'Guardiola' Tayfur!

Tayfur ile yönetimin tekrar anlaşması beni mutlu etti. Tayfur'un gelişi ile beraber oyuncularda gözlenen olumlu değişim ve kazanılan Türkiye Kupası, önümüzdeki yıl için birçok Beşiktaşlı'yı olduğu gibi beni de ümitlendiriyor. Neden Tayfur, Beşiktaş'ın Guardiola'sı olmasın?
Güzel bir bahar akşamında, iddiasız iki takımdan keyifli futbol bekliyordum. Maçın temposu da beklentimi boşa çıkarmadı.
Özellikle Quaresma sanki kupa finalinin tekrarını oynuyordu. Simao da vatandaşının izinden gidince, kanatlar etkili kullanıldı.
Eskişehirspor açısından ise, eski takımına kendisini gösterme çabasındaki Erkan'ın ve transferin gözdelerinden Sezer'in etkinliği belirleyici olacak gibiydi.
Sezer'in başlattığı ve Erkan'ın golle sonuçlandırdığı başarılı duran top organizasyonu da bu düşüncemi ispatlamış oldu.

Yönetim zorlanacak
Fernandes son maçlarda "Bir an önce bonservisimi alın, gelecek sezon adına en büyük transfer ben olurum" dercesine bir performans ortaya koyuyor. Bu maçta da bunu devam ettirdi ve harika bir golle süsledi.
Eğer Fernandes alınabilirse, en az Forlan kadar önemli bir transfer olacağını tahmin ediyorum. Rıdvan ve Atınç da Beşiktaşlı gözlerin takip ettiği iki genç oyuncuydu. Önümüzdeki yıllarda faydalanılabilecek oyuncular gibi gözüktüler. Oyun arzusu üst düzeydeki futbolcu topluluğu, sezonun son iç saha maçını da kayıpsız geçerek vefalı, muhteşem taraftarlarına güzel bir hediye verdi. 2010-2011 sezonunu potansiyelinin çok altında bir performasla kapatan Beşiktaş'ta, yönetim ve teknik kadro, önümüzdeki sezonun planlamasını yaparken çok zorlanacaktır.
Bu zorluk beraberinde başarıyı da getirecektir.
Önümüzdeki yıllarda bu kadronun 'kupalar' kazanacağına inanıyorum.