21 Ağustos 2021 | Cumartesi

Arma yoksa forma yok!

Bir formayı forma yapan; üstündeki armadır. Bu kadar basit… Fenerbahçe Başkanı "Ben çok beğendim" diyor, aynı formayı diğer "elit" kulüplerin de giydiğinden bahsediyor. Ne yani; onlar giydi, onlar yaptı diye biz de beğenmek zorunda mıyız? Genç Muhammed aslında golünü attıktan sonra en detaylı açıklamayı yaptı. Kulübüne olan sevgisini, bağlılığını bildirmek için armayı aradı, öpecekti. Bulamadı. Arma yoksa, forma da yok çünkü. 114 yıllık bir kulübün geleneklerini temsil eden, amaçlarını hatırlatan bir arması var. Her çizginin, rengin ve resmin anlattığı bir hikaye var o armada. "Zaten formanın üstüne armalar yerleştirilmiş" diyerek basitleştirilmez bu durum. Çünkü kimse o armaları, formayı eline almadan göremez. Ali Koç'un çok iyi bildiği ticaret diliyle de ifade edelim; Lisanslı ürün dediğinizde, Fenerbahçe'yi marka yapan, formaya koyulmayan o armadır. Armanın olmadığı bir giysi, forma değil; kumaşdır.
Kötüyken kazanmak
İlk iki resmi maçı tek golle kazanarak sezona başladı Fenerbahçe. İkisinde de oyun olarak yeterli ve güven verici olmadı. Bunun bir süre nedeni var. Çözülecek olanlar da var, sürekli yaşayacaklarımız da… Öncelikle transferler tamamlanmadı. Taraftar Ali Koç'u çok eleştiriyor ama başkan doğruyu yapıyor. Özellikle İngiliz takımlarından boşa çıkacak, kaliteli oyuncular olacak. Kiralayarak, hatta maliyetsiz alma imkanları olacaktır. Üç sene bu sabrı göstermediler, doğru oyuncu bulamadılar. Bu kez acı çekmeyi göze aldı. Uzun bir yol var ve rakipleri aşmak için ekstra oyuncular gerekiyor. Demirspor maçından önce iki, Helsinki maçı sırasında da iki kas sakatlığı yaşandı. Pelkas ve Serdar Dursun'un sakatlıkları darbeden. Bir şey denemez. Ama kas sakatlıkları, doğru antrenman yapılmadığının işareti. Daha sezon ritmine girmeden bunlar yaşanıyorsa, Pareira performans antrenmanlarını gözden geçirmek zorunda. İki genç; Muhammed ve Arda, ıslıklarla bitebilecek bir maçı Fenerbahçe taraftarı için bayram havasına çevirdiler. Müthiş bir gol, sahada özgüvenli duruş, seyircinin kalbini feth etti. Tur için yeterli olmayan bir sonuca rağmen umutlarını yeşerttiler. Bu alt yapıyı organize eden, bir çok değerli genci bir araya getiren Müjdat Yetkiner'i ve Şenol Çorlu'yu tebrik etmek gerekiyor. Bonservis ödenen üç oyuncu; Samatta, Kim ve Burak Kapacak UEFA listesine yazılamadı. Çünkü kulübe para girmedi. Galatasaray ise "kulüp bulun, gidin" dediği Djagne, Feghouli ve Falcao ile maçlarını oynuyor ve bu oyuncularla da kazanıyor. Fenerbahçe kadroda düşünmediği oyuncuları yedeğe bile yazmıyor. Birisi planlama zafiyetini avantaja çevirdi, öteki aynı problemden iki genç üretti. Yani; Kaos, fırsata çevrildi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor