01 Mayıs 2021 | Cumartesi

Beşiktaş uygun adım

Beşiktaş önemli eksiklerine rağmen Kayseri ve Rize maçlarını coşkulu, baskılı ve üretken futboluyla forse etti. Takımın yüksek motivasyonu ve hedefe odaklanmış görüntüsü de cabası. Şampiyonluk yolunda bunlar çok önemli detaylardır. Saha içinde işler genel anlamda yolunda. Ama Rize'den üç dakikada yenilen iki duran top golü can sıkıcı. Bu zaaf daha zor maçlarda siyah-beyazlıların başına dert açabilir. Önde oynamanın getirdiği rahatlıkla maç bitti havasına girmek de öyle. Burada iş Sergen Yalçın'a ve takımın ağabeylerine düşüyor. Gelelim saha dışına…

Beşiktaş'ın birkaç haftadır yürüttüğü "herkes bize karşı" isyanını tehlikeli bir siyaset olarak görüyorum. Geçmişte bu hataya Fenerbahçe ve Galatasaray'da düştü. En azından bu fikri sadece yöneticiler dillendirse ve Sergen Hoca sahaya odaklansa çok daha akılcı olur. Saha içindeki bir anlık zaafın bile böyle zamanlarda ağır bedellere yol açacağı unutulmasın. Yeri gelmişken, TFF hangi akla hizmet Beşiktaş'ın maçını Cumartesiye aldı bilemiyorum. Öyle bir akıl da yok zaten! Siyah-Beyazlılar bu takvime tepki göstermekte yerden göğe kadar haklı. Haksız oldukları nokta Hatay ile ilgili. Hatayspor bu durumu avantaja çevirebilecekse neden maç günü değişikliğini kabul etsin ki? TFF'nin hatasını Hatay'a fatura etmek külliyen yanlış olur.

SOSYAL İKİLEM

Netflix platformunda yayınlanan "Social Dilemma" ; Twitter, Youtube, Facebook ve Instagram gibi mecraların insanlarda yarattığı olumsuz etkiyi, eskiden bu platformda çalışan yöneticilerin itirafları üzerinden anlatan etkileyici bir belgesel. Gerçekten de sosyal medya, şimdilerde toplumsal bir bağımlılığa dönüştü. Gençlerin çoğu sosyal medyada fark edilmeyi yaşam amacı haline getirdi.

Tamam, kimi zaman haber almayı kolaylaştırdığı bir gerçek ama sosyal medya mecraları, hayatlarımızı ele geçirdiği gibi; kirli bilgi, algı operasyonu, itibar suikastı ve manipülasyonun tavan yaptığı ortamlara da dönüştü. Bunları neden mi yazıyorum? Çünkü konu spor ve özellikle futbol olduğunda yukarıda saydığım sıkıntıların tamamı sosyal medyayı kasıp, kavuruyor. Lig maçlarının öncesi ya da sonrasında twitter gündemi futbol sahası gibi… Bir de kışkırtıcı konu başlıklar var ki sormayın. Toplumun sinir uçlarıyla oynayan, bunu hangi amaçla yaptığı açık olsa da gerilim yaratmayı başaran başlık etiketleri… Elbette benzer operasyonlar siyasi ve toplumsal kargaşaya yol açmak için de yapılıyor. Herkes sosyal medya silahını kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor.

Hal böyle olunca denetim ve caydırıcılık lafta kalıyor. Ama bu arada toplum kutuplaşıyor. Futbol iyiden iyiye ayrıştırıyor. Sanırsın ki hayat, memat meselesi. Yahu başka derdiniz mi yok? Bu ülkenin, insanımızın çok daha ciddi sorunları ve birlik olma ihtiyacı var. Bu gidiş, gidiş değil. Futbol kamuoyuna çeki düzen vermek zorundayız. Lütfen, kendinizle yüzleşin! Kötü bir insan mı olmak istiyorsunuz? Futbol için değer mi? Karar sizin.

GALATASARAYLI FUTBOLCULARIN VÜCUT DİLİ

Galatasaray, Antalya ve Konya'yı güç bela yense de oynadığı futbol şampiyonluk için umut vermekten uzaktı. Daha büyük sıkıntı, futbolcuların vücut dilinden dışarı yansıdı. İlk yarıdaki tek isabetli şutunu 45'de çekebilen Sarı- Kırmızılı takımda bu duruma isyan eden, vurdumduymaz futbola başkaldıran tek bir oyuncu yoktu. Fatih Terim de maçtan sonra basın toplantısında bu görüntüye vurgu yaptı. Galatasaraylı futbolcu, "olduğu kadar, olmadığı kader" diyemez. Bu forma böyle bir vurdumduymazlığı kaldırmaz. Futbolcu ya da teknik adamın formsuz olması bir yere kadar kabul edilir de vurdumduymazlığı kimse hoş göremez. Üstelik bu vurdumduymazlık denilen şey bulaşıcı bir illettir. Aman Fatih Hoca! Takımdaki bu hastalık pandemiye dönüşmesin!

GÖKHAN, MESUT VE TÜKENEN UMUTLAR

F.Bahçe için Alanya maçı şampiyonluk umudunun tükeniş bayrağını çekti. Aslonda on kişi kalana kadar 'F.Bahçe bu maçı kazanabilir' düşüncesini diri tutan bir oyun vardı sahada. ama yılların tecrübesi Gökhan Gönül. rakip sahadaki basit top kaybından sonra bir de gereksiz kırmızı kart görünce fişi çekiverdi. Buna Emre Belözoğlu'nun maç kondisyon eksiği olan Mesut Özil'i 65 dakika oyunda tutması da eklenince Alanya'nın ekmeğine yağ sürüldü. İkincilik açısından Alanya deplasmanındaki galibiyet büyük moral sağlar ve Beşiktaş'ın üzerinde baskı oluştururdu.

F.Bahçe şampiyonluk yarışını son haftaya kadar taşıyacak virajı dönemedi. Şimid testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olacaktır. Maça neden Mesut ile başlandı? Bir kişi eksilince topu rakip alana hızlı taşıyacak Samuel niye alınmadı? İkinci yarıda üçlü savunmaya dönülebilir miydi? Sorular çoğaltılabilir. Bu saatten sonra sarı-lacivertliler kalan umut kırıntısına sarılmak ve ne yapıp, edip ikinciliği kaptırmamak durumunda. Sonrası Ali Koç'un seçimine kalıyor.

Ender Fikirler - ENDER BİLGİN

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor