Kim tutar Kartal'ı?

Ligin ilk yarısında "Guti ile Quaresma arasındaki pas trafiğini engelle, on kişiyle kapan, iki kontratakla pozisyon ya da gol bul ve Beşiktaş'tan puanı kap" ezberi vardı. Yeni Kartal bu ezberi bozuyor. Kapanarak kurtulmak mümkün değil. Çünkü artık hava toplarına hakim bir Almeida var. Oyunu sıkıştırmak da çözüm değil, arkadan gelenler rakip savunmayı darmadağın ediyor. Simao bindiriyor, Hilbert yükleniyor, İsmail kaçıyor, Nobre bastırıyor... Beşiktaş rakibine nefes aldırmıyor vesselam. Üstelik Kartal artık ağır çekim oynamıyor. Pas trafiği hızlanmış ve isabet oranı artmış. Savunmada derinlik var. Gerçi bir-iki pozisyonda yine rakibi kaçırdılar ama o kadar olur. Ligin ilk yarısında bizim iddiamız, "Bobo, Holosko, Tabata, Nihat gibi önde top tutamayan oyuncularla bu sistem çalışmaz" şeklindeydi. İşte hava toplarını alan, arkadan gelenlere duvar olan bir Almeida, topu çabuk ve isabetli kullanan Simao bile görüntüyü değiştirmeye yetti. Beşiktaş yine oyunun büyük bölümünü rakip sahada oynuyor ama etkili oynuyor. Topu bilinçli dolaştırıyor. Hal böyle olunca yeni pozisyon ve gol bulmak da kazanmak da kolaylaşıyor.

Rakibi öfkelendiriyorlar!
Bakmayın siz yeni formaların gri oluşuna takım çok renkli. Hava bükücü, su bükücü, toprak bükücü, top bükücü hepsi burada. Q7 topun da rakibin de ayarını bozuyor. Öyle ters çalımları, topuk hareketleri var ki karşısındakinin tekmeyi yapıştırmaması (!) mümkün değil. Ne diyelim Allah nazardan saklasın. Guti özellikle ilk yarı müthişti. Sanki kafasının dört bir yanında gözleri var. Sola bakıp sağa atıyor, arkasından geleni hissediyor, mesafe tanımaksınız nokta atışı pas veriyor. Öyle 8-10 değil, kırk metredeki arkadaşının ayakkabısının bağcıklarına gönderiyor topu. Aurelio müthiş, her yere yetişiyor, Simao aynı şekilde. Hem topu iyi kullandı, hem de golünü attı. Takımın havası değişti, Nobre de kendine geldi. Fernandes de taş gibi. İkili mücadelelerde ayakta kalmayı biliyor. Uzun sözün kısası Beşiktaş Türk futbol tarihinin en önemli hücum hattını oluşturmuş durumda. Bu takım 17'de 17 yapar mı bilemem ama çok gol atar, çok maç kazanır ve maalesef çok tekme yer. Çünkü rakibi çaresiz bırakıp öfkelendiriyorlar. Not: Bu muhteşem taraftarın önünde bu takımı durdurmak ve de İnönü'den hırpalanmadan çıkmak hiçbir rakip için kolay olmaz. Benden söylemesi.