10 Eylül 2021 | Cuma

Görüntüler!

Her sezon yıkılan transfer imparatorlukları kuranların, bu kez parayı harcarken düşünceli, futbolcu konusunda seçici olduklarını gördük.
Bunu önce geçmişteki hataları onarmakla yorumluyoruz sonra da gönül borcunun transfer borcundan daha değerli olduğunu fark etmekle.
Çünkü yabancılara olmayacak paralar ödeyenler ağır bir bedel ödediler.
Fenerbahçe'nin kayıpsız geçen 3 haftasında Pereira'nın tebrikleri kabul etmesinde sakınca görmüyoruz ama taraftarı futbolla doyurmak gerçeğini de tırnak içine alıyoruz.
Ligde bütün takımlar için futbolun şekillenmesi birkaç hafta daha alacak çünkü.

***

Valencia'nın enerjik bindirmelerinin bir savunmayı nasıl imha edebileceğini gördük.
Rakip savunmaya tek başına hükmederken hal ve gidişi de pekiyi.
Ama bir takımın elinde bu kadar değerli bir mücevher varken, planlanmış bindirmelerin getirisinin golle sonuçlanma ihtimali çok büyük.
O yüzden Fenerbahçe'nin rakip alanda çok sesli bir orkestraya ihtiyacı var.
İdmanlara başlayan Pelkas'ın bu takıma neler katacağını geçen sezondan biliyoruz.
Salzburg'tan gelen Mergim Berisha'nın, "Türkiye'de en çok şampiyon olan takıma gittim" paylaşımıyla taraftarın gönlüne fiyakalı bir giriş yapması sahada verdikleriyle özdeşleşirse, "aşk hikayesine" yeni bir jön geldi demektir.
Arkadaşlık bağlarının güçlü göründüğü Fenerbahçe'de en büyük tehlike "tembel yeteneklerin" takımda kuracakları egemenliğin yan etkileri.

***

Beşiktaş, kaliteli transferlerle geçen yılki apoletini bırakmak düşüncesinde olmadığının işaretlerini veriyor.
Görünen o ki teslim alınması en zor takımlardan biri olacak.
Geçen sezon neredeyse Sergen Yalçın'ın yoluna taş koymakla bir tuttuğum yönetimin bu seneki cömertliği hem Sergen'e ödül hem de Şampiyonlar Ligi'ne katılmanın verdiği gurur. Geçen sezon transfer yapmadan şampiyon olmanın gururunu "takım ruhuyla" ödüllendiren bir teknik adama az bile.

***

Trabzonspor'un sezon başlarken favori gösterilmesi aslında "imha edilmesine" yönelik bir işaret, yani ters bağlama!
Bu durumda en büyük güvence Başakşehir'de emekleri çalınırken böyle tezgahlara bağışıklık kazanan Abdullah Avcı. Takım oyununun yönetmeni.
Taşlar yerine oturduktan sonra "yıkılmaz kale" yapmanın hüneri kendisinde mevcut.
Bütün mesele Trabzonspor taraftarının takımla kafiyeyi tutturması.
İyi günde kötü günde!

***

Galatasaray, diğer takımlara göre kenarda kalmış gibi görünüyor ama görünüş yanıltıcı olabilir.
Galatasaray olmadık takıma yenilebilir ama en zor maçları da kazanabilir.
En olumsuz şartlarda bile sahada kendini yok saydırmayacağı kesin.
Eldeki yetenekli gençleri etiketli yabancılara harcatmazsa tabii!

***

Milli takıma gelince, Dünya Kupası elemelerinin ilk 2 maçında gökkuşağı ondan sonra baş aşağı.
Böyle bir çelişkiyi hiç görmemiştik.
Tekrar edildikçe güçlenen bir sorumsuzluk takıma hakime olduysa perdeyi aralamak gerekiyor.
Perdenin arkasında karanlık güçler olabilir mi? Burası Türkiye! Parayla kalleşlik cephesinin buluştuğu yerde her şey olabilir.
Hollanda maçından önce "gözümüz gibi sakınmak zorunda olduğumuzu" ilan ettiğim futbolcuların pozisyonlara göz ucuyla dahi bakmadığını gördükten sonra, "içten vurulduğumuzu" söylemekte sakınca görmüyorum.
Çünkü gördüklerimiz gerçekse görmediklerimiz daha gerçek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor