15 Ekim 2017 | Pazar

Cesur yürek

Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray' diye bestesi var sarı kırmızı tribünlerin. Dün yine tarih yazdılar. Tarihi yazan Tudor oldu. Öylesine cesaretli davrandı ki, o kadar cesurdu ki. Ayakta alkışladım.
11 yabancı futbolcusuyla çıktı sahaya ve tarih yazdı. İlk Türk takımı oldu bu kulvarda. Futbola uzun zamandır yabancı olan yerlileriyse yedek kulübesinde, tribünde, evde oturdu.
Türk futbolunda yabancı sınırlamasına karşıyım.
Daha doğrusu futbolda pasaporta karşıyım. Futbol evrenseldir. Futbolun dili, dini, sınırı, ırkı, milleti, milliyeti yoktur. Futbolun tek bir dili vardır o da 'yetenek'.
Topa yeteneği olan ve bu dili iyi konuşturan herkes benim vatandaşım sayılır. Futbol topu yuvarlanırken pasaport sormaz. Şimdi size bir soru;
Bana bir 11 yapın desem kimleri sayarsınız?
Yerli yabancı farketmez!
Kaleye Beto ya da Muslera olmaz mı? sağ bek Mariano, sol bek Caner, stoperler Maicon-Pepe. Orta saha üçlüsü Fernando, Emre ve Talisca. Quaresma, Babel ya da Valbuena kanatlarda.
Forvete Vagner Love, Adebayor, Gomis, Eto'o? 4'ünden biri. Olmaz mı? Kimi koyarsınız? Hangi yerlileri oynatırsınız? Bahane üretmeyelim kötü gidişimize, turnuvalara katılamayaşımıza.
Bu adamlardan top oynamayı öğrenelim. Tecrübe edinelim.
Sınır falan da yok ayrıca. İsteyen ilk 11'ini yüzde yüz yerli Türk futbolculardan kurabilir. Bugüne kadar milyon euro'lar alıp topun değil sinsiliklerin peşinde koşan topçuları konuşalım! Taraftarların duygularıyla oynayanları anlatalım! Yabancıları değil. Bu kadar yabancı topçunun olduğu bir ülkede, o futbolcuların ailelerini düşünmüyoruz. Sürekli 'yabancılar fazla artık bu kadar olmamalı' derken haksızlık ediyoruz! Saygısızlık yapıyoruz, rencide ediyoruz. Bakın Trabzonspor'a. Abdülkadirler, Yusuf Yazıcılar yetiştirildi de oynatılmadı mı? Ersun Yanal gibi cesaretli olun.
Sorun yabancıda değil, sorun Türk futbolunda kendi mefaatinin peşinde koşanlarda!
Tudor'un cesareti...
Gelelim Galatasaray'ın futboluna.
Oynaması gerektiği gibi topu rakip yarı sahaya yıktı. Sağ ve sol bekleri hep hücumdaydı. Lato sürekli yerden orta yapma huyundan vazgeçmeli.
Topu biraz kaldırmalı. Mariano milli arada kalmış. Özellikle ilk yarıda çok etkisiz aldı. Lato dönemiyor kontralarda geriye. Kanatlarından çok atak yedi Galatasaray. Tudor'u yine takdir ettim. Yine büyük hoca gibi davrandı. Daha erken falan demeden, sağ tarafta aksayan Rodrigues'i aldı oyundan.
Şenol Güneş'in Gençlerbirliği maçında yapamadığını Tudor yaptı.
Tolga Ciğerci'yi aradı durdu Galatasaray.
Üretken olamadı sarı-kırmızılılar.
İkinci yarıda Selçuk öyle bir pas attı ki Selçuk İnan geldi aklımıza! Gomis'e kimse ballı, top önüne düşüyor demesin. Gomis deniyor, golü kokluyor, topun nereye düşeceğini hissediyor ve atıyor.
Gomis gerçek bir golcü! Ufak bir uyarı; Galatasaray maçın genelindeki sistemini, Fenerbahçe'ye karşı oynamaya kalkarsa hüsrana uğrar.
Şampiyonluğa koşan, arkasına bakmayan G.Saray'ı görüyoruz. Korkusuz Tudor'un cesareti ve kritik hamleleri G.Saray'a kazandırıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor