14 Şubat 2011 | Pazartesi

Kırmızı Anadolu

Bu öyle bir maçtı ki; kim takım oluşundan bir saniye vazgeçerse o kaybedecekti.
Değil bir saniye Eskişehirspor Galatasaray mağlubiyetinin etkisinden midir bilinmez takım olmayı unutan taraf olmuştu maç boyunca. Birileri onlara bu kadar 'Uygun'suz!' saldırın-yürüyün demiş olamaz.
Şu bir gerçek ki maçın daha ilk çeyreğinde 'Es-Es'lerin Sezer'i o bazukayı direk yerine birkaç santim içeri vurabilmiş olsaydı başka türlü bir maç izleyecektik bu doğru.
Sadece bu mu?
Eskişehir'in uslanmaz-arlanmazı Batuhan, Bursaspor'un sigortası Stephanov'a presten darlanmışların dirseğini yapıştırmamış olsaydı… (Bir şey daha var; Batuhan çıktıktan sonra Eskişehir daha mı iyiydi dersiniz?) Ümit'in takıma oyunun geç anlarında girmesinin bir teknik adam hatası olduğunu da bunlara eklemeyi ihmal etmeyelim…

Üstüne yatınca çarpıldı
Dedim ya Bursaspor daha takım, Eskişehirspor daha dağınık ama gol ve galibiyet için istekliydi. İstemek başarmanın yarısıymış. Yarısı için de gol gerekiyor.
Bursaspor, defansı 'Sağlam!' tutup ileride az adamla olmaya bakınca bulduğu ikram golünü tüm maça yayılan bir savunma içgüdüsüyle korumaya, üstüne üstlük "Bir olsun bizim olsun" diye düşününce de bence galibiyeti kaçıran taraf oldu.
Bursaspor avantajı birkaç maç adına katlayacağı bir maçta hem futbolcusundan hem de oyuncusundan oldu.
Peki ya Eskişehir?
Bir kez daha gördük ki istikrar her şeymiş bu alemde…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
} SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor