Denizli farkı

Öyle bir maç ki.. Soluk almaya izin vermedi! Öyle bir maç ki.. Son haftalarda Süper Lig'e hakim olan vasat ve aşırı stresli futbol kalitesini sildi süpürdü, bir kenara attı. Bir kere şunu söylemek gerek: Seyretmeyenler futbol keyfi adına çok şey kaçırdı! Beşiktaşlılar için de ayrı güzeldi. Öyle ya, takımları 2 farklı mağlubiyetten maçı çevirip altın değerinde üç puana ulaştı. İlerisi için çok umut verici bir tablo bu!

***
Daha santrayla beraber ortaya çıkan manzaraya şaşırmıştım. Kanat adamları taç çizgisine kadar çekilmiş, Almanlar fazla öne çıkmış, savunmanın göbeğinde kocaman bir alan açılmıştı. "Eyvah, Beşiktaş böyle oynayacaksa felaket olur" dememe kalmadan Ümit Karan'ın golü geliverdi. İlk 25 dakikada Beşiktaş alan daraltmaya ve sahayı paylaşmaya önem vermeyen amatör bir takım gibiydi. Birbirine 20 metre uzak oynayan savunmacılar ve ön liberolar!.. Sanki hepsi Ümit Karan'a antrenman veriyor gibiydiler. Eskişehir o dakikalarda neredeyse tek kale oynadı. Bu manzarayı ağzımız bir karış açık şaşkınlıkla izledik!

***
31. dakikada siyah beyazlıların yaptıkları ilk doğru düzgün kanat atağının sonucunda gelen Nihat'ın golü maçın gidişini değiştirdi. Beşiktaş'ı yeniden hayata döndürdü. İkinci yarıda ne oldu peki? Gerçek şu ki, dört büyüklerin en tempolusu Beşiktaş. Takımın en önemli silahı yıldızları değil, hızı! İlk yarıda çok koşan Eskişehir'i seyretmişlerdi. Şimdi artık onların koşması gerekiyordu. Nitekim siyah-beyazlıların vitesi yükseltmesiyle önce beraberlik (golde İbrahim Üzülmez'in güzel ortasının altını çizmek isterim!) sonra da galibiyet golleri geldi. Bunda Holosko'nun enerjisinin Bobo'nun inatçılığıyla birleşmesinin de payı vardı.

***
Son olarak iki hoca açısından bakalım. Çalımbay ancak takımı daha çok koşarsa Beşiktaş'ı yenebileceğini hesaplamıştı. Ama 2. yarıda Ümit Karan'ın çabuk yoruluşunu görmezden geldi. Kulübedeki etkili adamlarını çok geç oyuna soktu. Denizli ise tecrübesiyle ilk yarının şokunu çabuk atlattı. Uğur ve Holosko tercihleri Ferrari'nin çıkışını dezavantaj olmaktan çıkardı, avantaja çevirdi. İvesa ve Rüştü'yü de kutlamak gerek! Yedikleri gollere rağmen harika kurtarışlarıyla maça damgalarını vurdular.