Goodbye Bilic

Bilic'in ilk 11 tercihini gördüğümüzde en büyük korkum De Sutter'in karşısında Franco tercihi oldu.
Franco beni mahcup etmedi. Hem pozisyon hatası yaptı hem de pas... 5. dakikadaki hatayla yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Bir diğeri, Hırvat hocanın kazanmak için yaptığı bir tercihti. Tolgay ile ne kadar kazanmak istediğini gösterdi. Harika başladı maç Beşiktaş adına. Tam oynaması gerektiği gibi başladı. Savunmanın sağında oynayan Opare hücuma katkı yaptı, Gökhan onu ve kendi alanını iyi kullandı.
Ne var ki aradığı golü bulamıyordu Beşiktaş.
Motta, Opare gibi hücuma çıkmadı.
Mustafa etkisizdi. Olcay, Motta'dan gerekli desteği alamadığı için katkısızdı. Beşiktaş her zamanki gibi kendi sahasında yaptığı paslarla topa sahip olma yüzdesini yükselti.
Ama bu pasları 1. bölgede yapıp rakibinin istediğini hayata geçirdi. Bu pasları 2. ve 3... İlk 45 dakikada ne yaptığını bilen iki isim vardı sahada. Gökhan ve Opare.

Şimdi sen düşün hoca
İkinci devre ilk maçta olduğu gibi harika bir golle başladı. İlk yarıda sadece bir kez rakip alana geçen Motta hem gecenin hem de kariyerinin en güzel golünü attı. Ama nafile. Bu takımın başında Bilic varsa turnuva maçlarında bir adım öteye gidemezsiniz. Golü bulduktan sonra yapılacak birkaç hamle varken o sadece maçı izlemekle yetindi. O izleyince de ilk 11'e aldığı Franco da izledi.
4 metre arkasından gelen ve 2 metre önüne geçen De Sutter'i izledi. Aferin onu kadroya alana, ilk 11'de oynatana.
Beşiktaş turu dün gece değil Belçika'da oynanan maçın ilk 45 dakikasında kaybetmişti. Şimdi sen düşün Bilic.
Senin yerine Ukrayna'da bavulunu hazırlayan Mircea Lucescu'yu düşün Bilic!