Süper Lig'de geçen hafta 12 Haziran'da başlama kararı alındı. TFF bugün Sağlık Bakanı Koca ile görüşecek. Size göre ligin kaderi ne olabilir.
UZUNDURUKAN: Futbolcular, yaklaşık 45 gündür evlerinde izolasyon halindeler. Evet ev için kendilerine çalışma programları verildi. Ama futbol, bir salon sporu değil. Eğer güreş sporu yapıyor olsalardı, evde pekala idmanlarla iyi bir hazırlık dönemi geçirmiş olurlardı. Ama futbol bir temas oyunu. Ligin bitmesine 8 hafta kalmış ve maçlarda kıran kırana bir mücadele olacak. Bazı takımlar şampiyonluk için, bazı takımlar da ligde kalabilmek için var güçleri ile mücadele edecekler. Ve en önemlisi, takımlarımızın çoğu bu hafta sahaya inip idmanlara başladılar.
Bu idmanlar, futbolcuların hiç alışık olmadığı şekilde yapılıyor. Mesela düz koşu yaparken, sosyal mesafe korunuyor. Toplu çalışmalarda yine masefa korunuyor. İkili mücadeleye girilmiyor. Takımlar, idman günlerinde 3'e 4'e bölünmüş halde idmanlarını yapıyor. Yani bir grup gelip idmanını yapıyor. Sonra diğer bir grup gelip idmana çıkıyor. Bu şekilde ne kadar verim alınır, toplu çalışma olmadan, sosyal mesafe kurallarına uyarak, kalan 8 haftaya hazırlanmak ne kadar sağlıklı olacak? İşte orasını kimse bilmiyor.
Şu anda her şey yolunda giderken, bir an önce şu virüs belasından kurtulmak için çaba gösterirken, futbola dönmek ne kadar doğru? Ben en baştan beri söylüyorum. Yineliyorum; ülkemizde bütün vakalar bittikten sonra, yani 'Bugün ülkemizde pozitif vakaya rastlanmamıştır' müjdesi gelmeden futbola dönmek doğru değil.
Ben 12 Haziran'da liglerin başlayabileceğine ihtimal veremiyorum. Çok zor! Ayrıca bu süreçte görüştüğüm önemli teknik direktörler, futbolcuların psikolojilerinin bozuk olduğunu ve vakalar bitmeden oyuncuların maçlara çıkmak istemediklerini söylüyor. 1) Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri önemli. 2) Teknik direktörlerle tek tek görüşülmeli.
KAPSAL: Türkiye Futbol Federasyonu 32 sayfalık tavsiye niteliği taşıyan bir protokol hazırladı. Bunun bence ikinci kısmı da çıkacak. Uygulamaya geçince bence karşımıza farklı bir protokol gelecek. Tabii bu devletin, bilim adamlarının ve futbolu yönetenlerin işi. Bugün Sağlık Bakanlığıyla yapılacak görüşme sonrasında Türkiye Futbol Federasyonu, kulüplerle de oturup yeni bir yol haritası belirleyecek.
PROTOKOL UYGULANAMAZ
TFF'nin futbola dönüş protokolüne birçok kulüp karşı çıktı. Bu protokolün uygulanamayacağı belirtiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
UZUNDURUKAN:
Hiçbir kulüp, bu futbola dönüş protokolüne bire bir uyamaz. Uymanın da adeta imkanı yok. Bu durumda eğer TFF 'Kardeşim biz size bir protokol verdik. Ve ligi başlatıyoruz' derse ve sonrasında maçlar başladıktan sonra futbolcular arasında Allah korusun ki korona testi pozitif çıkanlar olursa bunun sorumlusu kim olacak? Bu sorumluluğu TFF mi üstlenecek? Öyle ya, 12 Haziran'da ligi oynatmak isteyen TFF...
Her şey normale dönmeden lig başlayamaz. Başlarsa; maçlar tatsız-tuzsuz, mücadele yönünden çok zayıf, kaliteden uzan, vasat bir kalan 8 hafta olur. KAPSAL: Şu anda futbolun başlaması için ortam çok uygun değil. Ligler ertelendiğinde vaka sayısı 5'ti. Hükümetimizin tavsiyesiyle TFF ligleri durdurdu. Şu anki vaka sayısı çok daha fazla. Bu protokol ile liglerin nasıl oynanacağı ciddi bir soru işareti.
8 hafta 72 lig maçı. 2 yarı final, 1 final, 3 tane de kupa maçı var. UEFA, gelecek sezonun Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi'ni düşünerek liglerin tamamlanmasını istiyor. Federasyonları sıkıştırıyor. Ancak birçok parametre var. Antrenmana çıkmak. Kulüpte, seyahatlerde, deplasmanlardaki otellerde hijyeni sağlamak gibi.
BÖYLE TESCİL EDİLMELİ
Avrupa'da birçok ülke ligleri tescil etti. Bazı ülkeler de iptal yolunu seçti. Biz hangi yolu tercih etmeliyiz?
UZUNDURUKAN: Ben sıfır vakaya ulaştıktan sonra liglerin kalan bölümünün oynanmasından yana fikir beyan ediyorum. Yani eylül gibi liglerin geri kalanı oynanabilir. Eğer yine de normalleşme çok gecikirse, ortada 26 haftalık bir mücadele, alın teri var. Bakarım puan cetveline ve sıralamaya göre ligi tescil ederim.
