Aynı nakarat

Geçtiğimiz haftanın güzel oynayarak, galip gelen iki formda takımının gollü ve seyir zevki yüksek geçmesi beklenen bir maçıydı.
Galatasaray, Eskişehir maçında olduğu gibi maça önde pres yaparak ve pozisyon bularak başladı. Her iki takımın da açık bir futbol tercih etmesi aynen beklediğim gibi bir maçın göstergesi oldu adeta. Zaten henüz 5. dakikada da maçın ilk ve tek golünü Sosa defans arkasına yaptığı güzel koşuyla attı.
İlk yarı boyunca Galatasaray'da bu koşuları yapan tek isim Stancu'ydu. Kazım, Anıl ve kenardan gelen Serkan'ın defans arkası koşuları daha fazla yapmaları gerekiyordu. Culio ve Neill'in zaman zaman arkadaşlarına bu anlamda tepkileri oldu. Galatasaray artık yavaş yavaş rakiplerine kendi oyununu kabul ettirip, oyunu rakip sahaya yığıyor ve bunda da başarılı oluyor. Ama bunu maçın geneline yayması şart. Tabii bu oyunun bazı riskleri de yok değil. Hagi bunu göze almış olacak ki takımı orta saha yayına kadar çıkarıyor.

Deplasmanda kayıp
Culio ve Kazım içerdeki maçlarda daha etkili oynuyorlar. Bunu mutlaka deplasman maçlarına yansıtmalılar. Gaziantep'teki Cenk Tosun gerçekten çok klas ve kaliteli bir oyuncu. Galatasarayın bu oyuncuyu kaçırması inanılır gibi değil. Umarım Milli Takım kurmayları bu oyuncuyu da harcamazlar.
İkinci yarıda orta saha hakimiyetini kaybetmeye başlayan Galatasaray'da Hagi, yorgun Sabri'nin yerine Yekta'yı alarak buradaki dinamizmi artırmayı düşündü. İkinci yarıdaki ilk pozisyonunu da bu oyuncunun pasıyla buldu. Ancak ilk yarıdaki baskılı oyununu sürdüremeyince, takım olarak oyundan düştüler. Ve ilerleyen dakikalarda rakibi kendi yarı alanında daha fazla kabul ettiler.
Son 15 dakikadaki baskı sonuç getirmedi.
Çünkü bireysel anlamda ileri uç oyuncuları çok etkisizdi. Böyle olunca da yenilgi kaçınılmaz.
Görünen o ki beklenen istikrar ancak bütün maçlar Arena'da oynanırsa sağlanacak. Bu deplasman fakirliği de puan sıralamasında takımı aşağılarda tutmaya devam edecek.