25 Ocak 2023 | Çarşamba

Sorgulama!

Ümraniye karşısındaki Fenerbahçe'de sezon başı fırtına gibi esen takımın hallerini aradım yoktu. İlk yarıda isabetli pas zengini olmakla, pozisyon fukarası olmak arasındaki gezintiye baktım, yeteneğini dile getirmekteki ustalığını sürdüren Ferdi'nin dışında takımda parmakla göstereceğim başka biri yoktu. Savunmada Ferdi, orta alanı en hızlı geçen ve rakip alanda varyasyon üreten yine Ferdi. Son maçlarda değişen kimyanın formülünü aradım, birkaç yıl önce kullandığım bir cümle geldi aklıma; "Fenerbahçe forması içinde hayat bulmayan aşk, futbolcuların dilinde gezinir, o futbolcular da sahada gezinir!"


Kulübede oturanlar sahada olanlardan daha yetenekli ve yürekliyse, Fenerbahçe'deki kötü futbolun sorgusu tümüyle Jesus'un üzerine kalmalı. Ne yazık ki Fenerbahçe'nin kendi doğrularını ortaya koymadığı bir maçta Jesus'un yanlışlarından söz etmenin pek önemi olmuyor. Arda Güler'in neden oynatılmadığının, İrfan Can Kahveci'nin neden oynatıldığının sorgusu yapılsa savunma avukatlarının cevapları her zaman hazırdır. Arda Güler çırak farz edilir, İrfan Can Kahveci'nin ustalığına paha biçilmez. Maçın hakemine gelince; hakemin kurbanı olmaya kimsenin niyeti yoksa Abdülkadir Bitigen gibi bir hakeme "kurban olmanın" da anlamı yoktur!


Galatasaray ligde üst üste 9'uncu galibiyetini almakla liderliğin cazibesi arasında zorlu bir sınavın içinde. Böyle bir serinin inşasında elbette büyük emekler var ama kimse sonuna kadar kazanamaz gerçeğinin de altını çizmek gerek. Ayrıca "yenilmeyeni yenmek" duygusu da rakiplerin tutkusunu ikiye katlar. Liderliğin sınavı mücadeledir, kazanırken mücadeleden kaçınmıyorsan ve bulunduğu yeri korumak gibi bir ideali yükleniyorsan çekinmeye gerek yok. Ama galibiyetler bazen yanlışların üzerini örter, hele abartılıyorsa! Antalyaspor karşısındaki Galatasaray'ın tedirgin edici bir yanı vardı. Tedirginlik de ne liderlik tanır ne puan farkı.


Üst katlardaki mücadeleyi geriden takip eden Beşiktaş ilginç bir yolculukta. Bir yanı sihirli öbür yani sinirli. Ama mücadele gücüyle saygınlık kazanırken kazanmayı kolaylaştırıyorlar. Hala lider olma cesaretinden vazgeçmeyenlere büyük takım deniyor zaten. İstanbulspor karşısındaki Trabzonspor'da tribünlerin Abdullah Avcı'nın saygın portresine gösterdiği sevgiyi gördük. Teknik direktörlük gerektiğinde tek başına ayakta durabilme cesaretini göstermektir. İstediklerinde çok olan futbolcuların istemediklerinde neden yok olduğunu da en iyi biçimde taraftar görüyordur kuşkusuz.


Ankaragücü ligin en dişli takımlarından biri oldu. Bunun sırrı da teknik direktör Ömer Erdoğan'da. Ne olduysa onun takımın başına gelmesinden sonra oldu. Hem efendi hem usta olan insanların başarısını gördüğümüz zaman içi boş yabancılara verilen değerin ve paranın sorgusu da kaçınılmaz oluyor.


90 dakika olarak bilinen futbol maçları ülkemizde 100 dakikaya çıkarıldı. Topun oyunda kalma süresini sahte pozlarla elden ayaktan düşüren futbolcularla, adamına göre muamele yapan aciz hakemler saltanatlarını kurdular. Bu acımasız cehaletin önü açık durdukça, "ben futbolun kilometre taşı olacağıma çıbanbaşı olacağım" diyenlere gün doğdukça, daha görecek çok şeyimiz var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor