02 Nisan 2024 | Salı

Çekilmek!

Günün sorusu; Fenerbahçe ligden çekilir mi? Mümkün değil. Bu ülkenin en aydınlık kulüplerinden birinden bahsediyoruz. Gagasında karanfil taşıyan Kanarya karanlığın yüzüne "Fener tutar!" Sorulması gereken; "Fenerbahçe'nin olmadığı bir lig çekilir mi?" Yoksa kimin otobüsü kurşunlanır?
Kimin kulüp başkanı örgüt kurduğu bahanesiyle tutuklanır ve hapis yatar?
H H H
Ateşlere basa basa yürümeyi göze almaktır büyüklük. Kurşunlanan otobüsün faillerinin hala bulunamadığı bir ülkede biz neyi arıyoruz? Hangi adaleti?
3 Temmuz kumpasında yalnız bırakılan bir kulübün her taraftan hançerlendiğini kim inkar edebilir?
O zamanlar Fenerbahçe adına yazdığım satırları hatırlıyorum. "Sizinki bunca saldırının ortasında tek başına bırakılan bir takımın ruh devrimidir.
Kimseye boyun eğmediniz, kimsenin huyuna suyuna gitmediniz. Bundan daha onurlu bir imza atılır mı hayata?
Bundan böyle çocuklarınızı "Aziz" diye çağırın. Sevda örgütüne kaydedilmiş üyeler olarak, örgüt neymiş görsünler!
H H H
Aziz Yıldırım'ın verdiği mücadeleyi hiçbir kulüp başkanı verememiştir.
Aziz Yıldırım'ın uğruna hapis yattığı değerlere gerçek anlamda sahip çıkılmamış ve o değerleri sekteye uğratanlar olmuştur. Şampiyonluktan çok daha anlamlı olan bir gerçek varsa o da duruştur. O duruş da Aziz Yıldırım'da var.
Yıllar önce Fenerbahçe taraftarı bir delikanlının bana gönderdiği mektupta yazan satırları hiç unutmadım.
"Kazandığında sevmiyorum seni, kaybettiğinde sevdiğim kadar!" H H H
Güzel duyguları öldürdü futbol.
Herkes elbirliğiyle değerleri talan etti. Zarafet sona erdi. Adam gibi konuşabilen yönetici mumla aranır oldu. Mafya sistemi futbolda egemen güç haline geldi, şampiyonluk kapılarını tekmeyle küfürle açanlar imparator oldu. Düdüklerini sattıkları "resmen" belgelenen hakemlere meslekten el çektirildi de beyler ekranlarda yorumcu oldu. Gözlerinden irin akan adamlar takımlarda kaptan oldu. Daha ne olsun!
Sabit fikirlere kilitlenmiş olanlara anahtar cümleler kurmanın alemi var mı?
H H H
Varlığı fark edilmeyen güzelliklerin yokluğu da kimseyi ilgilendirmiyor.
O yüzden mazideki güzellikleri ve değerleri savunanlara eski moda deniyor. Yeni moda, haksızlığı ve zalimliği güncelliyor, ihaneti dansa kaldırıyor. Parayı nerden buldukları belli olmayan karanlık adamların ağzının içine düşüyor.
Böyle durumlarda karşıma çıkanlara; "haksızlığın hacmini ben buldum bereketini de siz hesaplayın" diyorum. Bir illüzyon gösterisinde görüntü kayboluyor ama ne kadar eski moda olsak da hakemlere gönderilen sinyallerin hangi kodlardan oluştuğunun farkındayız.
H H H
Kötülüğün ve yağcılığın palazlanması yüzünden bugünlere gelinmiştir.
Hakem mezarlığına kıytırık bir şampiyonluğun bayrağını dikmek için sırada bekleyen kim varsa buyursun.
Nasılsa asalet ertelenmiş belki de tarihten silinmiştir.
H H H
Sonuç olarak, hayatla oynarken kaybettiklerimizin bedelini ödüyoruz da futbolun bizlerle oynarken aldıklarının bedelini çocuklarımıza ödetiyoruz!
Oysa hayat; çocukken bestelediği şarkıları büyüdüğünde kulaklara fısıldamak için zaman kollardı.
Geçti o yıllar!
H H H
Bir yazı ne kadar karmaşıksa o kadar ironi ve mesaj yüklüdür.
Not: Olan bitenin korkunç hızına ayak uydurabilmek mümkün değil.
Hele eski moda külüstür bir otomobile sahipseniz sesiniz bile yetişemez.
Dipnot: Burada taşı kendime attım ama başım yarıldı zannetmeyin!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor