25 Ağustos 2020 | Salı

Kilim!

Problemlerin en güzel çözüldüğü yerdi; karatahtalar!
"Tebeşir yutmak" tabiriyle teknolojiye abone olmak gerçeği arasında kaybımız büyük.
Hala transferlerden önce gazetelerdeki ölüm ilanlarına bakarım, transfer yalandır ölüm gerçek.
Transferlerin gerçeklerinde de öldürülen çok şey vardır aslında.
Ama "iki kere iki dört eder gerisini dert etme" diyenler meseleyi kapatır.
Sosyal medyada renkli uyku hapı dağıtımı da kusursuz işlerken herkese hayırlı işler!

***

Bunlar da transfer sezonundaki yanlışlara mahsuben bizim kurduğumuz cümleler olsun.
Kulüp başkanlarının dizinin dibinde duran teknik adamlardan hiçbir kulübe hayır gelmemiştir.
"Altyapıya değer vermeyen üstyapıya çuvalla para verir" cümlesinde kulüp başkanları ve teknik direktörler "menajer" kılığındadır.
Yeni takımlarına imza atan futbolcuların ağzından bal damlar.
Asıl mesele söylediklerinin altına imza atmaktır ama "hafızaları kaybettik hükümsüzdür!"

***

Virüsten sonra vicdani duyguların ayaklanacağını falan düşünmüştüm.
Gençlere değer verileceğini, yöneticilerin zarafeti temsil edeceğini falan filan.
Nefretin mühürlendiği bir ülkede "aşkı geçelim onu unutun" diyorlar ya, serveti onuruyla ölçülen insanlar geçiyor gözlerimin önünden.
Mahallede maç izlerken taşların üzerine otururlardı da hiçbirinin "koltuk sevdasını" görmedim.
Ama emekçi muhabire saldırıp fotoğraf makinesini gasp eden ve adına ithal futbolculara arka çıkıldığını gördüm. Sabahın beşinde barda kurulan 5 kişilik çetenin insanlık nazarında bir peçete kadar sorgusu yapılmadı.
Eşkıyaların bile koltukaltına alındığı düzenin değişeceğini düşünmek en büyük yanılgım oldu.
Yarın fikstür çekiliyor lig başlayınca devreye girecek olan yüksek gerilim hattından çocuklarımızı nasıl koruyacağız?

***

Kıssadan hisse!
Futbolda kaybolan birçok değerin sebebi olan önemli adamlardan biri, büyüdüğü mahalleyi ziyaret eder.
Mahallenin kahvehanesine girince herkes ayağa kalkar ama kendi halindeki sıradan bir adam yerinden kıpırdamaz. İnsanlık rütbesinin yürekte olduğunu fark etmeyen önemli adam sıradan adamın yanına gider ve söylenir.
"Sen kendini ne sanıyorsun?" Sıradan adam cevaplar; "siz nesiniz?" Önemli adam küstah tavrını takınır;
"ben şuyum ben buyum!" "Biliyorum" der sıradan adam, "bundan sonra ne olabilirsiniz?" "Şunu olurum bunu olurum!" Sıradan adam önemli adamı hayatın finaline sürükler; "peki sonra?" Cevap; "sonrası hiç!" Sıradan adam kendisine yüksekten bakan önemli adama okkalı bir cevap gönderir. "Beyim! Ben şimdiden bir hiçim!" Ve hayat kitabının tozlu sayfalarını açar.
"Sizden korkup ayağa kalkanların zavallı saygısına karşılık benden göremediğiniz saygı sizi rahatsız etti. Ama siz de benim gözümde bir hiçsiniz ve ben sizin gibilerin karşısında ayağa kalkmam!"

***

Bu meseleden çıkan sonuç:
Korkuyla ve apoletle insanları ayağa kaldıramazsınız! İpleri kesilip yere düşerken yeni sahiplerini arayan kuklalara gideceksiniz.
Onlar paranın ucunu görsün bırakın ayağa kalkmayı ayaklara kilim olurlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI

TÜM YAZILARI
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor