Yalnızlık ve Terim

Galatasaray'da seçimin bitişiyle, teknik heyet ve taraftar, 41 oy farkla, zor da olsa kazanan yönetimle güçlü bir birliktelik sergiliyordu. Zamanla, PSV maçı ve yeni sezon yaklaştıkça, sosyal medyada Elmas yönetimine dair uç veren "homurdanmalar", eleştiri oklarına dönüştü.
Kasımpaşa maçı sonrası, Fatih Terim'i biraz keyifsiz gördüm. Sebep, mikrofonların önünde kamuoyunun meraklarıyla tek başına kalmak mı, yoksa işlerin ters gitmesi mi, bilmem.
Açıklamasında yönetimin transfer çabasına kefil olması hayli dikkat çekiciydi. Fatih Hoca "ellerinden geleni yapıyorlar" diyerek, yönetimi korudu.
Galatasaray'da, gitmesi beklenenlerin gitmesi de gelmesi istenenlerin gelişi de sanıldığı kadar kolay olmayacak gibi duruyor. Yani; transfer bitiminde, taraftar gibi teknik heyetin de hoşnutsuz olması gayet mümkün. Transferin bittiği, sezonun başladığı o ana kadarki süreçte, Terim, Cengiz yönetimine olduğu gibi Elmas'a da medya aracılığıyla uyarılar(!) yapabilecek mi?
H H H
İkili arasında kapılar ardında ne yaşanır bilmem ama Elmas, iki kişilik muhasebede, işler yolunda gitmediği takdirde medya ara yüzünde daha avantajlı bence... Yeni sözleşmedeki şartlar Fatih Hoca'yı üzmedi. Olası bir PSV'ye eleniş sonrası, transferler olmaz ya da gecikirse, hoca, Cengiz yönetimine sergilediği çıkışları yapamayacak. Elmas ile arasında bugüne değin çizilen olumlu tablodan sonra Terim, taraftardaki yüksek kredisine rağmen, genel kurulda bir başkanla daha ters düşecek krediye sahip değil… Keza bir başkanla daha gerilirse kulüpte çalışabileceği tek isim kalacak; Ali Dürüst. Bakalım Elmas, bu durumu, herkesin çıkarına olacak şekilde yönetebilecek mi?
Sahi; Burak Elmas nerelerde?
Tüm başkan adayları gibi o da telefonunu yan çevirip yayına giren herkese konuşuyordu... Galatasaray, ıskartaları gönderilebilecek, eksikleri transfer edecek motivasyonu bulabilecek mi? Meraktayım...