Vicdanlarınız rahat mı?
- Savaş ÇORLU Yazıları
- 05 Ağustos 2014, 23:56:40
Galatasaray'da geçtiğimiz cumartesi günü yakın mesai arkadaşım Erkan Koyuncu'nun Florya Tesisleri'nin katil kapısının önünde can çekişmesi gözlerimin önünden gitmiyor, gidecek gibi de durmuyor. Yaklaşık iki yıl önce Florya'ya takılan 5 tonluk kapıdan her içeri girdiğimde sesimi yükselterek güvenlikçiler ile "Biraz daha açın rahat girelim. Cezaevi mi burası kardeşim" kavgasını ve tartışmasını her defasında yapmışımdır. Erkan'ı yerde yatarken gördüğüm anda ilk aklıma gelen de bu kavgalarım oldu.
Bu kapıyı kim yaptırdı?
Aslında araştırılması ve tartışılması gereken burada bu kapıyı kim yaptırdı, neden yaptırdı. Kapının açıldığında giren kişinin aynadan bile gözükmüyor olması, bu kapının yapılmasını sağlayanların vicdanını sızlatıyor mu acaba ? Yaklaşık 20 yıldır Florya Tesisleri'nin her yerinden içeri giriş yapmış bir medya mensubu olarak bu kaza, "geliyorum" demişti aslında. Ben de birçok kez o kapı aralığından, tıpkı Erkan kardeşim gibi "İdman burada mı?" diye seslenmişimdir.
Çünkü Florya'daki tesislerde 4 farklı idman sahası var. Bu kapının öncesine de gitmek gerekirse kim taktırdı, neden böylesine cezaevi kapısını andıracak güçte yapıldı araştırılmalı. Fikir kimden çıktıysa, çıkıp konuşmalı. Buradan soruyorum, bu kapıyı yaptırılması için talimat verenlerin vicdanları rahat mı? Bir önceki kapıda, medyaya özel bina giriş kapısı vardı ama iptal edildi.
Bu dev katil kapıda sensör varmış, bel altında çalışıyormuş. Bıraksınlar bu boş lafları, o demir kapının önüne takım otobüsü geçse, iddia ediyorum koca otobüsü de parçalalardı.
Şimdi gelelim diğer kapıya, yani üst taraftaki A kapısı diye tabir edilen, takım otobüsü, futbolcular, basketçiler, yöneticiler, genç sporcular ve tüm personelin arabaları ya da yaya olarak tesislere girdikleri kapıya. Orada neden böylesine sıkı güvenlik yok. Bu kapıda hem yaya girişi, hem de araba girişi için yerler farklı olduğu gibi demir kapı belirli bölmelerinden içerisi gözüküyor.
Kulübediki güvenlik de her yere hakim. Şimdi soruyorum böylesine bir kapının yapılması ve bir canın gitmesine değer miydi. Şimdi savcılık soruşturmasının tamamlanmasından sonra bu ölüm kapısı ya da katil kapı değiştirilecek. Fakat hiçbir şey son günlerini birlikte geçirdiğim Erkan Koyuncu kardeşimi geri getirmeye yetmeyecek.
Yeni yapılacak kapıya, "Erkan Koyuncu Kapısı" adının verilmesi belki Erkan kardeşimin yıllar boyu hatırlanması adına ufak da olsa bir teselli olarak kalabilir. Son olarak bu kapının yapılmasını isteyen, talimatı veren her kim olursa olsun ve ne biliyorsa vicdanları rahatlatması için konuşması gerekiyor. Erkan'ın ailesinin eğitim masraflarını üstlenmek, gizlice yardım sözleri vermek tabii ki önemli ama kusuru olanların, bu vebalini hafifletmeye yetmeyecektir.
Böyle bilinsin...
Bu kapıyı kim yaptırdı?
Aslında araştırılması ve tartışılması gereken burada bu kapıyı kim yaptırdı, neden yaptırdı. Kapının açıldığında giren kişinin aynadan bile gözükmüyor olması, bu kapının yapılmasını sağlayanların vicdanını sızlatıyor mu acaba ? Yaklaşık 20 yıldır Florya Tesisleri'nin her yerinden içeri giriş yapmış bir medya mensubu olarak bu kaza, "geliyorum" demişti aslında. Ben de birçok kez o kapı aralığından, tıpkı Erkan kardeşim gibi "İdman burada mı?" diye seslenmişimdir.
Çünkü Florya'daki tesislerde 4 farklı idman sahası var. Bu kapının öncesine de gitmek gerekirse kim taktırdı, neden böylesine cezaevi kapısını andıracak güçte yapıldı araştırılmalı. Fikir kimden çıktıysa, çıkıp konuşmalı. Buradan soruyorum, bu kapıyı yaptırılması için talimat verenlerin vicdanları rahat mı? Bir önceki kapıda, medyaya özel bina giriş kapısı vardı ama iptal edildi.
Bu dev katil kapıda sensör varmış, bel altında çalışıyormuş. Bıraksınlar bu boş lafları, o demir kapının önüne takım otobüsü geçse, iddia ediyorum koca otobüsü de parçalalardı.
Şimdi gelelim diğer kapıya, yani üst taraftaki A kapısı diye tabir edilen, takım otobüsü, futbolcular, basketçiler, yöneticiler, genç sporcular ve tüm personelin arabaları ya da yaya olarak tesislere girdikleri kapıya. Orada neden böylesine sıkı güvenlik yok. Bu kapıda hem yaya girişi, hem de araba girişi için yerler farklı olduğu gibi demir kapı belirli bölmelerinden içerisi gözüküyor.
Kulübediki güvenlik de her yere hakim. Şimdi soruyorum böylesine bir kapının yapılması ve bir canın gitmesine değer miydi. Şimdi savcılık soruşturmasının tamamlanmasından sonra bu ölüm kapısı ya da katil kapı değiştirilecek. Fakat hiçbir şey son günlerini birlikte geçirdiğim Erkan Koyuncu kardeşimi geri getirmeye yetmeyecek.
Yeni yapılacak kapıya, "Erkan Koyuncu Kapısı" adının verilmesi belki Erkan kardeşimin yıllar boyu hatırlanması adına ufak da olsa bir teselli olarak kalabilir. Son olarak bu kapının yapılmasını isteyen, talimatı veren her kim olursa olsun ve ne biliyorsa vicdanları rahatlatması için konuşması gerekiyor. Erkan'ın ailesinin eğitim masraflarını üstlenmek, gizlice yardım sözleri vermek tabii ki önemli ama kusuru olanların, bu vebalini hafifletmeye yetmeyecektir.
Böyle bilinsin...