UEFA da TFF'nin bu doğrultuda alacağı bir karara itiraz edemez. Çünkü ortada çok büyük bir virüs problemi var. KAPSAL: Arjantin ve Meksika'da küme düşmeme hamleleri oldu. Belçika ve Fransa ligleri tescil etti. Hollanda önce beyaz sezon dedi sonra geriye aldı. Enteresan bir ikilem içine düştü. Şampiyonun kalan 8 maçta belirlenmesi en adaletlisi ve en doğrusu. Ancak Temmuz'a kadar bu süreç düzelmezse liglerin bu şekilde tescili normal olacaktır. Trabzonspor başkanı ve yöneticileri de çok centilmence davranıyorlar. Oynanmadan tescil gibi bir gündemi hiç oluşturmadılar. Bu çok sağduyulu bir yaklaşım. Son çare maçlar oynanmayacaksa, son 8 haftaya kendi emeği ve başarısıyla lider gelen Trabzonspor şampiyon olarak tescil edilmelidir.
DENİZ BİTMİŞTİ KARAYA OTURDU
Salgın sonrası kulüplerin maddi çöküntüyü aşması için ne gibi önlemler alınması gerekiyor. Bizi nasıl bir senaryo bekliyor.
UZUNDURUKAN: Kulüplerimiz, bu 45 günlük süreçte futbolcuları ile tek tek görüşerek maaşlarında indirim talebinde bulunmalıydı. Yıllık ücreti çok olandan çok; az olandan az indirim talep edilmeliydi. Bunu başaran tek bir kulüp yok şu ana kadar.
Bu aşamadan sonra da futbolcuların, indirime gideceğine pek ihtimal vermiyorum. (istisnalar elbette ki olur. Ama benim için çoğunluk önemli.) Kulüpler Mart-Nisan-Mayıs döneminde kendilerini ayakta tutan 3 önemli gelir kaleminden oldular. Nedir bunlar? 1) Maç günü gelirleri. 2) Yayın gelirleri, 3) Ticari gelirler. Bu süreçte kasaya para girmediğine göre, futbolcu alacaklarının ödenebilmesi için kimi kulüp, kredi çekecek. Kimi kulüp de futbolcularına ödeme yapamayacak. Gerçekten çok zor bir süreç. Allah yardımcıları olsun.
KAPSAL: Bu ekonomik sıkıntıda sponsorların bu işin içine ne kadar gireceği soru işareti. Seyirciler ne zaman stada alınacak. Kombine ve bilet satışları olmaması da önemli bir kayıp. Bununla beraber eldeki oyuncu havuzları satılabilecek. Genç ve yetenekli oyuncuların Avrupa'ya satışlarından kulüpler kendilerini ayakta tutabilecek gelir elde edebilirler. Senelerdir en büyük eksiğimiz olan, herkesin dile getirdiği ama hiçbir zaman söylemden eyleme geçemeyen altyapı organizasyonları da bu süreçte çok önemli. Futbol akademilerine verilen bütçe ve değerler fazlalaşmalı.
Birçok kulübümüz UEFA ile finansal fair-play konusunda sıkıntılı. Deniz zaten bitmişti, salgın sonrası birçoğu karaya çıktı. Bundan sonra günü kurtarma değil, geleceği inşa etmeyi düşünmeliler. Oyuncu geliştirmek kadar scout ekipleri de doğru isimlerden kurulmalı.
FUTBOLCULAR FEDAKARLIK YAPMALI
Kulüplerimizin futbolculardan feda istemesini nasıl değerlendirmek gerekir. Ya feda ya veda tercihi doğru mu?
UZUNDURUKAN: Kulüplerimiz, istisnalar olabilir elbette ama futbolcularından gerçekten feda istediler mi? Bir kulüp başkanı bu süreçte çıkıp da 'Filan futbolcumdan indirim talebinde bulundum ama kabul etmedi veya feda talebimizi kabul etti' demedi. Başta da dediğim gibi 'indirim-feda' için geç kaldı kulüplerimiz. Ama ne olursa olsun, bu konuda ısrarcı olmalılar. Bu zor süreçte fedakarlık yapmayan futbolcudan o kulübe hayır gelmez. Para para diye direten, halden anlamayan futbolcu ile ilk fırsatta yollar ayrılmalı...
KAPSAL: Kesinlikle doğru olur. Oyuncuların kulüpten para kazanması için o kulüplerin hayatlarını sürdürebilmeleri gerekir. Futbolcular az miktarlarda değil ciddi miktarlarda fedakarlık yapmalılar. Yerli oyuncular aidiyet duygusuyla hareket ederek bu yolun açılmasında önderlik yapabilirler. Yabancılar da kulüplerin sıkışık olduğu süreçte taşın altına elini sokmalı. Bundan başka yapılacak herhangi bir çare de yok. Her ne kadar ülkemize para kazanmak için gelmiş olsalar bile bu dönemde mutlaka fedakarlık yapmaları gerekiyor. Buna teknik adamlar da dahil olmalı. Kulüp, teknik adam ve futbolculardan oluşan bu üçgenin doğru şekilde konuşup ortak noktada buluşmaları gerek.