29 Temmuz 2022 | Cuma

Hesap!

Yalan değil Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev'i eleyeceğini sanmıştım.
İlk maçtaki ofansif zenginlik, iki takım arasındaki güç dengesi, her şeyden önemlisi İstanbul'daki atmosferin buna yeteceğini düşünmüştüm.
Ama "genç" başladıkları maçı "ihtiyar" bitirenlerin kendilerini Devler Ligi'ne yakıştıramadıklarını hesaba katmamışım.
Burnu havada dolaşanların ayaklarının birbirine dolanması ilk değil son olmayacak.
Geçen yazımda vardı, "sahip çıkılmayan ilkeler gün gelir bütün takımı silkeler!" H H H
Ayrıca meselenin teknik boyutları var.
Kendinde olmayanın farkına varmazsan olacağı budur. Kaç yıldır "gerçek golcü" yokluğunu ezberleyen bir takımın kaçınılmaz kaderidir bu.
İşin özü; Dinamo Kiev'in gariban sandalı devler denizinde yol alırken Fenerbahçe'nin görkemli gemisi battı.
Lucescu görkemli bir imza attı.
Fenerbahçe maçtan önce sükseli bir kartvizit bastırırken, Lucescu emeğin pankartını açtı.
Uzatmalarda saha ortasında su içmeye yatan Fenerbahçeli futbolcularla, kendi teknik direktörlerinin başında kazanmanın krokisini içerken dimdik ayakta duran Dinamo Kiev futbolcuları arasındaki fark her şeyi anlatmaya yeter.
Maçtan sonra "taraftarımız oyundan memnundur" diyen Jorge Jesus'un tüm söylemleri alçıya alınmalıdır.
Fenerbahçe'nin teknik direktörü, İsmail'in kırmızı kart görmesini maçın kırılma anı saymakla, rakibin emeklerine saygı duymak arasındaki sınavdan da yenik çıkmıştır, Şampiyonlar Ligi hayalini yok etmekten de.
H H H
Tabii ki ligde farklı bir Fenerbahçe izleyeceğiz ama kaybolanları kim geri getirecek?
Fenerbahçeli çocuklar takımlarını Şampiyonlar Ligi'nde görebilmek için daha kaç yıl bekleyecek?
Böylesine önemli bir maçın ve yıllanmış hayallerin kayıplarını kim ödeyecek?
Var mı öyle bir babayiğit? Gelse o er meclise kulak versek o sese fena mı olur?
O sesler ya dış güçler masalında duyulur ya mazeretlere sığınma hikayelerinde.
Varsın Şampiyonlar Ligi özlemini ikiye katlasınlar, böylesine içler acısı bir sonucun bedelini de medyadaki yağcılarıyla birlikte kutlasınlar.
Ama kimse merak etmesin, birkaç gün sonra yeni fallar açılır dilekler tutulur.
Özlem fenerini söndürenler dünyayı parmaklarında döndürürken her şey çabuk unutulur.
Bu ülkede yanlışlara apolet tıkılır da ufukta birikenlerin hiçbir hükmü olmaz.
Nasılsa dramatik şovlara yüksek faiz veriliyor da bir türlü hesap verilmiyor!
H H H
Kaç yıldır futboldaki sızıdır güven duygusu. Yıllardır bu güvensizliğe borç ödüyor futbolumuz.
Önceki gün TFF Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde Temsilciler Kurulu Semineri vardı.
Temsilciler Kurulu Başkanı Gökhan Özsavaş'ın devrim niteliğindeki çalışmalarına tam puan verdim.
Seminerden önce TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ile bir sohbetim oldu.
Karşımda saatini güven duygusuna kurmuş ve bütün sorunları çözmeye gönül vermiş bir başkan buldum.
Herkese yakın ama adaletsizliğe uzak.
Böyle bir başkanın şeffaflık ve adalet konulu yatırımlarının karşılığını alacağına inanıyorum.
Yanlışlarını alışkanlık haline getiren kulüp başkanlarına karşı doğrularını hayata geçirecek olan bir Futbol Federasyonu Başkanı.
Ben Mehmet Büyükekşi'den yanayım.
Adalete olan güvenine ve çalışmaktan yılmayan yanına duyduğum saygıya mahsuben!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor