22 Ağustos 2021 | Pazar

Garabet

arabet" kelimesi için Türk Dil Kurumu, "yadırganacak kadar garip, çarpıcı ve sıra dışı şey" diyor. Meslek hayatım boyunca antrenman ya da soyunma odası kavgalarına denk geldiğim çok oldu. Ama Marcao'nun başrolünde olduğu "garabet" gibisini ilk kez gördüm. Bu olay başka hangi kelimeyle anlatılabilir ki? Kerem'in sus işareti takım arkadaşını nasıl bu denli yoldan çıkardı anlayabilmiş değilim. İki futbolcu arasında daha önce başka bir anlaşmazlık yaşanmadıysa garip bir öfke patlamasıyla karşı karşıyayız demektir. Gerçi yaşanmış hiçbir şey bu saçmalığı haklı çıkarmaz ya, orası da ayrı.
Bence Brezilyalı futbolcunun ayrıntılı bir psikolojik teste ihtiyacı var. "Öfkeme yenik düştüm" diyerek özür dilemesi Kerem'i ne kadar teskin eder bilemem ama futbol kamuoyu için yeterli bir savunma olmadığı aşikârdır.
Artık öncelik Kerem'in acilen rehabilite edilmesi olmalı. Marcao'ya kesilen faturaya gelince… PFDK olayı "saldırı" kapsamına alıp, sekiz maçlık örnek bir ceza vermekle doğru olanı yaptı. Galatasaray yönetimi ve Fatih Terim ise yaşananların vahim olduğunu kabul etmekle birlikte fesih gibi bir yaklaşımları olmadığını ortaya koydu. Süresiz kadro dışı kararı zaten TFF'den gelecek yüklü ceza öngörüldüğü için Galatasaray camiasının tepkisini yumuşatmak adına alınmış olabilir. Marcao iki ay sonra affedilirse bu kararının matematiksel bir yaklaşım olduğunu teyit etmiş oluruz. Süre uzar ya da oyuncu devre arası satılırsa Galatasaray yönetimi tarihine yakışan bir tavır sergilemiş olur. Gelelim asıl meseleye… Yani kamu vicdanına. Marcao artık futbolseverler için sabıkalı bir isimdir. Yaptığı ayıp, Türkiye'den ayrılsa bile sürekli karşısına çıkacak.
Bu sicilin onun transfer piyasasını bile olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Kendi adıma bundan sonra Brezilyalı futbolcuya hiçbir şekilde sempatiyle bakamayacağım. Marcao maalesef iyi bir insan olmadığını belgeledi.
Bu da ona yeter!

NEREDE KALMIŞTIK?
eçen hafta yazdıklarımın sağlamasını bu kadar çabuk yaşamayı beklemiyordum.
Tahmin ettiğim gibi aynı senaryoyu yaşamaya başladık. Hoş, tahmin etmek güç değildi zaten. Örneğin ilk haftadan iki teknik adamın işine son verildi. İlk haftadan VAR ve hakem performanları gündemin ilk konusu oldu. İlk haftadan teknik direktör ve başkanlar, oyunu hakem üzerinden yorumlayan açıklamalara başladı.
Hatta ilk haftadan saha içinde utanç verici bir darp olayına bile şahit olduk.
Maalesef devamı da gelecek. Gelecek de bu ortamda marka imajından, itibarlı, üst düzey bir Ligden nasıl bahsedilecek bilemiyorum. MHK bu sezon işi çok daha sıkı tutmak zorunda.
Bazı hakem kararları var ki, inanılır gibi değil. Disiplin ve Tahkim kurulları adalet terazisinin hassaslığını polemiklere yer vermeyecek şekilde göstermeli.
Kulüp yönetimleri ve teknik adamlar ilk haftadan tribüne oynayarak bir yere varamayacaklarını anlamalı. Biz medya mensupları da eleştiri sınırlarını aşmadan, toplumu kışkırtmadan ve hepimizin aynı gemide olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Geçen hafta da söyledim. Futbolu seviyoruz. Ama bu görüntü hepimize zarar veriyor ve bu gidiş, gidiş değil.

PEREIRA'NIN ZOR OYUNU

Fenerbahçe Vitor Pereira yönetiminde lige zor bir deplasmanı kayıpsız atlatarak başladı. Avrupa'daki Helsinki karşılaşması ise forvet sıkıntısının iyice gün yüzüne çıktığı, sakatlıkların can sıktığı, genç Muhammed'in jeneriklik bir golle sorunlara set çektiği bir maç oldu.
Gelgelelim şu günlerde Pereira'nın üçlü savunma kurgusunu eleştirmek en popüler iş! Aslında üstü çizilen futbolcular, yaşanan adale sakatlıkları, temposuz oyun ya da ilk on bir tercihleri üzerinden söylenebilecek çok şey olsa da üçlü savunmadır gidiyor.
Vitor Pereira bu oyun kurgusuyla kendi iradesini ortaya koydu.
Benzer şekilde istemediği oyuncular konusunda da çok net Portekizli teknik adam. Katılır ya da katılmazsınız ama bu bir duruştur. Pereira mevcut yapı üzerinden günü kurtarmak yerine risk alarak, zoru seçti. Ama asıl riski Ali Koç alıyor. Camianın şampiyonluk ve iyi futbol konusundaki özlemi iyice büyümüşken Pereira tercihi açıkçası çok riskliydi. Saha sonuçları iyi olursa bu geçiş süreci az zararla atlatılır. Aksi halde başkan ciddi şekilde hedef haline gelecektir.
Transferlerin gecikmesi zaten camiayı huzursuz etmişken, Pereira Ali Koç'un yumuşak karnı olacak.
Portekizli zor bir oyun oynuyor.
Ama aslında bu Başkan'ın

VURUN ABALIYA

Yayıncı kuruluşu zamanında çok eleştirdik.
Ucuz popülizm adına değil doğru olduğuna inandığımız için yaptık bu eleştirileri. Ama dönem dönem yayıncı kuruluşa yönelik tavrın "vurun abalıya" misali, haklı haksız sebeplerle rutinleştiğini de gördük. Futbolun pek çok paydaşı kendi kusurunu örtmek için yayıncıyı eleştirme kolaycılığına başvurdu. Bir ara TFF'nin VAR odasında çektiği ofsayt çizgisi bile Beinspor'a mal edildi. Ancak asıl mesele hep paraydı.
Bizler de, "sözleşme şartlarına uymak yayıncının mükellefiyetidir" dedik. Dedik de dövizi, pandemiyi, artan maliyetleri görmeyelim demedik. Ligin kalitesi ve marka değeri düşerken üç milyar liraya yakın bir ödemenin önemini pek çokları görmezden geldi. Mesleki açıdan rakip olduğumuzdan içerik değerlendirmesine girecek değilim. Ama kritik pozisyonları başarıyla ekrana yansıtmaları ve özet içeriklerindeki özenleri ilk hafta itibariyle son derece olumluydu. Hatalar, eksikler olduğunda yazıyorsak, sezona iyi başladıklarını ve Türk futboluna büyük bir bütçe yatırdıklarını söylemeyi de ihmal etmemeliyiz.
Aksi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor