Garip!
Ne mutlu bize, çifte bayram yaşıyoruz. Bir yandan dinimizin en önemli bayramlarından biri olan Ramazan Bayramı'nı yaşarken, diğer yandan milletimizin şanlı 30 Ağustos Zaferi'ni de kutluyoruz. Hem dini, hem milli bayramlarımız kutlu olsun.
Beşiktaş yine bir Portekizli getirdi: Alves...
Bencifa ve Porto bu kadar Portekizli delisi değilken Beşiktaş'ın hedefi nedir anlamak güç!
Sadece takım uyumu mu? O taktirde ilk aldığınız yabancı oyuncu ne ise, geri kalanını hep aynı ülkeden almalısınız? Peki bundan sonra böyle mi yapılacak? Yani futbolcu değil "millet" mi transfer edecek Kartal.
Yoksa burada Mendes olayını mı sorgulamamız gerekiyor. Ya da başkan Demirören'le Ronaldo ortaklığını mı?
Bilip bilmeden kimseye yüklenmem ama bu Portekizli merakı canımı sıkmaya başladı.
Uyumsa bu kadar uyum da fazla hani!
Kaldı ki aynı milletten olanların birbirine uyumlu olacaklarını kim garanti edebilir.
Bütün mesele dil midir ki? Öyleyse bugüne kadar niye bir Alman, iki Slovak, bir Çek, üç Brezilyalı falan niye alındı?
ORTA SAHAYA İHTİYAÇ VAR MI?
Bu yeni bir trend mi, yoksa yeni bir yanlış mı? Alves genç bir oyuncu, gole dönük orta saha.
Peki Beşiktaş'ın burada oyuncuya ihtiyacı var mı?... Bence yok!.. Hatta belki de yeni transfere ihtiyaç duymayacağı tek yer orası... Simao, Pektemek, yerine göre Guti, Fernandes bu işi görür.
Peki öyleyse neden?.. Bilmiyorum!.. Bonservisiyle alırlarsa yatırım gözüyle bakarım ama kiralık gelirse iyice canım sıkılacak!
Öte yandan Beşiktaş'ın gerçek bir golcüye ihtiyacı var. Hem de sıkı bir golcüye... Tüm imkanların bu konuda seferber edilmesi gerekirken hâlâ ihtiyaç olmayan bölgelere stoklama yapılması garip ve kafa karıştırıcı.
Bilen bilir, Demirören'in Beşiktaş başkanlığı dönemini hiç beğenmem.
Bunun bir sebebi de bu tür anlaşılmaz, yanlış transferlerin çokluğudur.
Bu gidiş gidiş değil, kulüp borç içindeyken, elma almak için pazara çıkıp ayakkabı alıp dönmek
anlamsızdır. Gariptir. Can sıkıcıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.