14 Eylül 2021 | Salı

Ödül ve ödün!

Fenerbahçe'de zor kazandıklarını kolay kaybetmenin kapısı Sivasspor maçıyla açıldı.
Puan kaybetmenin taslağı aslında maçtan önce belirlenmişti.
Milli takımlarında oynamak Valencia ve Szalai'nin kulübede oturtulmasına gerekçe gösteriliyorsa, Muslera'nın dünyanın bir ucundan gelip oynatılmasına ne diyeceksiniz?
İnsani değerleri bu kadar ayakta tutuyorsak her mesleğe vicdani gözlerle bakalım.
Maden işçileri üç kuruşa çalışıyor üstelik hayatta kalmak için mesaiye bile kalıyor.
Ayrıca Valencia gibi biri 19 saat yolculuk yapsa da sahanın içinde rakibi yıpratacak her türlü aksiyonu yaratacak biridir.
Ve kulübede oturtulması gereken biri varsa kesinlikle Mesut Özil'dir.
Geldiğinden beri uykulu halinden ödün vermemişken!

***

Bir maça bu haldeki Mesut Özil'le başlıyorsanız puan kaybetmeye gönüllü yazılıyorsunuz demektir.
Çünkü futbol emekle şekillenir sükseli kartvizitle değil.
Mesut Özil, Sivasspor karşısında boş vakitlerini değerlendirdi ya da maç boyu hoş vakit geçirdi.
Bir pozisyonda bile rakibine diş geçirmeye soyunmazken, gencecik Muhammed'in verdiği mücadeleye göz ucuyla baksın da giydiği formanın hakkını vermek için biraz kılını kıpırdatsın!
Fenerbahçe sezon başından beri rakiplerine orta alanda meydanı bu kadar boş bırakmamıştı.
Disiplin kuşunun kanadını kıran Kaleci Altay'a gelince, bunu ilk kez yapmıyor.
Yanlışlar alışkanlığa dönüşüyorsa kalede tehlike var demektir.
Maçın sonunda "Sivasspor, Fenerbahçe'nin yoluna taş koymanın koleksiyonunu yapıyor" dedim.
Geçen sezon Sivas karşısında şampiyonluğu teslim eden uysallıkla dün geceki yetersizlik arasında bir yakınlık varsa, bunda Sivassporlu futbolcuların da payı çoktu.
Haklarını verelim.

***

Haftanın en özel mücadelesi Trabzon'daydı. Galatasaray karşısında iki farklı yenilgiden galibiyeti kaçıracak pozisyona girmenin bir tanımlaması varsa;
Trabzon'daki takım ruhudur.
O takım ruhunda emekten tasarruf olmaz, yenilgiye itiraz eden Trabzonspor gerçeğinin sihri de buydu ama forvet hattının orta alanın "yardım çağrılarını" karşılıksız bırakmaması daha güçlü bir Trabzon gerçeğinin de anonsudur.
Hamşik'in beraberlik golündeki asisti gecenin süsüydü, saha içindeki duruşu da efendilik öyküsünden fragman.
Galatasaray'a gelince, bu kadar genç futbolcuya güvenmenin karşılığını alacak bir takım gibi görünüyor. Bu gençliğin pozitif yanı ilerleyen haftalarda gerçek gücüyle meydana çıkacak.

***

Haftanın en dişli ve oturmuş takımı kimdi derseniz; "Beşiktaş" derim.
Müthiş bir baskı, rakibi perdeleyen orta alan ve rakip savunmayı rendeleyen hücum hattı harika bir Beşiktaş gerçeğini gözler önüne seriyorsa, futbol da Beşiktaş'a hakkını veriyor.
Çünkü formadaki ter ödüldür.
Batshuayi ve Pjaniç'in takıma verdiği katkıyı gördük. Bunun adı "yabancılık çekmeyen" yıldızların başrol oynadığı geçen sezondan kalan aşk hikayesinin devam filmidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor