25 Ekim 2017 | Çarşamba

Yeni hikayeler...

İki maç oynandı ki, ligin tüm dengeleri değişebilirdi. Galatasaray kazansa, Beşiktaş da uzatmadaki golü bulamasa, iki ezeli rakibinden 11 puan uzaklaşacaktı. Bugün çok farklı şeyler konuşuyor olacaktık. Belhanda atıldıktan sonra, Fenerbahçe gol atabilse, fark 5'e inecek, beraberlik Başakşehir ve B için iyi sonuç olacaktı. Başka bir hikayemiz daha olacaktı. Ama zirveyi hedefleyen dört takım, başladıkları yerde kalarak haftayı sonlandırdı. Klasik deyimle; "Bundan sonraki maçlara" bakacaklar. Bu saptamaları yapıyorum, çünkü geçen haftada durduğum yerdeyim; daha 25 maç varken hiçbir takım için lig bitmez. Şikayetçi olanlar olabilir ama zevkli, heyecanlı ve tahmin edilemez maçlar oynanıyor. O zaman öngörülere devam edelim

Galatasaray'ın yokuşu başladı
8'de 7 yaparken fikstür avantajını çok iyi kullandı G.Saray. Sezona erken başlamışlardı, erken form tuttular ve nemasından da sonuna kadar faydalandılar. Fikstürün ilk altısındaki bir takımla ilk maçlarıydı Fenerbahçe.
Hiçbir şey bekledikleri gibi olmadı.
Kalan maçlarda eğer fiziki düşüş yaşamazlarsa, puan kayıpları olsa bile zirveyi ellerinde tutarlar. Ancak yüklemeler doğru yapılmamışsa, çok sürpriz sonuçlara da açık olun.

Çulcu'nun dersi
Galatasaray-Fenerbahçe derbisi bitti. Tartışmalar yapılıyor. İki noktada herkes birleşiyor; Denayer atılmalıydı, Hasan Ali'nin pozisyonu penaltı. Hakem yorumcularında da bu birliktelik var. Ama Mustafa Çulcu, TRT'de pozisyonları yorumlarken, maçta topun elle temas ettiği üç pozisyonun da penaltı olmadığını söyledi. Çünkü UEFA'dan gelen talimatı Rozetti hakemlerimize anlatmış; "Düşen futbolcunun kolu doğal pozisyonda ise bu pozisyonu devam ettireceksin. Süpürme yapmışsa elle oynamayı çalın"

Nasıl öğrenmezler!
Yani; Cüneyt Çakır bu yorumu uyguluyor, yardımcısına "süpürme var mı?" diye soruyor. Olmadığını duyunca, devam ettiriyor. Ben dahil eski hakemler "olmaz" dediler. Ama UEFA öyle demiyor. Yorumu tartışabiliriz fakat Cüneyt Çakır'ın kararını tartışamayız, doğru düdük çaldı. Bizler bu durumu öğrenmediğimiz, araştırmadığımız için eksiğiz aslında. Size en doğruyu vermek zorundayız. Kendi adıma özür dilerim. Fakat işleri hakem kararları yorumlamak olanlar nasıl öğrenmezler, anlatmazlar bunu. Bu nedenle Mustafa Çulcu'ya teşekkür ederim. Elbette konuyu ertesi gün köşesine taşıyan Deniz Çoban'ı da tebrik edelim.

Beşiktaş duruşu?
Caner Erkin'in, Mete Kalkavan'a söylediklerini hepimiz izledik. Şansal Büyüka, "RTÜK kuralları gereği bir kere yayınlayabiliyoruz" dedi. Seyretmediyseniz, durum o kadar fena...
Van Persie için "Beşiktaş olsa bir dakika tutmazdım" diyen Fikret Orman ile aynı futbolcu için "Fenerli olduğun gösterdi" diyen Metin Albayrak'ı merak ediyorum şimdi. Burak Yılmaz'ın transferine, "Artistik yapan, hakemleri aldatan oyuncunun bizde işi olmaz" diyerek karşı çıkan Çarşı taraftarının ne yapacağını bekliyorum.
Hakemlerini leblebi haline getiren Futbol Federasyonu veya MHK'nın tavrı da önemli hale geldi. Caner, Kadıköy'de kendi seyircisi önünde diz çöktüğünde, "Burası yeri değildi" dediğimizde, "Özgürlük var" diyenler, bu küfürler ve hareketler karşısında ne düşünüyorlar. 'Beşiktaş Duruşu' Caner'inki midir, değil midir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor