Usta kalemler F.Bahçe'nin galibiyetini yazdı

Rıdvan Dilmen: Riske girdi kazandı

Tam Aykut Kocaman'ın istediği gibi bir ilk yarı oynandı. Bunda sadece Kocaman'ın değil Abdullah Avcı'nın abartılı sakinliği de rol oynadı. Bazen teknik adamlar böylesi maçlara oyuncuları "Aman strese girmeyelim" diye hazırlar.
Ama elindeki kadro zaten tecrübeli Avcı'nın.
Kocaman'ın elindeki kadro da çok tecrübeli ve ikisi de sinüs-kosinüs ile çalışan teknik adamlar. Ve burada sürprizi yiyen Avcı oldu. Geride 2'ye 1 pas yaparken F.Bahçe üçlü baskıyla pozisyonlar buldu.
Birkaç şutun dışında Başakşehir'in tek pozisyonu Chedjou'nun kafası... F.Bahçe'nin ise gol dışında üç tane var ki, biri direkten döndü. Kısaca konsantrasyon 1-0 önde tamamladı ilk yarıyı diyebiliriz.

Başakşehir'de sadece stoper Chedjou tercihi değil, önde Emre ve onun önündeki Mossoro da yok. Yani omurgan yok. Bir de Emre var gibi oynarsınız ki olmaz. Israrla devam etti buna.
Elindeki Mahmut ve Gökhan topla çabuk çıkabilecek oyuncular değildi. Başakşehir'in en büyük kozu pas yapıp, oyunu terse çevirmek ama sadece 2 kez yapabildiler. Atakta Arda'ya yoğunluk olunca da önlemi kolay takım haline geldi Başakşehir.
F.Bahçe'ye gelince; "Beraberlik bana yeter, kazanamazsam da sorun değil" diyen bir teknik adamın takımına karşı F.Bahçe'nin "Kazanamazsak lig yarışı hayal olur" dediği bir ilk yarı geçirdik.

Ayrıca F.Bahçe'de geçen hafta 11'de başlayıp iyi oynayan iki oyuncu da kenardaydı. Alper ve Valbuena.
Kocaman da Valbuenasız başlayarak riske girdi sadece kupada 1 golü olan Atıf'ı koyarak 11'e.
Belki Giuliano'yu daha fazla kullanmak için yaptı...
Alex'ten itibaren Kocaman bu kararları alıyor. Belki de maçı kaybetse ligden kopacaktı. Buna kumar mı denir, idealistlik mi denir? Valbuena ile başlamayıp kaybetseydi o da çok şey kaybedecekti.
Özellikle medyada çok ağır eleştiriler olacaktı.
Ama böyle oynayıp kazanacağını kimse beklemiyordu.
Taraftarın sosyal medyada yazdığı "Böyle oynayın, canımızı verelim" lafı da gösteriyor F.Bahçe'nin performansını...

İDMAN MAÇI GİBİ
Başakşehir ligin zirvesindeki rahatlığı ve ev sahibi olayını abarttı bana göre. Lig maçı gibi değil idman maçı gibi görmüş olabilirler. Daha başka bir takım olsa bunu yaparsın ama rakibin Fenerbahçe...
Avcı şurada da hata yaptı. 8-10 ay oynamamış Chedjou'yu dün sahaya sürdü.
Bana göre abartılı bir güven olmuş.

Gürkan Kubilay: Avcı'yı da yendi

Top daha fazla bende ama doğru yerde kalsın oyunu idi oynanacak olan.. Aslında birbirine basma ve kontrollü oyun ile geçen 10 dakikada, 2 pozisyon dışında oyun zevki yoktu.
En önemli göze çarpan taktik, F.Bahçe'nin Başakşehir'e daha 3.
Bölgede baskı yapması idi. Bilinçli ve de iyi yapılan bu baskı sayesinde Giuliano ile, biri direkte kalsa da 2 pozisyon bulan F.Bahçe idi. Araya, Topal ve Fernandao'nun pozisyonlarını da sıkıştıran F.Bahçe, maçın iyi olanıydı.
F.Bahçe'den baskı yiyince, göbeği kullanamayan Başakşehir de mecburen kanada gidiyor ve orta yapmak zorunda kalıyordu. F.Bahçe için olumlu diğer nokta da, hücum sırasında ceza alanında 4-5 oyuncu ile bulunabilmeleri idi. F.Bahçe iyi oyununun karşılığını, çıkışta baskı ile kapılan topa, savunma arkası pasa Fernadao vuruşu ile alıyordu da.

Çok riskli değişiklik
Gol sonrası her takımda görülen ''geriye yaslanma hastalığı'' başlayınca Başakşehir de pozisyonlara,hem orta yaparak,hem şut atarak, hem de duran toplardan girmeye başladı. A Spor'daki Süper lig Analiz programımda haftalardır anlattığım gibi, 3. Bölgede pas yapıp oynadığında fark yaratan takım,2. Bölgeye çekildiğinde sıkıntı yaşıyordu. İlk yarıda 5 F.Bahçe'li oyuncu 6 km. üzeri mesafe kat etti, çünkü takım çoğunlukla ön alanda basmıştı.
Arda dökülürken, Napeoloni- Chedjou değişikliği ile Mahmut stopere gitti 2. Yarı. Yanlıştı, Çok riskli değişiklikti. Oyunun kaderi değişti, Orta saha boşaldı, Gökhan tek kaldı ve yine çıkışta kaybedilen bir top İsla- Fernadao işbirliği ile golde döndü..

Başakşehir'in eksikleri falan bahane olamazdı. Çünkü, mükemmeldi F.Bahçe. Maç sonunda nerede ise 115 kilometre kat etmişti takım.
Ama diğer maçlardan farkı,bunu 2. Bölgede oyalanarak,korkarak değil,haftalardır anlattığımız gibi,3. bölgede basarak ve saatte 20 kilometre hızında yaklaşık 13-14 kilometre koşarak yapması idi.Takımı adına doğruyu gören ve yaptıran,doğru değişiklikler yapan Kocaman da, bu maçın ''Avcı'yı da yenen kahramanı'' oluyordu.
F.Bahçe,haftalardır yazdığımız gibi ''2. Bölgeye çekilerek değil, önde basarak oynadığı sürece'' bu ligde hep iddialı olacaktır.

Zeki Uzundurukan: Yarış yeni başlıyor

Fenerbahçe maça tahrip gücü yüksek, iştahlı bir futbolla başladı. Sarı-lacivertli futbolcular çok koşup sahanın her yerinde Başakşehir'e baskı yapıp, pas bağlantılarını kestiler.
İlk dakikadan itibaren önde baskı yapan taraf Fenerbahçe idi. Bu baskı ile rakibi hataya zorladılar. Başakşehirli oyuncular, kendi ceza sahası içinde yani tehlike hunisi içinde kalecileri Volkan Babacan ile pas alışverişinde bulunmaya sık sık başvurunca Fenerbahçe hücumcularının adeta ekmeğine yağ sürmüş oldular. Bu anlardan birinde Giuliano golle burun buruna gelirken vuruşunda top direkten döndü. Ardından Fenerbahçe'nin yoğun baskısı ve tek kaleye çevirdiği oyun Fernandao ile golü getirdi.

Gol adeta bağıra bağıra geliyorum derken kenardaki Abdullah Avcı da sahadaki oyuncuları da uyudular, baskıya baskı ile karşılık veremediler.
Başakşehir bu sezon ilk kez bu kadar ürkek ve etkisiz oynarken gördüm. İçimden bu takımın bütün sihri Emre Belözoğlu muymuş demeden edemedim.

Giuliano harikaydı
Mossoro'nun yerine oynayan İrfan Can da çok etkisizdi ilk yarıda.
Visca da tel tel döküldü. Arda Turan ise çok ağır futbolu ile Başakşehir'in oyununu daha da yavaşlattı ilk yarıda...
Başakşehir ilk yarıda Fenerbahçe'ye hiç zorluk çıkaramadı.

Hatta Fenerbahçe bu sezonun en rahat ilk yarısını oynadı diyebilirim. İlk 45'te sadece Chedjou'nun bir kafa şutu vardı Fenerbahçe kalesinde tehlike yaratan. O da Volkan'ın elleri arasında eridi gitti...
Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki güzel ve etkili oyununda Giuliano'nun rolü büyüktü. Harika işler yaptı ilk yarıda. Hem kendi etkili oynarken hem de takım arkadaşlarına doğru oyunu oynattı. Takımın lideri ve beyni oldu... İkinci yarıya daha istekli başlayan taraf Başakşehir oldu. Ancak özellikle Adabayor'un kritik pas hataları yine Başakşehir'in başına iş açtı.

Fernandao şık bir kafa vuruşu ile skoru 2-0 yaptı. Giuliano ilk yarıdaki harika futboluna ikinci 45'te de devam etti. Başakşehir'in ise dün saha içi lideri yoktu. Arda Turan oyun lideri olmaktan uzaktı.
Adabayor hücümda çok etkisizdi.
Fenerbahçe 2-0 öndeyken bile şok presine devam etti. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe büyük maçları özellikle de kazanmak zorunda olduğu maçları mükemmel oynuyor.

Sanki sinema izlediler
Başakşehir ise şampiyonluk baskısı yüzünden kimliğinden çok uzak bir görüntü verdi. Maç Başakşehir'in sahasında ama 90 dakika Fenerbahçe taraftarının tezahüratları duyuluyor. Başakşehir tribünlerine gelen taraftarlar, sinema izler gibi, kütüphanede kitap okur gibi sessizce maçı izlediler. Taraftarı olmayan takım, şampiyon olamaz. Ayrıca dün Başakşehir tribünlerindeki taraftarların yüzde kaçı Başakşehir sevdalısıydı acaba? Çünkü Başakşehir'de ortalama 500 bin kişi yaşıyorsa yüzde 90'ı 'Dört Büyükler'i tutuyordur. Bu benim iddiam.
Görüntü de dün beni destekler nitelikteydi. Fenerbahçe 90 dakika sahanın hakimiydi ve haklı bir galibiyet aldı. 6 puanlık maçı zorlanmadan kazandı. Zirve yarışı 'Üç Büyükler' için yeniden başlıyor.
Başakşehir dünkü kötü futbolu ile 'Üç Büyükler'in rüzgarı olmaktan öteye gidemez...

Emre Bol: Fizik gücü!

Fenerbahçe'yle oynamadan Fenerbahçe'nin fizik kalitesinin ne kadar yüksek olduğunu anlayamazsınız.
Oyuncu kalitesiyle ilgili sıkıntılar var elbette. Ama özellikle dün gece kötü koşan kimse yoktu. Aykut Kocaman, 2. ve 3. bölgede yüksek presle başlattı takımını... Ligin pas oyununu en iyi oynayan ekibi Başakşehirli futbolcular eminim böyle bir presle karşılaşacaklarını beklemiyordu.
Pas yapamadılar, dolayısıyla istedikleri oyunu bir türlü sahaya yansıtamadılar.

Yüksek presle kapılan toplar Aykut hocanın sonuca gitmek için aradığı şeydi. Fenerbahçe hataya zorlayarak kaptığı toplarla çok fazla pozisyona girdi. Açıkçası ben bu kadar pozisyona girebileceklerini tahmin etmiyordum.
İlk yarıda 3- 4 farkla öne geçmesi muhtemeldi.
Hafta içi futbolcuların, "ya kaybedersek" korkusu yaşadığını yazmış, A Spor'daki programımızda da söylemiştim.
Bu endişe olumlu etki yapmış. Zira kaybedilse çok şeyin kaydedileceği bir maçtı.

İşte doğru oyun!
Takımda kötü oynadı diyebileceğimiz kimse yoktu. Tabi ekstra oynayanlar vardı. Hasan Ali, Visca'ya adım attırmadı, zaman zaman öne çıkarak etkili oldu. Giuliano, merkezde rakibin dengesini bozdu. Dirar yaptığı muz ortalarla sonuca direkt katkı yaptı. Yıldızlara değil, sisteme dayalı takım yoluna devam ediyor. Saçma sapan bir sürü eleştiri yapılıyor. Neymiş efendim, Fenerbahçe göze hoş gelen futbol oynamıyormuş!
Doğru oyunun ne demek olduğunu umarım artık herkes anlamıştır.

Bu kadar eksiğe rağmen takımı buralara getiren Aykut Kocaman'a herkes teşekkür etmeli.
Algı operasyonu yapanların, sürekli Valbuena ismini gündeme taşıyanların amaçları belli. Başakşehir galibiyeti, Fenerbahçe'nin lige ağırlığını koyduğu maçtır. Bundan sonra kartlar yeniden karılacak. Arda transferi Başakşehir'in dengesini bozmuş. Sahada hayalet gibiydi.
Ne hücumda ne de savunmada etkili olamadı. Abdullah Avcı'nın neden ona uzun süre tahammül ettiğini anlayamadım.
Arda'nın bu bitik haliyle Başakşehir'de oynaması zor görünüyor.

Ertem Şener: Derbilerin takımı

Fenerbahçe üst seviyede olan maçların takımı olduğunu yine gösterdi. Beşiktaş, G.Saray, Trabzon ve Başakşehir maçlarından kolay kolay boynu bükük ayrılmıyor. Aksine apolet söküyor.
Hava söndürüyor. Bu muydu Başakşehir?
Bu muydu G.Saray? Bu muydu Beşiktaş? Bu muydu Trabzonspor? dedirtmiyor mu?
F.Bahçe basit maçlara motive olamıyor nedendir bilinmez?

Emre Belözoğlu da olsaydı değişmezdi dün gece skor. Hatta üç Emre daha olsaydı yine farketmeyecekti.
Avrupa kupalarında da Vardar gibi basit bir takıma pisi pisine kaybeden F.Bahçe üst seviyedeki takımları devirmedi mi?
Başakşehir dün F.Bahçe'yi küçümsedi.
Rehavete girmiş. Başakşehir gibi Türkiye'nin en iyi top oynayan takımı dün sahada tel tel döküldü.
Öyle ki kaleyi bulan ilk şutu 39'da Visca ile buldular!

Fener ligi yeniden başlattı
Fenerbahçe, G.Saray ve Beşiktaşlı taraftarları da mutlu etti. Düşünün ezeli rekabette üç takım öyle bir hafta yaşıyor ki Başakşehir'in kaybetmesine birlikte seviniyor.
F.Bahçe'nin galibiyeti sonrası derin bir oh çekiyorlar! Valbuena neden oynamadı diye kimse sormadı, soramadı dün. Çünkü F.Bahçe kazandı.
Kaybetseydi Aykut Kocaman hedef tahtasındaki bir numaralı isim olacaktı.

Fernandao, F.Bahçe'nin golcüsü.
Sadece golcüsü değildi. Ateşleyici de oldu aynı zamanda. Her yerde Fernandao vardı.
Yeniden doğdu tıpkı F.Bahçe gibi.
Başakşehir son iki yılın en kötü topunu oynadı. Birazcık İrfan vardı.
F.Bahçe dün gece eze eze yendi.

Kadıköy'de küskünlükler olmasaydı, yönetimle taraftar arasında ilişkiler daha sıcak tutulsaydı 4-5 puanı daha vardı sarı lacıvertlilerin. Derbilerin takımı F.Bahçe bu gazla bir ralli yaparsa şampiyonlukta en az Başakşehir kadar söz sahibi olur. F.Bahçe dün gece en iyini maçını oynadı. Ne G.Saray ne Beşiktaş, Başakşehir'i dün gece F.Bahçe'nin oynadığı futbolla yenemezler, yenemeyecekler de.
Başakşehir-F.Bahçe maçı 56.dakikada ikinci golle bitti. Kalan 34 dakika için hiç bir ümit vermeyen Başakşehir'i tanımak mümkün değildi!
Abdullah Avcı sınavdan çok kötü aldı. Hatta boş kağıt verdi. Aykut Kocaman ise 100 üzerinden 100.