08 Aralık 2011 | Perşembe

Türkiye'de yasaların suçu önleme gücü yok

Cumhurbaşkanı Gül'ün, 'kişilere özel bir düzenleme' olarak algılandığı gerekçesiyle değiştirilen Sporda Şiddet Yasası'nı veto etmesini nasıl karşıladınız? Çok doğru yaptı. Yıllardan beri, taa Süleyman (Demirel) Bey'in Başbakanlığı zamanından beri Cumhurbaşkanı'nın yanına yakıştırılan bir eleştiri vardır. "Çankaya noteri" denir. Cumhurbaşkanlığı makamının "Çankaya noteri" olmadığını gösterdi Abdullah Gül... Kendi partisinin başını çektiği bir kanunu reddetti.
Doğrusu da oydu.
Gül'ün bütün gerekçeleri doğru; 1- "Kişiye özel kanun çıkarılmaz" diyor. 2- "Bu yeni gelen kanundaki cezanın suçu önleme gücü yoktur" diyor.
Türkiye'de bir sürü yasanın suçu önleme gücü yok. Bu yüzden o yasalar ihlal ediliyor. Trafik yasaları... 66 lira kimsenin umurunda değil.
O da yakalanırsan 66 lira...
O da seni yakalayan trafik polisini ikna edemezsen... 'İdare et' diyemezsen...
Emniyet şeridine girmenin cezasını 20 bin lira koy bakalım; girebiliyor mu kimse...
Efendim 'Ölçüsüz.' Ama emniyet şeritlerinin dolu olması nedeniyle kazalara ambulanslar yetişemiyor. İnsanlar ölüyor. İnsan canından daha pahalı, daha değerli bir şey var mı? İnsan canına paha biçebilir misin sen!..
O zaman bu cezayı engelleyici, önleyici düzeye getireceksin.
Cezanın birinci sebebi; kişiye cezasını ödetmek değildir. Cezanın birinci sebebi suçu önlemektir.
Suçu önlemek için de suçu işleyeni cezalandırırsın, millet görür. 'Suç cezasız kalmıyor. Hakikaten, takip ediyorlar, yakalıyor, ödetiyorlar.' Ama 66 lira...
Ödetsen ne olacak! Onun için bazı cezalarda ölçüyü bilerek kaçırırsın, o suçu önlemek için...
Gaspın cezası 20 sene... O yüzden sokaklarda rahatça dolaşıyoruz. O yüzden bir kız gece yarısı sokaklarda dolaşabiliyor. Çünkü biliyorlar, bıçağının ucunu
gösterip, 'ver cüzdanını' dese 20 sene...

***
TONLA HİKAYE ANLATILIYOR
Türk futbolunda da bu anlattığınıza paralel bir durum var gibi... 'Nasıl olsa bir şey olmuyor' düşüncesiyle bugünlere kadar geldik. 14 Nisan'da yürürlüğe giren Sporda Şiddet Yasası bir milattı ve bu yasanın devamında yaşananlar da artık futbolda hiçbir şeyin eskisi olamayacağını ortaya koydu. Şimdi mesele orada... Şüyu vukuundan beterdir. Şayii olmasına seyirci kalırsan öyle devam eder. Hâlâ mesela Galatasaray'ın şampiyon olduğu bir sene, 'Malatya'ya 30 tane Doğan gitti' diye konuşulur.
Niye Ergun Gürsoy, Galatasaray Futbol Sorumlusu ve TOFAŞ'ın İstanbul bayisi...
Peki Malatya gibi bir Anadolu kentine 30 tane yeni araç gelir de bu kimsenin dikkatini çekmez mi? 30 tane yeni plaka Doğan marka araçlara verilir de bunu oranın gazetecisi, savcısı takip etmez mi? Bunca söylenti varken...
Şimdi aradan 30 sene geçmiş; 'Tabii canım Galatasaray o maçı satın aldı.' Galatasaray, Ankaragücü'nüAnkara'da 8-0 yendiği zaman yer yerinden oynadı. Ne yapıldı? Ne itham edenler, ithamlarını kanıtlayacak ne de bu şaibenin altında kalan Galatasaray, tersini kamuoyuna açıklayacak bir davranışta bulundu. Türkiye'de her şey örtbas ediliyor.

Denizli yöneticisine 'sıra sizde demiş'
Denizli-Fenerbahçe maçı niye 16 dakika durdu? Çünkü Galatasaray maçı bitecek, Galatasaray'ın kazanıp kazanmadığı belli olacak. Çünkü Gaziantep maçı bitecek, Malatya'nın küme düşüp düşmediği belli olacak.
Galatasaray puan kaybederse, Malatya da küme düşmüş olursa Denizli ile Fenerbahçe vuran kırana oynayacaklar. Ama Malatya kümede kalacak puana Galatasaray da şampiyonluğu ele geçirmiş puana ulaşmışsa o 16 dakikada, skor istendiği gibi değişebilir.
Akla gelen bu...
Galatasaray-Kayseri ve Gaziantep-Malatya maçları zamanında başlarken, Denizli-
Fenerbahçe maçı 16 dakika geç başlıyor.
Sahaya atılan yüzlerce konfeti yüzünden...
Sahaya yüzlerce konfeti atılıyorsa bu bir organizasyondur. Savcılar bu organizasyonun sebebini ortaya çıkaramıyorlarsa ya merak etmiyorlar, aldırmıyorlar ya da işlerine gelmiyor. Denizli'de yaşayan insanlar olarak... Sen bu ülkede yeni, sert bir yasa yapmadan suçu önleyebilir misin?
Şimdi tonla hikaye anlatılıyor. Elin ağzı torba değil, büzemezsin. Malatya'nın küme düştüğü belli olunca, Fenerbahçe yöneticisi, Denizli yöneticisine dönüyor, 'Tamam artık sizin işiniz rahat. Hadi bakalım top sizde.'
Kulüpler kendine gelmeliler
O sırada Denizli yöneticisinin arkasında, bir Galatasaray yöneticisi oturuyor, Galatasaray yöneticisi, Denizli yöneticisinin elindeki telefona Futbol Federasyonu'ndan gelen mesajı görüyor. 'Maçı gözlemcilerimiz, temsilcilerimiz takip ediyor. Şike yaparsanız, iki takımı da küme düşürürüz.' Bunların hepsi laf... Çünkü araştıran soran yok. İstediğin senaryoyu yaz ve bütün bunlar böyleyken, maçın 16 dakika durmasını Galatasaray'ın yaptığı iddia ediliyor!
Galatasaray bu kadar geri zekalı mı? Kendi maçını bitirecek ve kaderini Fener'e teslim edecek!
Bunların hiçbiri soruşturulmadı. Soruşturulmadığı için de şayialar büyüdü. Büyünce de iş 'Bu ülkede her şey serbest'e geldi.
Bir de uzak doğu, bahis mafyası işin içine girdi. Önlemek için böyle bir yasa yapılması mecburdu.
Türk futbolunda bu yaşanan süreç bir dibe vurma ve bir arınma, yeniden doğuş kabul edilebilir mi?
Aynen öyle olacak. Kulüpler kendilerine gelmeliler. Başta İlhan Cavcav, Yıldırım Demirören, bu 'Kulüpler Birliği' denen müessese kendine gelmeli.
Artık temiz bir yapılanma var. "Temiz" derken bu eskilerin kirli olduğu iddiasında değilim. Buna mahkeme karar verecek.
Ama bundan sonra yeni durum kabul edilsin, tertemiz pırıl pırıl bir beyaz sayfa açılsın. Türk futbolunun beyaz sayfası olsun artık...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor