Aşka saygı lütfen

Aziz Yıldırım, "Galatasaray'ın UEFA Kupası Şampiyonluğu tesadüftür" deyince, kıyamet kopmuştu. Oysa Aziz beyin kulüp yöneticiliğinde yaptığı en önemli tespitti bu. Zira sürekli hiçbir başarı tesadüf değildir. Her aşkın, insanın ve ülkenin nasıl ki bir öyküsü var ise, her maç ve kulübün de bir hikayesi vardır. O halde "Biz Dünya markası olacağız ve Avrupa'dan bir kupayla Atatürk Havalimanı'na ineceğiz" vaadinde bulunan bir kulübün başkanı, teknik direktörü, futbolcusu ve taraftarı herkesten önce bu gerçeğin farkına varmak zorundadır. İşte bence Fenerbahçe'nin en büyük sorunu, kulüp mensuplarının önemli bir bölümünün bu gerçekten habersiz olmasıdır. Gerçi Aykut Kocaman bu öykünün farkında. Çünkü devasa kaynak ve potansiyeline rağmen yıllardır "Mehter Marşı"yla ilerleyen Fenerbahçe'nin bu görüntüsünü dönüştürmek isteyen bir irade ortaya koyuyor, buna uygun hamleler yapmaya çalışıyor.

Taraftar sahip çıkmalı
Ancak yazık ki, ne Aziz bey, ne taraftarlar, ne de çoğu futbolcu Kocaman'ın bu "Kocaman" irade ve hamlelerine ayak uyduramıyorlar. 7 yıldır Fener formasını giyen Selçuk, hem de sarı kartı görmesinin akabinde hakeme çelme takıyor. Bilica ayağındaki topla rakip yarı sahaya gitmişken ve yanında pas vereceği arkadaşı olduğu halde bir kez daha çalım atmayı deniyor. Şampiyonluğun kaybedilmesinden sonra Daum'la yola devam edilmeyecek ve görev Kocaman'a verilecekti. Keza, sayın Kocaman'ın geçen sezon boyunca Fenerbahçe'yi çok yönlü olarak izlediği, yeni sezon adına gereken takviyeleri yönetime bildirdiği de biliniyor. Buna rağmen takviyeler zamanında yapılmadı. Taraftara da söylenecekler var. Aykut Kocaman bir devrim yapmak istiyor. Ama gereken takviyeler yapılmadığı için kombineler dibe vurdu. Böyle aşk olur mu? Taraftar dediğin renklere mi yoksa başarı veya yıldızlara mı aşıktır? Unutmayalım, Fenerbahçe en güzel öykü ve en bitmez aşkların başında geliyor. O halde öyküye, aşka saygı duyalım lütfen!