktaş kesinlikle Ricardo Quaresma'ya bir çözüm üretmesi gerekir. Bildiğini okuyan Portekizli, yaptığı orta yanlışlıkla Negredo'ya gelecek diye ödü patlıyor. O nedenle topu sürekli arka direğe göndermekte.
Allah'tan Talisca bu durumu fark etti de kolay görünen şu maçta bir kaza olmadı. Aksi halde ister inanın, ister inanmayın Quaresma'nın başı büyük dertteydi.