Maçor bey

DEDEM Osman hoca, nev-i şahsına münhasır bir adamdı, nur içinde yatsın. Çok küçük yaşlarda bana anlattığı bir hikaye var ki o gün bugündür hayatın o hikayenin çevresinde döndüğünü görür dururum.
Hikayenin adı Maçor bey. Tilki bir gün beynini kullanmaya karar veriyor, amacı bir kez riske girip ondan sonra hayat boyu ekmek elden su gölden geçinmek.
Risk dediğim aslana kafa tutmak. Onu başarırsa tüm orman emrine girecek, biliyor.
Kelleyi koltuğa alıp geçiyor ormanın kapısına.
Avdan gelen aslandan haraç istiyor. Aslan önce gülüyor ama sonra bakıyor tilki ciddi. Neyine güveniyorsun diye soruyor. Tilki, "Ben senden korkarım aslan kral ama Maçor bey istiyor bu haracı" deyince aslan düşünmeye başlıyor.
Ulan diyor bu tilki benim karşıma böyle çıkamaz.
Hele bugün haracı verelim de sonra anlarız işin aslını.
Aslan haracı verdiği anda tilkinin imparatorluğu başlıyor. Maçor bey asar,Maçor bey keser diyerek tüm ormana korku salarken, ekmek elden su gölden geçinip gidiyor bi yandan.
Taaa ki zemheri ayazında, yavrularına yiyecek götürmek için canını dişine takan bir tavşanın, yarım havucuna göz koyana kadar.

Ben alın terinden yanayım!
Kar altında bulduğu havuçu vermek istemeyen tavşan tilki tarafından sürekli korkutulur. Maçor beye söylerim... Maçor bey asar.... Maçor bey keser... Sakın Maçor beye karşı gelme. Maçor bey bu alemin tek kralıdır. Bak aslan bile karşı koyamadı, sen kimsin tavşan halinle… Eeeee yeter be demiş tavşan, başlarım sana da Maçor beyine de...
O gün bitmiş tilkinin imparatorluğu ve aslan da anlamış cesaretin yelede değil yürekte olduğunu... Çok severim bu hikayeyi ve çocukluğumdan beri kuru gürültüye pabuç bırakmam.
Futboldaki Maçor beylerle savaşım bundandır. Kurnaz tilkilerin cirit attığı bu alemde yürekli tavşanların olduğunu da herkes bilsin isterim. Tavşan yüreğiyle aslan fiyakası yapanlara inat; aslan yüreğimle tavşan postuna bürünmüş dolaşırım.
Türk futbolunun yıllardır olduğu gibi işbitirici yöneticilere teslim edilmesini isteyenlerle davam bitmez.
İşbitirici yönetici değil, alın teri isterim.
Kavgam bunun için.

Yayın yasağı
BU işin mahkeme tarafıyla hiç ilgilenmedim. Bir futbol adamı olarak, hep işin futbol tarafına baktım. Ancak bu yayın yasağı bizim de yazma özgürlüğümüzü elimizden alacak şüphesiz. Milyonlarca insanı ilgilendiren bir davada, üç-beş kişi soruşturmanın gizliliğini ihlal ediyor diye neden böyle bir karar alındı anlamak mümkün değil. Kim ihlal ediyorsa onu yakasına yapışırsın olması gereken budur. Yakışanı da budur, da biz böyle şeyleri beceremiyoruz maalesef.
YASSAK deyip geçiyoruz.

Kayıp kupa
FENERBAHÇE'nin kürekçileri kupa kazanmış, başkana götürmeye karar vermişler.
Allah'ın gücüne gitmiş olacak ki Sakarya'nın suları kapmış kupayı. 4 saatte ancak bulabilmişler. Kalp gözü açık olanlar için ders alınacak o kadar şey var ki? Tabii almayı bilenler için...

Tombişler, tosuncuklar, kalemşorlar...
HİLAL Cebeci'nin pampişlerinden sonra benim de tombişlerim var. Biraz da tosuncuk edindim istemeden. Birileri beslemiş, büyütmüş göndermiş bana. Her yerde karşımdalar.
Özellikle de sosyal medyada.
Sürekli bana laf yetiştiriyorlar.
Tıpkı medyadaki kalemşarlar gibi.
Kalemşorlara de tombiştosuncuk gibi okurlar yakışırdı zaten.
Yürüyün be kalemşorlar, tombişler, tosuncuklar, kim tutar sizi!?

Demirören yanlış yapıyor
AYDINLAR'ı kongrede destekle - yen Demirören bunca yanlışa rağmen destek vermeye devam ediyor. Yanlış yapıyor. Birileri, birilerinin gücüne güç katarken, Demirören farkında olmadan değirme - ne su taşıyor. Benden söylemesi.

Gururumuz kızlar
DÜNYA Yıldız Kızlar Voleybol Şampiyonası'nda Yıldız Milli Takım, final maçında Çin'i 3-0 yenerek şampiyon oldu. Türkiye, böylece voleybol tarihinin ilk Dünya şampiyonluğunu elde etti.

Emenike yakıştı
BİRDEN bire tam da Fenerbahçe'nin ödediği paradan bir milyon euro fazla veren bir kulüp ortaya çıkınca şaşırmıştım.
Bu büyük (!) bir transfer başarısıydı!
Gittiği takım Spartak Moskova olunca şüphelerim beş kat arttı. Dedim ki bu işte bir hile olabilir, bu hülle de olabilir.
Şimdi gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Transfer falan hepsi göstermelikmiş belli. Emenike'yi Spartak Moskova'da buzluğa atmışlar! İhtiyaçları olduğu zaman buzluktan çıkacak, gelip Fenerbahçe'de oynayacak.
Kutlamak lazım, iyi taktik.
Yakıştı mı derseniz, yakışmaz mı!

İstilacılar!
İSTİLACILAR yaklaşık 30 yıldır Türk futbolunda var. Hakemleri baskı altına almak, perde arkasından federasyonla iş bitirmek, Tahkim ve PFDK'ya adam sokup oradan istenen kararları çıkarmak ya da istenmeyen kararların çıkışını önlemek, rakiplere teşvik vermek, yerine göre şike yapmak. Medyada birkaç satılık kalem bulup sahte haberler ve eyyamcı yorumlarla kafa karıştırmak ve o sırada iş bitirmek.
Bu yıllardır böyle. Dün başkaları, bugün daha başkaları, yarın daha daha başkaları derken her dönem kendi kahramanlarını (!) yaratıyordu.
Federasyon biraz cesur olabilseydi hepsinin eksenlerini kaydırabilirdi.
Yapamadılar.
İstilacıları artık kimse durduramaz.
Aynı tas aynı hamam devam eder bu muhabbet.

Gerçeği ortaya koyanlar lanetlenmekten kurtulur
İŞİMİZE gelmeyenleri inkar, görmezden gelmek, yok saymak belki de insanın doğasında var. Peki o insanı yaratan Allah ne diyor derseniz, bakın ne diyor: "Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler, GERÇEĞİ AÇIKÇA ORTAYA KOYANLAR lanetlenmekten kurtulmuşlardır."
Kur'an-ı Kerim Bakara-160