30 Nisan 2018 | Pazartesi

Galatasaray şampi...

Maç başlıyor... Pozisyonlar iki tarafa da gidip geliyor.
Zaman zaman öyle bir maç oldu ki futbol maçından çıktı, voleybol veya basketbol maçına döndü oyun! Top havadan aşağı inmedi. Çok kontrolsüz hücumlar oldu. Ama şu olmadı; iki takımın futbolcuları da mücadele etmemezlik yapmadılar.
Bir an dedim ki; bu iki takım 65'ten sonra ne yapacak?
Birbirlerine cevap verirler mi, yoksa yorgunluk mu belirir?
Ama şu gözüktü dakikalar geçtikçe Beşiktaşlı oyuncular oyundan düştü. G.Saraylı oyuncularda da giderek tempo almaya başladı. 60'tan sonra fark 4, 5, hatta 6'ya kadar giderdi. Peki bunun sebebi neydi? Şuydu...
Galatasaraylı oyuncular topu daha iyi gezdirdiler, boşa çıktılar, topa hakim oldular. Böyle olunca rakibin morali bozulur, top kapmak için çok fazla uğraş verir. Ve gereksiz yere sinirlenerek güç kaybederler. Topla fazla oynayan takım da maçın içinde fazla kaldığı için bu işten büyük keyif alırlar. Keyif aldıkça da daha fazla koşmaya başlarlar. Top kapmak isteyen adam çok yorulur. Oynayan adam az... Nitekim 60'tan sonra olay bu hale geldi ve koptu. Aslında 3-0, 4-0 daha evvel kopabilirdi.
Sezon başından beri şunu söylüyorum, hâlâ da aynı şeyi söylüyorum. Beşiktaş Avrupa kupalarında iyi mücadele etti. Herkes birbirine çok yardım etti. Ama lig maçlarında aynı yardımı birbirlerine yapmadılar. Çünkü bu takımın yaşı böyle oynamaya müsait değil.
Galatasaray Tudor döneminde bir başkaydı, Fatih Terim döneminde başka oldu. Tudor'da bir kısmı hücum ediyordu, bir kısmı defans yapmaya gayret ediyordu.
Herkes kafasına göre oynuyordu. Terim'de bunu yapmadılar.
Bir düşünün Tudorlu takım ile Fatih'li takımı.
Arada büyük fark var. Ne farkı var? 10 futbolcu birden oyunun içindeler ve herkes rakibe basıyor. Her şeyi bırakın bir Tudor'daki Muslera'ya bakın, Fatih Terim'deki Muslera'ya... Siyah ile beyaz kadar farklı!
Şenol Güneş'in maçtaki yüz ifadesi ise "Arkadaşlar ben bu sene sonunda 'adios amigos' yaparım.
Ne haliniz varsa görün" der gibiydi.
İş bitmedi. Galatasaray daha şampiyon olmadı. Ama bu Galatasaray takımı bu tempoda üç maçı oynarsa ki bana oynarlar gibi geliyor. Önündeki üç maçı kaybetmez.
Yani hani derler ya klasik "Şampi..." şu andaki durumları öyle. Çünkü bu maç berabere bitseydi veya Beşiktaş alsaydı bu sefer Başakşehir'e kesin şampiyon gözüyle bakacaktık.
Hakem iyiydi, tansiyonu düşürdü, kartları yerinde kullandı.
Ama topla oyuncuların arasına girdi, futbolcuları rahatsız etti. Bir de bazı yerlerde düdük çalarak gereksiz oyunu kesti, hem futbolcuları hem kendini dinlendirdi.

JAPON HARiKASI!
Beşiktaş sadece maçı değil, şampiyonluğu da kaybetti. Ama maçtan evvel bazı şanssızlıkları vardı. Mesela Caner'in oynamaması, Pepe'nin ve Negredo'nun sakatlanması... Hepsi üst üste geldi.
Galatasaray'da mücadele etmeyen yoktu. Kötü oynayan da yoktu. Herkes savaştı...
Ama Nagatomo diye bir adım vardı.
Tam bir Japon ahlakıyla oynadı. Harikaydı.
Bir de bu seneki yeni transfer Donk!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor