Baktılar ki "santrforlar" ile olmuyor, "oyunumuzu değiştirelim" demiş Emre Belözoğlu... Bazılarımızın "sıfır" forvet diyebileceğimiz bir düzenle başladılar. Görünürde Valencia en uçta ama uygulamada Pelkas da giriyor içeri, Ozan da Mert Hakan da...
Gözleri yoran, oyuncularından sorumluluk isteyen bir tercihti bu. Peşinden kısa pasların nakış işlediği, özellikle sağ kanatta yoğunlaşan atak girişimleriyle geçti ilk yarı. İki boş kale kaçırması da bu yaptılar.
Serdar Aziz kendi kalesine attıklarından daha kolayını kaçırdı bir metre mesafeden. Soyunma odasına büyük güvenle ama golsüz gittiler. Gaziantep'in defans duvarında gedik arıyorlardı. Yerden oynamak istiyor ama yüksek topu tercih etmeye zorluyordu rakip.
Orta saha kalitesine rağmen, baskıdan kazandıkları topla buldular golü. Sonrasında; doktor değişiyor ama hastalık devam ediyor. Serdar Aziz yine gereksiz faul yaptı, frikiği hediye etti. Daha ilginci barajın arkasında Pelkas yere yattı, kaleci Altay kaldırdı. Maxim zıplayan barajın altından vurdu, kaleci kurtardığı topu içeri aldı ve 1-1...
Takımı yönetenler incelemiş, barajın nasıl kurulacağını belirlemiş, 20 yaşındaki çocuk (Altay) arkadaşına "kalk" diyor. Aslında az diyoruz; "Bu takımın sorunu teknik adam değil, futbolcu kalitesizliği" diye.
Son 15'i yine "cehennemde" gibi yaşadı Fenerbahçe. Değişikliklere rağmen topu önde tutamadılar, peş peşe pozisyonlarda rakibinin golün eşiğinde oynamasını seyrettiler.
Üç maçta yedi puan ile ilk fırtınayı atlattı Emre Belözoğlu. Her maçı ayrı havada, başka on birler ile oynadı. Oyun planlarında, rakip analizlerinde titizliğini de gördük.
Ama bu takımın probleminin gol atmaktan ziyade, kolay gol yemek olduğunun da farkında. Takımını potada, zirve sıcaklığında tuttu bu galibiyetle ve Beşiktaş'a "peşindeyiz" mesajını gönderdi.
REHA KAPSAL:
Emre Belözoğlu yeni bir şeyler denemeye her maç devam ediyor. 3. maçında ilk iki maça göre daha farklı saha içi formasyonu ve oyuncu tercihleri ile oyuna başladı. Bununla beraber de daha fazla dilinden anlayan, ilk 11'de 7 tane yerli oyuncu kullandı.
Sahaya 4-1-4-1 dizilişi ile çıktı. Özellikle Sosa da dahil öndeki 4 oyuncu topa sahip olan, pas trafiği yapan aynı zamanda da santrfor arkasında da 10 numara profilinde oyunculardan kuruluydu. Bu oyuncu 5'lisinin en temel özelliği topa sahip olarak rakip yarı alanda oynama becerisi idi. Kendi alanlarından ayrı alanlara da pozisyon gereği geçebilme özellikleri de vardı.
Bu hareketliliği yeri geldiğinde vurguladılar. Ama daha fazla savunma arkası topsuz koşu yapmadıkları gibi arkadaşlarına da alan yaratmak için topsuz koşular da denemediler. Bunu da ilerleyen haftalarda becerirlerse pozisyon zenginliği ve üretkenlik daha fazla olacaktır. İkinci devre yenilen gole hemen reaksiyon vermeleri takımın istek, arzusu, birlikteliği ve maçı bırakmaması adına önemliydi.
Bundan sonraki süreçte Fenerbahçe skoru aldıktan sonra en büyük hatası çok geri yaslanıp skoru koruma derdine girdi. Oyun iki parçalı hale geldi, savunma, hücum gibi. Orta saha hattı çok boş kaldı. Buralara da rakip girince pozisyon üretmeye başladılar.
Giren oyuncular da çıkanları arattı diyebiliriz. İstenen performansı veremediler. Sinan'ın golü F.Bahçe'yi rahatlattı. Emre Belözoğlu'nun ilk geldiği maça göre bu kısa zamanda tabii her şey dört dörtlük diyemeyiz. Oyun içinde gelgitler yaşanmasına dengesizlikler olmasına rağmen kazanma arzuları ve de saha içi skora ve oyuna isyan eden görüntüsü ile enerjisi yüksek bir takım görüntüsü ortaya koydular.
Bence yaşadığımız hayat gibi futbolun da birbirini tamamlayan başarı ve hedefe gitmek için çok ayrıntısı ve gizemi var. 'Sonsuz kere ... matruşka.' Emre Belözoğlu, teknik direktör olarak çıktığı bu yolculukta her zaman bu ayrıntılara, detaylara ve derinlik katacak oyun gelişimi ivme farklılığı için daha fazla da kafayı yormalı, yoracağından da şüphem yok.
EMRE BOL:
Fenerbahçe, Gaziantep FK maçı ve hakemler hakkında hoşuma giden ve gitmeyenleri yazacağım bu gün...
Hoşuma gidenler 1- Fenerbahçe daha iyi top oynamaya başladı. Saha içi organizasyonu eskisinden daha iyi. 2- Takım içinde hep aradığımız kolej havası geri gelmiş. Bunu gol sevinçlerinde gördük.
3- Yeni hoca Emre Belözoğlu'na takımdaki bütün oyuncular büyük saygı duyuyor. 4- Aleyhte pozisyonlarda herkes hakeme koştu, takım ilk kez "hakkını" aradı. 5- Emre hocanın oyuncu tercihleri ve değişiklikleri bence yerindeydi.
Hoşuma gitmeyenler 1- Gaziantepspor'un attığı gol bence yanlış yere iptal edildi. Mete Kalkavan maçın sonucuna etki edecek bir hata yaptı. 2- Altay barajın altına yatan Pelkas'ı kaldırdı, golü onun kapattığı yerden yedi. Bu sezon çok maç kurtardı ve elbette kredisi var ama öğrenerek yoluna devam etmesi gerekiyor. Zaman zaman da arkadaşlarını dinleyerek!
3- Emre Belözoğlu bir oyuncuda gereksiz yere inat ediyorsun, yapma! Sen kimden bahsettiğimi biliyorsun! Öyle ya da böyle Fenerbahçe şampiyonluk yarışının hala içerisinde... Tüm olumsuzluklara rağmen... Şampiyon olamasanız da kovalayan olmak taraftarın sevgisini, saygısını geri getirir. Bence en önemlisi bu.