04 Mayıs 2011 | Çarşamba

Politika tutmadı

Hakemlerimizin bu hafta maçlarda yaşadıkları, ''Çok Güzel Hareketler Bunlar" da işlense, büyük reyting yapar. MHK'nın kadroyu daraltıp, hakemlere bol maç vererek psikolojilerini rahatlatma ve başarıya ulaştırma politikası tutmadı, hatta iflas etti, bunu bu hafta bir kez daha gördük...
Hakemler bu yanlış politikadan dolayı çok yıprandılar, fiziksel ve mental olarak yoruldular.
Ligin ikinci yarısıyla birlikte basında yaşanan demeç tsunamisi altında kalınca da durumdan etkilendiler.
Aldıkları eğitimlerde, kendilerine söylendiğini duyduğumuz, "gerekirse oyunun nabzını düşürmek için bazen basit hareketlere faul çalabilirsiniz, bazı kartları tolere edebilirsiniz" söylemleri ile ''commen sense'' yani ''sağduyulu davranmak'' anlayışını abartınca da bunlar oldu.

Eğitimi MHK vermeli
Hakemlerimize, UEFAeğitimcisi derslerinde mutlaka faydalı bilgiler verebilir ancak ülke mozağini, ligimizin ruhunu, hakemlerimize yabancı eğitimci veremez, onu hakemlerimize verecek, işleyecek kurum MHK'dır. Bunu başkan Oğuz Sarvan'ın iyi bilmesi gerekir. Ama bu sıkıntılar dikkate alınmaz haziran ayında yapılacak federasyon seçimleri sonrasında MHK,'tekrar nasıl görevde kalırım' diye bazı hesaplar içinde olursa, o zaman bu sıkıntılar bitmez. Öncelik, ligimizin sağlıklı ve sorunsuz bitmesi olmalıdır...
Bu haftaki maçlarda hakemlerimiz kart uygulamalarında, elle oynamalarda, penaltılarda, hakem- yardımcı hakem işbirliğinde skandal kararlar verdiler. Trabzonspor-Gaziantepspor maçında Cüneyt Çakır'ın çifte standart kararlar vermesinin ana nedeni sürekli stresli maçlara çıkmaktan dolayı yaşadığı fiziksel ve mental yorgunluktur.

Çakır'ı alkışlamıyoruz...
Önce Burak-Dany sonrasında aynı yerde Glowacki-Olcan mücadelelerinde yardımcısı Tarık Ongunile birlikte beklenmedik şekilde oyunun gidişatını değiştiren hatalı penaltı ve faul kararları verdi ve de kart uygulamaları yaptı.
Kafası bu iki pozisyondaki yanlışlarına takılı kaldığı için Gaziantepsporlu Hürriyet'in, Selçuk İnan'a yaptığı ihraçlık harekete kart dahi çıkaramadı. Avrupa'da yönettiği maçlarda alkışladığımız Cüneyt Çakır'ı maalesef içerdeki maçlarda artık alkışlayamıyoruz. Antalya-Buca maçında Halis Özkahya iki penaltı verdi ama verdiklerinden daha net iki penaltı daha vardı, veremedi.
Maçta penaltı varsa, dört de beş de olsa verilmeli.
Hakemler niye çekinirler anlamış değilim?
Halbuki verse büyük alkış alacak, takdir görecekti.
Bir de bu maçı bitiriş şeklini Halis Özkahya'ya tekrar izlemesini tavsiye ediyorum.
O pozisyonda maç bitirilmez... Belli ki Cüneyt Çakır gibi onda da sıkıntı var...

İkazlarla (!) yönettiler
Beşiktaş-Galatasaray maçında, Yunus Yıldırım ve Fenerbahçe-Belediye maçında Fırat Aydınus kart göstermeden ikazlarla maçları yönetebilmek için uğraş verdiler. Ancak pozisyonların içinde kalmasını topların kendine çarpmasını Fırat Aydınus gibi bir hakeme yakıştıramadık. Koray Gençerler'in, Kasımpaşa-Konya maçında attığı gol öncesi Ersan Martin'in yaptığı faulü tespit edememesi oyunun sonucunu değiştirdi. Ankaragücü-Karabük maçında Ankaragücü oyuncusu Aydın'ınceza alanı içinde elle oynaması net penaltıydı. Hakem Serkan Çınar önce verdi sonra ihaleyi yardımcısına bırakarak vazgeçti ve hakem atışı ile oyunu tekrar başlattı.
Sonrasında öğrendik ki yardımcısı ile telsiz görüşmesinde iletişim sorunu yaşamış....

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor