09 Ocak 2013 | Çarşamba

Şampiyon kim?

Pascal'ın da dediği gibi isteyenlere göre yeterince ışık vardır, karanlık da...
Konumuz insan beyni ise bu çok doğru bir saptamadır demek mümkün. Peki ya vicdan için aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Hiç sanmam! Vicdan sahibi insanların olaylara bakışı birbirinden çok farklı olamaz.
Hele hele hak, hukuk söz konusuysa.
O nedenle vicdan sahibi herkes bu ülkede şikenin yıllardır olduğun biliyor. Aykut Kocaman'ın "Radara biz yakalandık" şeklindeki itirafından da anlaşılacağı üzere 3 Temmuz sürecinde ortaya çıkan manzara da açık bir şikedir. Bunu bilmeyen yok. Dahası dost sohbetlerinde "Şike yoktur!" diyen de bulamazsınız.
Diyeceksiniz ki her şey bu kadar net ise bu kaos neden?
Şundan; herkes bir takım hesaplarla vicdanını temizlemeye çalışıp susuyor. Bazıları susmakla kalmayıp suyu bulandırmaya, hedef saptırmaya gayret ediyorlar. Yoksa onlar da biliyorlar neyin ne olduğunu.
Olayları dikkatlice takip ederseniz bir sürü itiraf görebilirsiniz.
Misal Fenerbahçe yönetiminin dünkü açıklamasına bir bakın. Ne diyorlar; haklarındaki beraat kararı savcılarca tekzip edilen! Bu cümleyle beraat eden Trabzonsporlular'a kast ettikleri açık. Yahu onlar beraat etmiş, siz ise hüküm giydiniz. İki kelime de giydiğiniz hükümle ilgili etsenize.
Yok. Bunu yapmazlar. Hedef saptırmakta üstlerine yoktur.
Bildiğin kurnaz tüccar mantığı.
Yersen.
Neyse, UEFA yakında "Türkiye şampiyonu kimdir?" sorusuna cevap vermek durumunda kalacak. O zaman şapkalar düşecek, keller görünecek. Az durun hele.

Allah'tan kork Çakır!
Cüneyt Çakır, footballrefereeing. blogspot.com internet sitesinde yapılan oylamaya göre, 2012'nin en iyi hakemi seçilmiş.
Bizim için ne büyük gurur.
Bu olayı iyi değerlendirmek gerek. Dünyanın en iyisi Çakır neden Süper Lig'in en kötüleri arasında.
Sanırım bunun sebebi bizdeki baskı.
Burada özellikle bazı kulüp yöneticilerinin kendi lehlerine denge kurmak adına medya gücüyle yaptıkları baskıları hatırlamakta fayda var.
Cüneyt Çakır'ın yüzüne söylediğimi bir kez de buradan tekrarlayayım; Aziz Yıldırım başta kulüp başkanlarından korktuğu kadar Allah'tan korkarsa Türkiye'nin de en iyi hakemi olur...

Unutma unutturma
Blaise Pascal, "Görmek isteyenler için yeterince ışık, istemeyenler için yeterince karanlık vardır" der.
Şike süreci için söylenmiş sanki bu söz. Kim, hangi tarafını isterse orasını görüyor.
Biz gerçeği görmeye çalışanlardanız. Bu nedenle Trabzon Kürsüsü'nün davetine gitmeyi görev saydık.
Orada yüzlerce "Temiz Futbol Gönüllüsü" ile kucaklaştık.
Hissiyatlarını anlama şansı bulduk. Bize bu şansı veren saygın meslektaşım Ulaş Özdemir başta, emeği geçen herkese teşekkürü borç biliyorum. Unutma, unutturma mücadelemiz sürüyor, evvel Allah sonuç alana kadar da sürecek.

Yeni Kartallar
Beşiktaş
ara transferde ince eleyip sık dokuyor. A.Gücü'nden alınan genç Sinan iyi bir seçim. Tam bir sol savunmacı olmasa da İBB'den gelen Gökhan Süzen de doğru bir tercih.
Şimdi sırada iyi bir golcü bulmak var. Bu konuda da yoğun bir gayret sarfedildiğini biliyorum. Kim ne derse desin Fikret Orman, Tamer Kıran, Ahmet Nur Çebi ve Ahmet Kavalcı başta, Beşiktaş yönetimi zor şartlar altında iyi işler bitiriyor. Camianın büyük bölümünün takdirini kazandıklarına da şüphe yok.

Stoch bunu hak etmişti
Gerçekten muhteşem
bir goldü. Stoch topun gelişine vurup köşeye bırakmıştı. Laf aramızda ben zaten Stoch'un kötü bir golünü hatırlamıyorum. Dolayısıyla aldığı ödülü yerden göğe kadar hak etti. Yürekten kutluyorum.
Takımına yaptığı katkı tartışılabilir ama attığı gollerle, futbolumuza kattığı güzellik ve aldığı bu ödülle ülke tanıtımına yaptığı katkı asla tartışılmaz.
Bravo Stoch, ayağına sağlık.

Geçmiş olsun Giray
Forma aşkıyla oynayan futbolcuların bendeki yeri ayrıdır.
Yıllardır onları hep keyifle izledim. Bülent Korkmaz, Pascal Nouma, Uche eski örnekler.
Toraman, Giray ise günümüzün cesur yürekleri. Giray kardeşimin sahadaki mücadelesini görünce, en son aklımıza gelecek olan şey kalbinde bir sorun çıkmasıydı ama çıktı. 6 ay kadar bir dinlenmenin ardından sahalara döneceği umuluyor.
Giray kardeşime geçmiş olsun derken, beklenenden önce sahalara döneceğine de inanıyorum; onda bu yürek var.

Kapalı'ya çözüm
Beşiktaş
ligin ilk yarısında beklenenden daha iyi bir performans sergilerken maçların büyük bölümünde alışılmış kapalı seyircisinden mahrum kaldı. İkinci yarıda bu böyle olmamalı...
Sorun her ne ise makul şartlarda çözülmeli ve Beşiktaş'ın kalbi yeniden 12. adam olarak İnönü'deki yerini almalı. Bu takdirde Beşiktaş'ın başarısının katlanacağına şüphe yok.
11 kişi oynamakla, 12 kişi oynamak bir olabilir mi!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor