26 Kasım 2020 | Perşembe

Ender fikirler: P+p ne eder?

PEROTTİ + PELKAS ya şampiyonluk eder Ya da bu ikili şampiyonluktan eder

Fenerbahçe, Gençlerbirliği karşısında kadro kalitesi ve derinliğini belgeleyen bir galibiyet aldı. Yedi eksiğe rağmen, sahada farklı kazanan bir kadro; kenarda ise Ozan'dan, Caner'e, Samatta'dan, Thiam'a kadar anlı şanlı oyuncular vardı. Sivas Bld. kupa maçı da Thiam, Ferdi ve Mert Hakan gibi oyuncuların maç ritmi kazanması adına iyi bir prova oldu. Pandemi gölgesindeki uzun maratonda sarı-lacivertli takımın en büyük artısı kadro derinliği olacak. Elbette bireysel becerisi yüksek oyuncuların kolay skor üretebildiğini de unutmamak gerek. Bu anlamda öne çıkacak iki isim var. Biri sakatlık sorunları yaşamasa yolu kolay kolay Türkiye'ye düşmeyecek bir yıldız olan Arjantinli Perotti. Diğeri ise Yunanistan kariyeri vasat ile etkileyici arasında dalgalanan Pelkas. Evet, kadro derinliği var ama bazı oyuncuların da oyunun kaderini belirleme yeteneği var. Gol yollarında atarak ve attırarak fark yaratacak bu iki ismin devamlılığı Fenerbahçe'nin zirve yarışındaki en önemli formülü olacak. Perotti + Pelkas ya şampiyonluk eder ya da şampiyonluktan eder.

BENJAMİN BUTTON MİSALİ
Otuz yedi yaşındaki Atiba, sekiz yıldır Beşiktaş'ta forma terletiyor. Ama ne terletmek! Keşke bir sekiz yıl daha izleyebilsek demek geliyor insanın içinden. Saha içi ve dışındaki örnek duruşu, kötü oynasa bile kötü mücadele etmemesi, ilerleyen yaşına rağmen hep daha fazla istemesi ve daha fazla vermesi... Bir futbolcudan başka ne istersiniz ki? Üstelik Atiba bu yıl sekiz maçta beş kez gole katkı yaparak Beşiktaş kariyerinin en etkileyici sezon başlangıcına imza atmayı da başardı. Hani Brad Pitt'in beyaz perdede canlandırdığı, yaşlandıkça gençleşen Benjamin Button misali... Atiba, iyi yaşayan, iyi çalışan ve kendine iyi bakan futbolcuların bu işi kırkına kadar yapabileceğinin en güzel örneği. Bu tarz insanlar yaşlanmıyor, yaş-alıyor.

"BEN BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ!"
2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Fatih Terim yönetimindeki A Millî Futbol takımımızın geri dönüşleri " Biz bitti demeden bitmez" mottosunu moda yapmıştı. Galatasaray'ın otuz yedi dakika bir kişi eksik oynayan Kayserispor ile berabere kaldığı maçtan sonra Fatih Hoca'nın yaptığı açıklamalar bu sloganı aklıma getirdi. Kimse kusura bakmasın. Bu beraberliğin hiçbir bahanesi olamaz! Galatasaray sadece evinde oynadığı ve rakibi eksik kaldığı için değil, kadro kalitesi olarak da açık ara önde olduğu için... Fatih Terim de futbolcular da hatayı kendilerinde arayacak. Örneğin Lung'u hedef tahtası yapan Emre Akbaba ve Diagne düşünecek! Gelelim neden bu sözü hatırladığıma. Fatih Hoca, "10 oyuncu değişti. Maç beş dakika mı uzar?" diye veryansın etti. Hal böyle olunca Terim'in malum sloganı çok içselleştirdiğini düşündüm. Sanırım hoca, kendisi söylemeden maçlar bitsin istemiyor!

BİR KUPADAN FAZLASI
Ne sevmiştik o reklamı! Rahmetli Tuncel Kurtiz'in ses verdiği "Futbol Makinesi" reklam filminde, "Futbol ne tuttuğun takım, ne kazandığın maç, ne de şampiyonluk kupası. Çünkü futbol, futboldan çok daha fazlası..."diyordu. Aslında anlatılan futbol makinesinin ruhumuzu ateşleyen en saf eğlence aracı olduğuydu. En saf! Gerçekten de Ziraat Türkiye Kupası tüm ülkeye, tüm liglere ve tüm renklere yer veren, futbolumuzun en doğal, en saf mecrası. Uzun yayıncılık kariyerimde, dünyanın dört bir yanında yüzlerce maç anlattım. Ama gencecik bir amatör futbolcunun, Süper Lig takımıyla oynayacağı maça çıkarken titreyen ellerini görmenin doğallığını da; Anadolu'nun bir köşesindeki üçüncü lig takımının maçını anlatmaya gittiğimde, "buralara kadar zahmet edip gelmişsiniz bizim için ne büyük gurur" diyen esnafın içtenliğini de bu maçlarda gördüm. Bugünlerde A Spor ekipleri yine Ziraat Türkiye Kupası maçları için yollara düştü. Üç günde on yedi maç yayınlıyoruz. Her maçta kırk, elli kişilik ekipler pandemi şartlarında saatlerce ter döküyor. Futbolseverler evlerinin sıcaklığında maç seyredebilsin, futbol en saf haliyle ekranlarda boy gösterebilsin diye. Çünkü Ziraat Türkiye kupası, bir kupadan fazlasıdır.

Vİ-C-TOR HUGO
Fransız yazar Victor Hugo, "Kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz" der. Kendisini çok severim. Sadece iyi bir yazar olduğu için değil, yukarıdaki gibi ders alınacak sözleri için de... Trabzonspor'un Brezilyalı stoperi Vitor Hugo, Fiorentina'da oynarken bu sevgi ve isim benzerliği nedeniyle hemen dikkatimi çekmişti. İzledikçe futboluyla da çekti dikkatimi. Beşiktaş'ın gündemine geldiğinde iyi transfer olur diye düşünmüştüm. Trabzonspor alınca, böyle bir stopere çok ihtiyacı olduğu için "daha da iyi transfer" dedim. Geldi ve düşüncemde ne kadar haklı olduğumu kısa zamanda gösterdi. Yanında oynayan Edgar doğru partner olmasa da, Vitor Hugo hava toplarındaki etkinliği, doğru zaman ve yerde yaptığı hamleleri, pozisyon alışı ve sezgisiyle gerçekten iyi stoper. Son BB Erzurumspor maçında bunu bir kez daha kanıtladı. Bence bordomavili takım için sezonun en iyi transferi Vitor Hugo'dur.

TFF KARAR VERMELİ
Fatih Terim çok doğru konuştu. "TFF'nin takımların kadro sayısını 30'dan, 35 hatta 40'a çıkarması halinde erteleme olasılığının çok azalacağını, bu şartlarda hükmen mağlubiyet kuralının da konuşulabileceğini söyledi. Fatih Hocanın da söylediği gibi bu işin karantina ihtimali, yani lige ara verilme durumu dahi var. Şimdi, Türkiye Futbol Federasyonu'nun bir an önce hangi şartlar altında hangi kararı uygulayacağını belirleyerek bir an önce açıklama vaktidir. Federasyon farklı durumlara göre A, B, C planlarını belirleyerek bugünden ilan etmeli. Bugünden yarına beklemek bile zaman geçirmek olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor