Hem hoca hem ağabey

Oynadığı dönemlerde Trabzonspor taraftarlarının gönlünde taht kuran Şota, şimdi çok daha farklı bir misyonla takımın başında. Bu kez işi gol atmaktan daha zor olan Şota, goller attırıp takımını zirveye yerleştirmeye çalışacak.
Ancak geçen yıldan demoralize olmuş ve henüz beklenen takviyeleri yapılmamış takımı toparlamak için zamana ihtiyacı olacak.
İşte bunun farkında olan Gürcü teknik adam ilk iş olarak küskünleri kazanma harekatına girdi. Affettiği Constant ile her gün özel görüşmeler yaptı, geçen yıl Eskişehirspor'a kiralanan Mustafa'yı kampa çağırdı ve yeniden öz güven kazandırdı.
Her oyuncuyla bire bir özel görüşmeler yapan Şota'nın ağabey gibi yaklaşması, futbolcuların motivasyonunu artırdı. Şota'nın gelişinin ardından en dikkat çekici durum ise oyuncuların birbirleriyle iletişiminin artması oldu. Futbolcularına, "Konuşmayan takım olmaz, pas attığınız arkadaşınızın adını söyleyin" diye sık sık uyarılarda bulunan Gürcü hoca, bir teknik adamdan çok aşık olduğu renklere bağlı bir taraftar gibi özverili çalışıyor.

Hırsından ağlayan Şota
Verdiği mesajlarla bütünleşmeyi, camiaya sahip çıkmayı ön plana çıkaran Şota, antrenman esnasında ise beklenmedik anlarda oldukça sert ikazlarda bulunabiliyor.
Özellikle isabetsiz paslara katlanamayan Şota, antrenman arası molalarda ve antrenman sonlarında yaptığı esprilerle hem oyuncuların, hem de taraftarların gönlünü de almayı başarıyor.
Kısacası Şota, alışılmış bir teknik direktörden çok bir ağabey oldu oyunculara.
Hem onların dilinden iyi anlayan hem de Trabzonspor aşığı olan Şota'nın takım bütünlüğünü sağlaması durumunda başarının gelme olasılığı yüksek. Hani gol atınca sevinen, kaybedince hırsından ağlayan birini arıyordu ya Trabzonspor taraftarları, işte o isim Şota.