19 Ocak 2010 | Salı

Para çoğalınca

Hani masal gibi gelir ya bazen... "Yoksul ama onurlu" bir hayatımız vardı bizim. Gözlerimizle gördük, içinde yaşadık. Maçların radyolarda anlatıldığı... Bizim görmediklerimizi, bir yargıç namusuyla bizlere anlatan spikerliği... Ahlaklı yöneticiliği... Namuslu yöneticiliği... Ve kitap okuyan futbolculuk yıllarını...

***
Sonrasında paralanan değerleri de gördük. Gözü şampiyonluktan başka bir şey görmeyen delikanlı toplumu da.

***
Futbol kulüplerinin daha çok para kazanmasıyla, bizlerin neler kaybettiğini sorgulamaya gerek yok. Nasılsa para çoğaldıkça, ahlak, dürüstlük ve erdem gibi değerlerin de bir anlamı kalmadı.

***
O yüzden paranın çoğaldığı sistemde, öncelikle televizyon kurtlarına, muhabbetlerini geri vermek gerekiyor. Puan cetvelini düzenleme gücünü. İnsanların adrenalini yükselsin diye, sergiledikleri oyun içinde oyunları. Ekrandaki tartışmaların mağarasında, ateşe atılacak çocukları. Sisteme uşaklık edecek yeni popüler şeytanlarını. Özel yemek masalarında, karınlarını soysuzlukla doyuranlara, daha zengin puştluk mönülerini...

***
Gelelim transferdeki paralanmaya... Galatasaray için yanıp tutuşan Gökhan Ünal, Fenerbahçe'ye geldi. Galatasaray'ın yüzüğü parmağına dar geldiği için mi? Fenerbahçe ile nikah kıymanın getirisi bol olduğu için mi? Bir kez daha gördük ki... Bu ülkede her şey para ediyor, adamlık etmiyor. Eskiden adamları ayıran kitleler olurdu. Artık onlar için de, hiçbir şey fark etmiyor. "Dün dündür!"

***
Gökhan ÜnalSemih Şentürk'e tercih eden sistemde, gönüllerde bile Semih gider, Gökhan kalır. O en çok nefret edilen Gökhan Ünal, bir pozisyonla koskoca bir tarihin bile gönlünü alır.

***
Hiçbir şey sebepsiz yaşanmıyor. Yıldırım Demirören, seçimler öncesinde "küflenmiş" bir açıklama yaptı. "Bugün bir bakan, kongre üyelerini arıyorsa, futbolun içinde siyaset var demektir." Siyaset, futbolun içinden bir saniye bile çıkmıyor ki... Siyasetin ikiyüzlü tavrının, futbola egemen olmasıdır, korkutucu olan. Ve ne yazık ki, bütün kulüp başkanları bu ikiyüzlülükten, kendi canları yanmadıkça şikayetleri olmadı. Olmaz.

***
Sonuç olarak... Kulüplerin çok para kazanması, bizlerin azalması demektir. Kaybettiğimiz keşke sadece para olsa... Bu durum, medyanın daha çok kışkırtıcı olmasına... Ve kulüp başkanlarının diktatör olmasına yarayacaktır. O yüzden, ülkenin ne zaman başı sıkışsa. Parasız ama yürekli olduğu yılları arayacaktır.

***
Her şeyini kaybetmenin ertesinde. Sessizliğin güvertesinde...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor