Buruk geç kaldı
Oynadığı 6 maçta sadece bir gol atan Dinamo Kiev'den iki kez öne geçmesine rağmen Galatasaray 3 gol yiyorsa Okan Buruk kendisini sorgulamalıdır. 60 dakika rakipten üstün olan skoru 3-1'e getiren Galatasaray'da yorulan ve oyundan düşen oyuncuları görmemek Okan Buruk adına eksi bir puandır. Skor 3-3'e geldikten sonra oyuncu değişikliklerine gitmek günah çıkarmak gibi bir şeydir… Oysa Galatasaray'da Barış Alper, Berkan, Kaan Ayhan hatta Jakobs, 'Hocam beni al' diye bağırıyordu. Okan Buruk'un yorgun oyuncuların vücut dilini okuyamaması, 3-1'den sonra savunmayı güçlendirmek ve orta sahayı daha etkili hale getirmek adına hamleler yapmaması Galatasaray'ın belki UEFA Avrupa Ligi'nde namağlup kalmasını sağladı ama ilk 8'e girmek için tam iki kez eline geçirdiği fırsatı kaçırmasına neden oldu.
Maçın Estonyalı hakemi faul çalmamak adına resmen oyunun canına okudu. Özellikle VAR'daki vatandaşı olmasaydı Galatasaray belki de maçı kaybedecekti. Barış Alper'e yapılan penaltıyı vermediği gibi Galatasaraylı oyuncuya ikinci sarıdan kırmızı gösterdi. Estonyalı Marko Liiva'nın nasıl bir VAR yönetimi gösterdiğini Türkiye'deki VAR hakemleri ders olarak öğrensinler. TFF'nin VAR hakemleri de Estonyalı Marko gibi kaliteli ve dikkatli olsun. Bazı Galatasaray taraftarlarının Muslera'ya davranışını hiç hoş bulmadım. Çünkü Galatasaray tarihine geçen zaferleri yaşayan, kupaları kaldıran Muslera, efsaneler köşesine adını yazdırmıştır. Yenilen 3 gol Muslera'ya ithaf edilemez. Çünkü gollerin hepsinde hatayı yapan Galatasaraylı oyunculardı. Duyarlı Galatasaray taraftarlarının tribünü terk etmeyip Muslera lehinde tezahürat yapmaları da alkışlanacak bir hareketti. Galatasaray, hem ligde hem de kupada beklemediği iki beraberlik aldı. Kiev beraberliğiyse Buruk'un oyunu okuyamamasının ve oyuncu değişikliklerine geç karar vermesinin sonucudur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.