Yüksel AYTUĞ

Yüksel AYTUĞ

19 Aralık 2010 | Pazar

Alex'in lambası

Fenerbahçe gerildikçe, kopuyor...
Geçen hafta da böyle olmuştu. Trabzonspor'un tabelasında "üçlük" yazınca, Fenerbahçe için galibiyet "güçlük" haline geldi.
Bu 3 puan Alex'in hediyesi. Ama Trabzonspor, Fenerbahçe'den önce oynadığı her hafta farkı daha da açacaktır.
Zira Fenerbahçe'nin sigortaları yüksek gerilime dayanmıyor... Fenerbahçe için adeta"tamam mı devam mı" maçıydı. Zira ligin ilk yarısı tamamlanırken, lider Trabzonspor'la arasındaki fark 12'ye çıkmıştı. Yani bu maçın "pardon"u olamazdı. Sivasspor ise sezonun"kayıp" ilk yarısında zararı en aza indirmenin peşindeydi.
İstanbul deplasmanından alınacak bir puan bile altın değerindeydi. Rıza Çalımbay da Fenerbaçe'ye karşı mücadele eden tüm teknik direktörlerin gördüğü rüyaya yatmıştı: "İlk 60 dakikayı gol yemeden bitireyim, sonrası nasıl olsa kolay..."
Bunun için de orta sahayı çok adamla kapatıp, sert futbolla rakibi yıldırmanın peşindeydi. Nitekim, ilk yarıda Fenerbahçe serbest atış bolluğu yaşadı.
Daha 32. dakika dolmadan Alex 5'i korner olmak üzere 8 serbest atış kullandı ama Aykut Kocaman hava topu şansı bu kadar yüksek bir maçta Lugano'yu yedek kulübesinde unutunca, toplam 10 serbest atışın hiçbiri golle sonuçlanmadı.
İlk "yoklama" 7. dakikada Yobo'nun kafa vuruşuyla geldi. Sivas kalecisi Ramovic "Buradayım" dedi.
Dia geçen hafta olduğu gibi bu maça da fırtına gibi başladı. 8. dakikada rakibin solunu hallaç pamuğu gibi atarak sokuldu, ama İssiar Dia'nın vuruşu "diare" (ishal) gibiydi...
11. dakikada Alex kornerden Bekir'e 30 metrelik pas verdi. Bekir İrtegün düzeltti, vurdu, kalecinin Bolu tünelini andıran bacak arasından geçen topu Ziya çizgiden çıkardı.
21. dakikada Alex kornerden topu bu kez Niang'ın kafasına adeta paraşütle indirdi ama Senegalli son haftalarda olduğu gibi yine kaleyi bulamadı.
22. dakikada sakatlanan Diallo'nun oyundan çıkması ve yerine uzun bir sakatlık döneminden yeni çıkan Hayrettin'in girmesi Fenerbahçe forvetinin iştahını kabarttı ama hepsi o kadar...

Kolundan çekip indirdi

32 ve 36'ncı dakikalar arasında hakem Yunus Yıldırım'ın gözüne katarakt indi.
Önce Dia'nın atağında Ivanos'un ceza sahası içinde adeta çanta gibi sol koluna takıp, gezdirdiği topu göremedi.
Ardından yine Dia'nın atağında Uğur'un Senegalli golcüyü kolundan çekip, yere indirmesine"devam" dedi.
Yıldırım 58. dakikada Dia'nın kaleye yönelen topunun, Sivassporlu defans oyuncularına çarparak kornere çıkmasına da aut kararı vererek herkesi şaşırttı. Vallahi sarı kart göreceksem, göreyim...
Buradan parmaklarımı yuvarlak yapıp, gözlerime götürüyor ve hakeme "gözlük" işareti yapıyorum!..
İlk yarının en güzel hareketi beklendiği gibi Alex'ten geldi. Brezilyalı yıldız, kendi sahasından aldığı topla iki kişiyi geçti, Füzesi, hedefi bir karış şaşmasa, haftanın golü olacaktı.

Sadece seyrediyorlar!
Caner
'in yerine tercih edilen Andre Santos, orta saha çizgisini geçmeme yeminini son iki dakika içinde bozunca, Fenerbahçe en etkili ataklarını geliştirdi.
Özellikle 45. dakikada Dia'ya hazırladığı pozisyonda kaleci Ramovic harika bir refleksle topu çelmese, ev sahibi ekip soyunma odasına 1-0'ın rahatlığıyla gidecekti.
Fenerbahçe hücumlarının verimli olamamasının gözle görülür bir sebebi var.
Fenerbahçe'nin hücumcuları son derece hareketsiz. Top ayağında olanı seyretmekle yetiniyorlar. Şaşırtma koşusu yapan, boşa deplase olan, çapraz koşu yapıp, arkadaşına kulvar açan kimse yok. Fenerbahçe'de bu işi en iyi yapan oyuncu Semih'ti, o da 62 dakikayı kulübede geçirdi.

Gökhan Gönül olmasa...

Sahada hiçbir varlık gösteremeyen genç Gökay'a 62 dakika tahammül etmek için ise "Kocaman" bir sabır gerekiyordu!.. Aykut Kocaman'ın adam eksiltebilen ve süratli oynayabilen tek oyuncu Dia'yı kulübeye çekmesi de şaşırtıcıydı. Oysa her iki kanatta da rahatlıkla oynayabilen Dia'yı sağa çekip, haftalardır sahada sadece ismini gezdiren Niang'ı gerçek santrfor Semih'le değiştirip, Stoch'un sol kanatta diriliğinden yararlanmak en akılcı tercih olurdu.
74. dakika ise maçın kırılma anıydı. Gökhan Gönül, oyuna girdikten sonra Fenerbahçe'nin kabusu haline gelen Ceyhun'un gollük vuruşunun önüne vücudunu siper etmese bugün yine pek çok meslektaşımız, "Bu Fener neden ikinci yarıları kaybediyor?" sorusuna yanıt aramakla meşgul olacaktı.

De Souza, de...
Gökhan'ı onurlandıran ise Alex oldu. Takım arkadaşının forma numarasını tabelaya yazdırmak için 77. dakikayı bekledi.
Fenerbahçe adına zifiri karanlığa dönmek üzere olan geceyi Sivasspor kalesine astığı "lamba" ile aydınlattı. Kocaman'ın "yangında kurtarılacak son eşya" olarak gördüğü Alex, bir kez daha hocasını alevlerden kurtardı. 1-0...
Alex'in kurtardığı bir başka isim ise programlara jenerik görüntüsü arayan Lig TV'nin arşiv sorumlusuydu... Niang etkisiz, Mehmet Topuz istimsiz, Emre devamsız, Dia verimsiz, Stoch tatsız, Semih şanssız... Varsa, yoksa Alex...
Fenerbahçe'nin adı, Alex ile eşitleniyor.
Alex için büyük onur. Ama Fenerbahçe adına büyük mahcubiyet... Bundan böyle kimseyi dinlemem.
Alex ne derse o... De Souza, de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor