Deplasman sorunu

Fenerbahçe'nin, orta saha ve stoper transferlerinin yanında, bir de forvet aldığı takdirde son yılların en başarılı transfer dönemini geçirmiş olacağını düşünüyorum.
Sezonun en iyi transferi kim diye sorsanız, çoğunluk Hamit, Amrabat, Kuyt veya Burak cevabını verir. Ben Mehmet Topal derim. İlk seyrettiğim günden beri çok önemli özelliklere sahip olduğunu düşündüğüm Mehmet, Valencia macerasıyla beraber kendini daha da geliştirdi.
Belki gösterişli bir isim değil ama oynadığı mevkinin tüm özelliklerine sahip komple bir futbolcu. Abdullah Avcı da benimle hemfikir olmalı ki hazırlık maçlarında geçen sezonun MVP'si denilen Selçuk İnan'dan önce kendisini tercih etti.
Egemen ve Hasan Ali takviyeleriyle birlikte bir anda Milli Takım'ın kaleci, defans ve on libero altılısı sarı-lacivertli isimlerden oluşur oldu. Kuyt'ı ise anlatmaya gerek yok. Mehmet Topuz'un bir sezonu 2-3 golle tamamladığını düşünürsek, Kuyt'ın çok fark yaratacağına eminim.

Dışarıda Alex'siz 4-4-2
Yalnız, tüm bu transferler sonrası F.Bahçe'nin hâlâ bir santrfora ihtiyacı var. Alex'li sistemde Sow'un tek santrfor olarak yeterli olacağı kanaatinde değilim.
F.Bahçe'nin senelerdir esas sorunu deplasmanlar. Alex'li 8 sezona bakarsak, iç sahada oynadığı maçların yüzde 90'ını kazanmıştır F.Bahçe. Ama deplasmanlarda 150 maç yaptıysa yarısını kazanamamıştır. Şampiyonluğa oynayan bir takım için bu kabul edilir bir durum değil.
Alex konusu hep tartışılıyor.
Ben Aykut hocanın yerinde olsam Alex'e iç saha maçları ve derbilerde hiç dokunmaz ama deplasmanlarda zaman zaman Alex'siz 4-4-2 denerdim.
Stoch-Kuyt kanatları, ileride de Sow ve yanında bir santrfor daha kullanırdım.