12 Aralık 2017 | Salı

Teslimat!

İlginç bir hafta sonu yaşadık. Kaybedenler kazananların yapamadığını yaptıkları için kazandı.
Fenerbahçe'nin yeni başlangıcı Aykut Kocaman'ın istifanın kıyısından döndüğü andır.
Yanlışlarıyla yüzleşmesini tamamladığı dönüş; bizler tarafından "deformasyon" olarak bilinmiştir.
Ama o günden sonraki Fenerbahçe'nin felsefi ve fiziksel yönü öne çıkmış ardından da kazanılması zorunlu mücadeleye dönüşmüştür ki.
Aykut Kocaman'ın da Fenerbahçe'nin de sezon başı hataları kayıtlardan silinmiştir.

***

Abarttığımı düşünmeyin.
Bu düşünce biçimiyle gelecek programda galibiyet.
Pek yakında liderlik.
Ama her şeyden önemlisi Fenerbahçe'nin taraftarıyla yeniden bütünleşmesidir.
Herkese hakkını teslim edelim.
Aykut Kocaman bu yükselişteki büyük resimde ışık olarak duruyor.
Eleştirileri ayakta karşılayan adamı biz de ayakta alkışlayalım.

***

Takımın parmakla gösterilen adamı Giuliano'yu Alex'le kıyaslayanlar var.
Fenerbahçe'de mücadele edenler tarihe geçenlerin saflarında tutulur.
Giuliano'nun bu kıyaslamadan duyacağı gurur verdiği mücadelenin karşılığıdır.
Böyle adamları tırnak içine almak da hepimizin görevi.

***

Galatasaray'a gelince.
Liderlik sarayda oturmaz. Kavga ister, yürek ister ve başkaldırı ister.
Galatasaray, Akhisar karşısında bu başkaldırıyı maçın ikinci yarısında gösterdi.
Tudor'un sahipsizliğine baktığım zaman, Akhisar karşısında ikinci yarıdaki dönüşün kimlerin keyfini kaçırdığını da görebiliyorum.
İstifasını isteyen medyatik horozların sesinin kesilmesi, Tudor için tehlikenin geçtiği hissi yaratmasın.
Onların silahlarındaki horozlar ancak tetik çekildiğinde düşer.
Ancak o zaman biter av mevsimi.
O yüzden Tudor sırtını kimseye dayamasın! Ne yöneticilerine, ne futbolcularına.

***

Haksız yere oyundan atılan Galatasaraylı Gomis'in sahayı efendice terk etmesinin ekranlardaki yorumuna bakın.
"Suçlu olduğunu biliyor!" Hayır! Sportmenliği keşfetmiş biri olarak, hakemin kararının değişmeyeceğini biliyor ve adam gibi terk ediyor sahayı.
O yorumcuların bilinç altına yolladıkları mesaj: "Kırmızı kart gördükten sonra hakeme saldırmayan adam değildir!" Futbolcu kalitesizliğine yatırım böyle ilkel düşünen adamlarla gerçekleşti işte.
O yüzden öküzün altında buzağı aramayın, bubi tuzağı arayın.
Eski bir futbolcu koymuş olabilir, ya da eski bir hakem!

***

Rıza Çalımbay'ın Trabzon'daki sihrine bakıyorum.
Enkaza dönüşmenin kıyısındaki bir takımı büyük denizlerdeki yolculuğa taşıdı.
İki gözü iki düşman olanlar ülkesinde, Rıza Çalımbay'ın yıllardır kimselere bulaşmadan ayakta durma çabasına bakıyorum.
Bize adam lazım kabadayı değil.
O yüzden futbolun adaletli ve vicdanlı ellerde, zarif dillerde hüküm sürmesini istiyorum Çünkü onlar kelimelere can veren şarkılar gibidir.
İnsanlığın ve futbolun kadim dostu; Rıza Çalımbay gibi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor